İsmi azam! Helal rızıktır, helal lokmadır, helal kazançtır..!
İsmi azam! Helal rızıktır, helal lokmadır, helal kazançtır..!
AHMET MARANKİ
İSLAM’A VE İNSAN’A HİZMET!
İLK VE EVVELA HELÂL LOKMA VE FAİZ’SİZ KAZANÇ’TAN BAŞLAR.!
SONRA;
İNSANLARIN AÇLIK VE TEMEL İHTİYAÇLARINI RAHATLIKLA TEMİN ETMELERİNİ SAĞLAYACAKSINIZ.
SONRA DİĞER EKSİKLİKLERİN GİDERİLMESİNE KATKILARDA BULUNMAKLA OLUR!!!
Bİ İZNİLLAH Elmalılı Hamdi Efendi Kur’an tefsirlerinde;
ismi azamdan bahisle “özetle ismi azam helal rızıktır, lokmadır, kazançtır..” der ve sıralardı…!
Bismillahirrahmanirrahim!
Rahman ve rahim olan Allah Allah’ın adıyla..!
Bismillah her hayrın başıdır!
“Mallarınızı aranızda haksız sebeple yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hâkimlere (idarecilere) vermeyin”. (Bakara 2 /188.)
Numan b. Beşir (ra), parmaklarıyla iki kulağını göstererek, Resûlullah (sav)’i şöyle derken işittiğini nakletmektedir.
“Helal bellidir, haram da bellidir. İkisinin arasında ise bir takım şüpheli şeyler vardır ki, insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve ırzını (namus ve haysiyetini) korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse, harama düşmüş olur..” (Buhari, İman 39; Büyü’ 2; Müslim, Musakat, 107;)
Selman-ı Farisi (ra)’dan, Peygamber (sav) Efendimize, yağ, peynir ve hayvan derisinden yapılan elbise hakkında soru sorulduğunda, şöyle buyurmuştur: “Helal, Allah’ın kendi kitabında helal kıldığı şeylerdir. Haram da, Allah’ın kendi kitabında haram kıldığı şeylerdir. Bu konuda söz etmediği şeyler ise, bağışladığı (af kapsamına soktuğu) şeylerdir. Onları mubah saymıştır.” (Tirmizi, Libas, 6. İbn Mace, Et’ime 60.)
HELAL VE HARAMDA ASLA ŞÜPHE YOKTUR!
“Helal açık bellidir. Haram da açık bellidir. O halde sen, seni şüpheye düşüren şeyleri bırak, şüpheye düşürmeyen şeylere yönel”. (Buhari, Büyü’, 3.Tirmizi, Kıyamet,60. Nesai,)
“Ey Peygamber! Temiz olan şeylerden yiyin, güzel işler yapın. Ben sizin yaptıklarınızı hakkiyle bilmekteyim”. (Mü’minun su. 23/ 51.)
AHİR ZAMANDA HELAL İLE HARAM AYIRMAK ZORLAŞACAK!
Ebu Hureyre (ra)’dan, Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Öyle bir zaman gelecek ki, kişi malını helalden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine bakmayacaktır”. (Buhari, Büyü’, 23 (1926);)
“Ey İnsanlar! Şüphesiz ki Allah güzeldir ve temizdir. Ancak güzel ve temiz olanı kabul eder”. (Tirmizi, Tefsir 2/36, Edep. 41;)
HARAM YOLDAN KAZANILAN PARANIN ZEKÂTI OLMAZ! SADAKASI KABUL EDİLMEZ!
İbni Ömer (ra)’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Allah temizlik olmayan namazı kabul etmez. Hıyanetle (haram yolla) kazanılan paradan verilen sadakayı da kabul etmez”. ((Müslim, Taharet,1 (224); Tirmizi, Taharet,1) (1).)
Haram kazanılan paradan verilen sadakayı da Allah kabul etmiyor.
Ebu’l-Havra es-Sadi (ra) anlatıyor; Hasan b. Ali (ra)’ya: “Resûlullah (sav)’den ne ezberledin?” diye sordum. Dedi ki, Ondan şunu ezberledim: “Seni şüphelendiren şeyleri bırak, şüphelendirmeyenlere bak!”. (Nesai, Eşribe, 50.)
“En faziletli amel, helal kazançtır”. (Feyzu’l-Kadir, Münavi, 2/34 1238.)
HARAMDAN ARINMAK DUANIN
KABULÜNE VESİLEDİR!
Peygamber (sav)’e gelerek, “Ya Resûlellah! Dua buyurunuz da ben duası makbul olanlardan olayım” der. Peygamber (sav) Efendimiz ona; “Ya Sa’d! Helal ve güzel olanı haramdan arınmış olarak ye. Duan kabul olur” buyurdular. (İ.Gazali, İhya, 2/ 114.)
Abdullah ibn Ömer (ra) buyurmuştur: “Namaz kılmaktan yay gibi, oruç tutmaktan çöp gibi kalsanız da, haram ve şüpheli şeylerden kaçınmazsanız, Allah o ibadetlerinizi kabul etmez”.
İbrahim Ethem hazretlerinin şöyle dediği rivayet edilir: “Kemale eren kişiler, ancak midelerine girenlere dikkat etmekle kemale ermişlerdir”.
HARAM YİYENİN DUASI KABUL OLMAZ!
Enes b. Malik (ra) anlatıyor; “Resûlullah (sav)’e dedim ki, Ya Resûlellah! Beni duası kabul edilmiş bir kimse kıl”. Bunun üzerine Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurdu:
“Ey Enes! Kazancın helal, temiz kıl ki, duan kabul olsun. Zira kişi ağzına haram lokma götürürse, duası kırk gün kabul olunmaz”. (Ayni, Umdetü’l kari, 17 / 260.)
BAĞINI SORMADAN ÜZÜM YEME!
Halk arasında Dinimizin inancına hiç uymayan, Müslüman’ın asla yapamayacağı bir söz dilden dile dolaşır, Neymiş “Üzümünü ye, bağını sorma” düşüncesi. Hâlbuki “Müslüman bağını bilmediği üzümü asla yiyemez, yememelidir”. Çünkü bağını bilmeden, sahibinden izin almadan, ücretini ödemeden o üzüm haramdır.
KİŞİNİN DİNDARLIĞI EMEĞİNİN
HELALLIĞI NİSPETİNDEDİR
Emeği ve ekmeği ne kadar helal ise o derece Müslüman’dır. (Buhari, Büyü’,15.)
Alın teri, el emeği, göz nuru, helal kazanç mübarektir ve kutsaldır.
Onun dışında başka yollardan cennet aramanın manası yoktur!
Allah yolunda olup onun emirlerini yapanlar için cennet helal olduğu kadar bunun dışındaki her şey de insanı cehenneme götürecektir!
HELAL DAİRE KEYFE KAFİDİR!
HARAMA GİRMEYE GEREK YOKTUR!
Başta kamu malı yiyenlere şehit dahi olsalar yeri haramdır ve diğeri cehennemdir!
Bütün bu zalimliği yapanlara da cehennem haktır!
Bütün bu emir ve yasakları bilerek, zararla rızasıyla girene de merhamet edilmez, acınmaz!
Hükmü gereği bütün bu haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytanlar ve zalimler için yaşasın cehennem diyoruz..! Vesselam
WhatsApp bilgi ve ihbar hattı:: 0530 200 00 96