• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Tâlib Çelen
Ahmet Tâlib Çelen
TÜM YAZILARI

Sezâî Karakoç’tan izler

22 Kasım 2021
A


Ahmet Tâlib Çelen İletişim:

Sezâî Karakoç da gitti… Dünyâ sürgününden bir an evvel kurtulmak ve sevdiklerine kavuşmak için can atıyordu besbelli. Ten kafesi açıldı ve rûh kuşu hürriyetine kavuştu. Allah rahmet eylesin.

İmrenilecek bir hayâtı olanların ölümü de imrendiriyor. Dünyâda bir tek Müslümanı bile incitmeden ve bütün ümmeti utandıracak tek fiili olmadan terk-i diyâr etmek kaç yiğidin harcıdır? Hayâtı ile ders verdi, kitapları ile ders verdi ve dâr-ı bekâya göçüşüyle ders verdi. 

O, mütefekkir dâvâ adamı kumaşından yaratılmışlardandı. Bu yüzden politika ona o politikaya uyamazdı. Siyâsetçi değildi ama bir partisi vardı: Yüce Diriliş Partisi. Parti onun için bir siyâset vâsıtası değil fikirlerini hür olarak ifâde edebileceği bir fikir ocağıydı. Dürüst siyâsetin nasıl yapılabileceğinin de gösterileceği bir mektep… Allah nasîp etse köklerimize yaslanarak adâlet ve merhametle ülkenin nasıl idâre edileceğini de gösterirdi elbet. Ama hür yaratılışlı olduğu ve münzevî hayâtı sevdiği için parti, bir ocak olarak iş gördü. El-hak bu şekilde de büyük işler yaptı. Memlekette Müslümanca yaşamayı, dünyâyı Müslümanlaştırmayı, Müslümanların her türlü derdini, İslam birliğini dert edinen bir gençliğin yetişmesinde Sezâî Karakoç’un tesîri çok baskındır. 

Şahsen merhûmu çok geç okumaya başladığım için hep üzülürüm. Lise çağlarımdaki kavga-gürültünün tozu dumanı arasında ismini işitmemiştim bile. Başka kavga yazarları o günkü hâlet-i rûhiyemizi daha fazla okşuyordu. Üniversiteye girince, bölümümüz de edebiyat olunca ismini sık duymaya başladım. Ama ondan okuduklarım birkaç şiiriydi sâdece. Mona Roza, efsânesiyle birlikte elden ele dolaşıyordu zâten. O güne kadar şiir zevkim gelenek içinde teşekkül ettiğinden şiirleri beni pek de sarmıyordu. İslâmî birikimimizden istifâde ettiği açık ama alıştığımızdan çok farklı bir şiirdi onunki. Belki de yeni nesillerin kulağına ve gönlüne hitâp edebilmesinin sırlarından birisi de buydu. 

Muallimliğimin ilk yılındaydı sanıyorum, Çorum’dan Ankara’ya bir yolculuk esnâsında önümdeki koltukta oturan gençlerin konuştukları mevzûlar alâkamı çekmişti. Hiç alışılmamış şekilde gençler Abdülhamid Han’dan, Necip Fazıl’dan bahsediyorlardı. Şaşırmıştım. Yanımdaki yiyeceklerden ikrâm edip tebrik ettim. Meğer çocuklar imam hatip lisesinde okuyorlarmış. (İmam hatiplerin ehemmiyeti de böylece ifâde edilmiş olsun) Bir dinlenme tesîsinde sohbet ettik. Çocuklar en çok Sezâî Karakoç’tan -hem de heyecânla- bahsediyorlardı. Talebem mesâbesindeki çocuklardan utandım. Ben Sezâî Bey’i onlar kadar okumamıştım. Sezâî Karakoç okumalarım ondan sonra başladı diyebilirim. Hâlâ da devâm eder, inşâallah devâm edecek. 

