• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Abdülmecid Zindani

25 Nisan 2024
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

 

Özellikle Kur’an-ı Kerim’in mucizevi yönü ve Resûlullah (s.a.s.)’ın mucizesi üzerinde çalışmalar yapan, buradan hareketle insanları imana, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in mesajını kabul etmeye çağıran Abdülmecid Zindani ile ilk kez 1984’te Ankara’ya geldiği sırada görüşmüştük. O zaman ben henüz genç yaşlardaydım ve basın alanında çalışmaya yeni başlamıştım. O da Türkiye’de pek tanınmıyordu. Ama iman ve Hz. Peygamber (s.a.s.)’in davetinin mucizevi yanıyla ilgili çalışmalarına başlamış, bazı eserleri de yayınlanmıştı. Ankara ziyaretinde kendisine rehberlik etmek amacıyla bir süre birlikte dolaşmıştım. Kendisi aslen Yemenli olmakla birlikte o tarihte Yemen’de değil Suudi Arabistan’da ikamet ediyordu. 

Yıllar sonra Uluslararası Kudüs Müessesesi’nin kuruluşu münasebetiyle tekrar bir araya geldik. Aradan yıllar geçtiği için beni hatırlayamadı. Daha sonra yine bu müessesenin kongrelerinde Beyrut, Hartum, Cezayir, Sana ve daha başka yerlerde görüşmelerimiz oldu. Ayrıca Yemen’e yaptığım muhtelif ziyaretlerimde onu özellikle ziyaret ettim, kendisiyle görüştüm ve bazen de röportaj yaptım.

O Yemen’de aynı zamanda İman Üniversitesi adında bir özel üniversite kurdu ve yıllarca buranın yöneticiliğini yaptı. Özel üniversiteler yüksek ücretler almalarıyla tanınırlar. Ama aynı zamanda geniş imkanlara sahiptirler. Zindani’nin üniversitesi ise çok kısıtlı imkanlarla ve tamamen hizmet amacıyla kurulmuştu. O yüzden hayır sahiplerinin yaptığı bağışlarla öğrencilere ücretsiz hizmetler veriyordu. 

Bir Yemen seyahatimizde onun üniversitesini de ziyaret etmiş, öğrencilerle, öğretim görevlileriyle ve yöneticilerle görüşmeler yapmıştık. Üniversitenin imkanları çok kısıtlı olduğu için eğitim şartları da diğer özel üniversitelere nispetle geride kalıyordu. Buna rağmen üniversitenin dünyanın dört bir yanından öğrencileri vardı. Çok daha iyi imkânlarla üniversite tedrisatı veren Avrupa ülkelerinden bile gelip okuyanlar vardı. Ama maalesef Yemen’de patlak veren iç savaş ve sonrasında ortaya çıkan istikrarsızlık bu kurumun hizmetlerini sürdürmesine engel oldu. Eğer ki sürdürebilseydi belki bugün çok daha geniş imkanlara kavuşmuş ve çok daha iyi düzeye ulaşmış olabilirdi. 

Kampüsü şehrin biraz dışında olan İman Üniversitesi’nin aynı zamanda Sana’nın merkezinde bir araştırma merkezi vardı. Bu kurumun şehir merkezine kurulmasının amacı üniversite dışından da araştırmacıların kolayca istifade etmelerine imkân sağlamaktı. Ben burayı da ziyaret etme imkanı bulmuştum. Burası o günün şartlarına göre biraz daha modern imkânlara sahipti. Kütüphane, bilgisayar sistemleriyle donatılmış, araştırma ürünleri bu bilgisayarlarla kayıt altına alınıyordu. Ayrıca üniversitede verilen bazı önemli dersler ve konferanslar bu merkez tarafından kayıt altına alınarak arşivleniyor, isteyenler için kopyalanarak istifade etmeleri sağlanıyordu.

Zindani kendisi kimya ve eczacılık alanında yüksek tahsil yapmıştı. Ama bu konudaki bilgi birikimini de Kur’an hizmetleri için sunmaya ve Kur’an’ın bilimsel yönden mucizevi yanıyla ilgili tespitlerini ilgilenenlerin dikkatine sunmaya çalıştı. 

