Erken öten horoz
Erken öten horoz
Ali Akben
Atasözleri sade özlü değil aynı zamanda deruni anlamları ile de yüzyıllardır insanlığa rehber olmuş ve nesilden nesile günümüze kadar gelmiştir.
Bizim Zelenski’nin şimdiki işi tamda erken öten horoz hikâyesini andırıyor. İstanbul gibi koca bir dünya şehrinin her gün giderek katlanan sorunlarını çözmek varken adam işi gücü bıraktı cumhurbaşkanı olacağım da olacağım nakaratı ile hem kendini hem de İstanbul’u artan bir hızla yaşanamaz hale getirmek için var gücü ile çalışıyor.
2019 İBB seçimlerinden hemen sonra, başkan Mevlüt beye şöyle bir soru sormuştum.. Sayın başkan İBB’de kısa süre de olsa şehremini olarak bulundunuz. CHP başkanlık seçimini kazandı.
Cevap kısa ve öz. “İBB’de sistem tıkır tıkır işliyor. Yeni yönetim sağlıklı işleyen bu siteme bir çomak sokmaz ve engel olmazsa bir dönem İstanbul’da herhangi bir sorun yaşanmadan geçer. Ancak ikinci dönem için bir şey söyleyemem.”
Adam hem kendine hem İstanbul’a yazık ediyor. İkinci döneminin daha bir senesi bile dolmadı ama verdiği sözlerin hepsini birden unuttu, varsa yoksa cumhurbaşkanı olma sevdası ne akıl ne fikir ne de sağduyu bıraktı.
İstanbul giderek yaşanılması zor bir şehir haline geliyormuş, denizleri müsilajla, suyu lağımla, toplu taşıması ve trafiği halkı çileden çıkarmaya başlamış, deprem kapıda olmasına rağmen hiçbir tedbir alınmaması, hangi birini yazmalı.
Şimdi de partisini taciz ediyor. Benim adaylığımı derhal açıklayın yoksa kötü olur tehdidine ancak 17 vekil direnebildi. Kelli felli adamlar suspus.
Cumhuriyetimizin kurucu partisinde neler oluyor, bu adam da nerden çıktı diyecek bir Allah kulu çıkmıyor. Şakşakçılar, bülbüller, troller ve sosyal medya beslemeleri ha bire gazlıyorlar.
Olan İstanbul’a ve İstanbulluya oluyor ve olmaya da devam edecek. İstanbul her gün biraz daha grileşecek. Trafik giderek artan hızla çekilmez hale gelecek. Kent lokantalarında uzun kuyruklar oluşturan şakşakçılar bile bir süre sonra ah vah ederek ellerim kırılsaydı dilim dönmez olsaydı keşkeleri ile pişman olacaklar ama amasından sonrasını siz doldurun.
Bizim Zelenski, Zelenski’nin düştüğü veya düşürüldüğü gayya kuyusunu görerek artık bu gidişe bir son vermeli.
****
İsrailli esir Aleksandr Turbanov
“Sizin nezaketiniz vicdanıma kazındı. Aranızda yaşadığım 498 gün boyunca, maruz kaldığınız saldırganlık ve suçlara rağmen, gerçek insanlığın, saf kahramanlığın ve insanlığa ve değerlere saygının anlamını öğrendim.
Siz özgür kuşatılmış olanlardınız, ben tutsaktım ve siz hayatımın koruyucularıydınız. Bana şefkatli bir babanın çocuklarına gösterdiği gibi baktınız. Sağlığımı, onurumu ve zarafetimi korudunuz ve toprakları ve gasp edilmiş hakları için savaşan adamların pençesinde olmama ve ülkemin hükümeti tarafından kuşatılmış bir halka karşı en iğrenç soykırımı gerçekleştirmelerine rağmen açlığın veya aşağılanmanın bana dokunmasına izin vermediniz.
Erkekliğin anlamını gözünüzde görene kadar bilmiyordum ve fedakârlığın değerini, aranızda yaşayana kadar, ölümü gülümseyerek karşılayıp, öldürme ve yok etme araçlarına sahip düşmana çıplak bedeninizle direnene kadar fark etmemiştim. Ne kadar açık sözlü olsam da, sizin değerinizi yansıtacak, yüce ahlakınız karşısındaki hayretimi ve hayranlığımı ifade edecek kelimeler bulamayacağım.
Dininiz size esirlere karşı böyle mi davranmanızı öğretiyor?
Bu ne büyük dindir ki, sizi bu kadar yüce bir mertebeye eriştirir ki, karşısında insan yapımı bütün insan hakları kanunları çöker, düşmanlarla mücadele protokolleri çöker!
En zor anlarda yalan sloganlarla değil, yaşadığımız gerçeklerle adaleti ve merhameti gösterdiniz, en karanlık koşullarda bile ilkelerinizden vazgeçmediniz.
İnanın bana, eğer bir gün buraya dönersem ancak sizin saflarınızda bir mücahit olarak dönerim. Çünkü hakikati halkınızdan öğrendim ve sizin sadece toprağın değil, aynı zamanda ilkenin ve haklı davanın da sahipleri olduğunuzu anladım.”
Bu içten ve gerçekçi duruş, belki sarı gâvur ve Gazze kasabında herhangi bir anlam ifade etmeyecek ama insanlık vicdanına dokunacak, yok edilmek istenen mazlum halka yapılan haksız zulme karşı isyanı çoğaltacaktır.
Bu haftalık da bu kadar.
Kalın sağlıcakla.