Muallimlik yıllarımda talebelerime temel bir dâvâ şuûru verebileceğini düşündüğüm altı yazı tespît etmiştim. Bunları fotokopiyle çoğaltıp sınıftaki herkese birer tâne dağıtıp vermek istediğim şuûr istikametinde îzâhlar yaparak okuyordum. Yazı herkesin önünde olmasa, masaya oturup haber spikeri gibi okusam kâfî derecede tesîr olmayabilirdi. Neresi yazı, neresi îzâh, tâkîp edebiliyorlardı. Böylece bir yazının düşünerek, boşlukları doldurularak nasıl okunacağına dâir bir fikirleri de oluyordu diye düşünüyorum. İşte bu altı yazıdan ikisi Sezâî Karakoç merhûma âitti: İslam Aydını ve İslam Aydını Olmak yazıları. (Bir seyâhatta olduğumdan hangi kitaplarda bulunduğunu yazamıyorum. Sütun I-II’de idi diye hatırlıyorum) Bu okuma faaliyetleri tahmînimin ötesinde verimli oldu. Çocukların birçoğu yazısını okuduğum yazarların kitaplarını da okumaya başladılar ondan sonra. Elbette Sezâî Karakoç’u da… Onlar benim gibi geç kalmamışlardı. Bunlardan birisi köye kitaplarını götürmüş, bir gün beni aradı. “Hocam, Sezai Karakoç’un kitaplarını okumuyor, içiyorum. Okumak yetmiyor, hepsini ezberlemek istiyorum” diyordu. Bu çocuk şu anda Ankara’da mühim bir vazîfe başında. Sezâî Ağabey’in vefâtı üzerine yazıştık, “Abi, dünden beri Kıyâmet Aşısı’nı yeniden okudum” dedi. Başka bir talebem de cenâzesine katılmış, oradan yazdı. “Hocam, onu bana siz tanıtmıştınız, burada sizin adınıza da bulunuyorum” sözü beni çok duygulandırdı. Böyle yüzlercesinin olduğuna inanıyorum. 

Gençliğinde Sezâî Karakoç’un yanında çok bulunmuş Fevzi Pehlivanlı Ağabey yakın dostumdu. Sezâî Ağabey’i tanımakta çok istifâde ettiğimiz bir ağabeydi. Kulakları çınlasın. “Sezâî okumalarına Kıyâmet Aşısı ile başlamalıdırderdi hep. Tecrübedir, istifâde edilmeli. 

Sezâî Karakoç’la iki defa görüşme nîmetine eriştim. Birincisine gazetemiz yazarlarından Yaşar Değirmenci Ağabey götürmüştü. Fevzi Pehlivanlı Ağabey ile birlikte Diriliş Partisi’nin cumartesi sohbetlerine. Nasıl yüreğim çarpmıştı. Şiirleri, yazıları ile beslendiğim büyük insan karşımdaydı. O gece bir suâl üzerine Ziya Gökalp’i anlatmıştı. Taa köyünden, köyünün Diyarbakırlılar tarafından nasıl nitelendiğinden, akrabalarından başlamıştı. Ziya Gökalp’i o gece anladığımı söyleyebilirim. O gece bir insanı anlamada çocukluğuna kadar inmenin ehemmiyetini de fark etmiştim. Öbür görüşmemizde yanımda tarihçi bir arkadaş vardı. Bürosundayız. Bizden sonra geldi. Hiç konuşmuyor. Parmağıyla masanın üzerine bir şeyler yazıyor, şekiller çiziyor. Sağından giriyoruz solundan giriyoruz, konuşmuyor. Sonunda o zaman sağ olan bir siyâsî hakkında bir suâlimiz üzerine -onun ismini hiç anmadan- konuşmaya başlamış, çok mühim şeyler anlatmıştı. Yanındaki eleman hemen cihâzı ayarlayıp sesini kaydetmeye başlamıştı. Demek ki bütün konuşmaları böyle kaydediliyor diye sevinmiştim. 

Bir iktibas:

Derviş, çağ kaçkını değil. Tam tersine, çağın ortasına dalan kişidir. İşler, niyetlere göredir. Dervişin niyeti, çağı Tanrı hakkından mahrum bırakmamaktır. O, ilk bakışta dünyaya dünya için çalışanla aynı görünümde olsa bile, buna önem vermez. Kendine güveni tamdır dervişin. Yolunu ve yordamını net olarak bilendir o. Geçmiş çağların kopyacısı değildir. Geçmiş çağların isterleriyle çağın isterlerini ayırabilendir. (Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi III, 4. baskı, 2013, s. 47)

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

BİR

Sezâi Karakoç ruhuna Fatiha.

CemalOKUR

Söylediklerinize Aynen katılıyorum,Allah c.c "siz yeryüzünde bnm şahitlerimsiniz kime ki iyi şahit olursaniz bn onu iyiler sınıfına yazarım" buyuruyor,Allah şehadetinizi kabul buyursun.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23