Türkiye’yle ilgili gelişmeleri çok yakından ve sıcağı sıcağına takip ediyordu. Her görüşmemizde bana Türkiye’deki muhtelif gelişmelerle ilgili çok ayrıntılı sorular soruyordu. 

Ne yazık ki Mısır’da, Tunus’ta ve Suriye’de olduğu gibi Yemen’de de halkın zulme başkaldırısının, halkların özgürlüğüne götürecek bir değişim ve zafere vesile olmasını istemeyenlerin oyunları bu ülkenin çok şey kaybetmesine neden oldu. Birtakım karanlık güçlerin dışarıdan yaptığı müdahalelerin Yemen’de halkın direnişinin güçlü bir zaferle sonuçlanmasını engelleyerek kirli bir egemenlik savaşı başlatması Zindani’yi de çok sevdiği ve önemsediği ülkesini terk etmeye zorladığı için hicret mekanında hayatını kaybetti. 

O, imana ve başta Filistin davası olmak üzere, Müslümanların davalarına hizmette dolu dolu bir ömür geçirdi ve çok değerli hizmetler verdi. Yüce Allah’tan kendisine rahmet ve mağfiret diliyoruz. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Uğur

Abdülmecid Zindani'nin bir kitapçığını 90'lardaki çocukluğum ve ilk gençliğimden çok iyi hatırlıyorum. Galiba bir belgesel videonun yazılı dökümüydü. Yemenli Abdülmecid Hoca bu şekilde üzerimde etki yapmış biriydi. Allah çalışmalarını kabul etsin ve onu yüksek cennetlere alsın. 23 Nisan tarihinde cenazesinin üstelik İstanbul'dan kaldırılması da önemli bir tesadüf ve daha doğrusu Allah'ın denk getirmesi oldu. Bir yandan, hayatımda büyük etki yapmış diğer bir kimsenin, mücahidler ve fatihler torunu, 1915 doğumlu, bizleri Allah yoluna çağıran anne dedemin ölüm yıldönümünde cenazesi kaldırıldı. Diğer yandan, Rûm (Rumiler/Romalılar) Suresi'nde kendilerine Allah katından askerî-siyasi destek sözü verilen İstanbul merkezli biz Rumilerin/Romalıların ebedi gerçek başkentimiz İstanbul'da vefat etti. Bazı rivayetlerde (aktarımlarda) anlatılırmış ki âhir-i zamanda Müslümanlar "şâm"da toplanacak. Buradaki "şâm" aslında "kuzey tarafları" anlamındadır, nasıl ki "yemen" kelimesinin asıl ve daha geniş anlamı da "güney tarafları" demekse. Dolayısıyla asıl, geniş anlamıyla şâm Anadolu ve Rumeli'yi de kapsar. "Batı Suriye bölgesi" anlamındaki "(Bilad-ı) Şâm" ise o kelimenin dar anlamıdır, "kuzey taraflarının ilk başlangıcı" gibisinden... Gerçekten de Müslümanlar ve özellikle gerçek müminler "kuzey tarafları" anlamındaki şâmda toplandılar, Türkiye'de. Öyle zannediyorum ki muhtemelen Ak Parti döneminde değil, ama 2030'larda muhakkak şâm (kuzey) bölgesinin başlangıcı olan dar anlamlı Şâm diyarını da, yani bugünkü Suriye veya Batı Suriye'yi de geri alacağız ve birliğimize katacağız. Daha sonra fetihler başlayacak. Bunların en sonunda İskandinavya ve hatta Batı Rusya taraflarına kadar bütün kuzey/şâm ülkeleri İstanbul merkezli biz Rumilere bağlanmış olacak. Benim bu sözlerim temenni veya hayalden ibaret değildir, Er-Togrıl (Ertuğrul) oğlu Osman Bey'in gerçekleşen rüyası kadar gerçektir. Üstelik çok daha kısa zamanda gerçekleşecektir, çünkü âhir-i zamandayız, artık olaylar hızlı gelişmeye başladı bile.

Yalın

AYDINLIKLA İŞİNİZ YOK ....HEP KARANLIK HEP ZİNDAN FALAN FİLAN ...!!!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23