Topluca Barış İklimine Girmek
Topluca Barış İklimine Girmek
Abdullah Yıldız
Bakara Suresinin 208. ayeti mealen şöyledir: “Ey iman edenler! Hepiniz topluca Silm’e (barış ve selamet iklimine) girin de şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o sizin aranızı açan apaçık bir düşmandır.”
Âyetteki “silm” kelimesi, ‘uzlaşma, barış, teslimiyet, itaat’ demektir. Râğıb el-İsfahânî’ye göre silm, ‘bir insanın diğerinden zarar görmemesi, iki tarafın birbirine güvenmesi’ anlamına gelir (el-Müfredât, “slm” md.). “Silm”in bu anlamını en iyi ifade eden Türkçe karşılığı ‘barış’ kelimesidir. Aynı kökten gelen “İslâm” kelimesinde hem ‘teslimiyet ve itaat’ hem de ‘barışa katılma’ anlamı olduğu için, tefsirlerde “silm” kelimesi “İslâm” diye de açıklanmıştır. Bu takdirde ayet şöyle anlaşılır:
“Ey iman edenler! Hep birlikte ve bütün varlığınızla (kâffeten) İslâm’ın barış ve huzur iklimine girin…”
Her ne kadar ayetin “ey iman edenler” diye başlamasına bakarak “silm”in “İslâm” anlamına geldiği şeklindeki açıklamanın isabetli olmayacağı düşünülebilirse de, mümin ve müslüman oldukları halde dinin buyruklarına tam olarak uymayan, hatta yaşayışlarına bakıldığında gayrimüslimlerden farklı oldukları bile anlaşılamayan insanların her dönemde bulunabildiği dikkate alınarak ayeti, “Ey iman edenler! Hepiniz İslâm’a tam olarak girin; onun gereklerini eksiksiz yerine getirin ve bu suretle doğru dürüst müslüman olun. Müslümanlığın gereklerinden biri olmak üzere dostluk ve barışa yönelin, Allah’a itaat edin; apaçık düşmanınız olan şeytanın kışkırtmalarına uyarak önceki ayetlerde anılanlar gibi dışı başka içi başka olmayın. Sözünüzle yaşayışınız uyumlu olsun; ikiyüzlülük yapmayın, birbirinize karşı düşmanca duygular besleyip fitne ve fesat çıkarmayın” şeklinde anlamak mümkündür.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, bu ayeti şöyle anlar: “Ey iman edenler! Hepiniz böyle tam bir teslimiyetle ve bütün varlığınızla barış ve selamete giriniz, kâmil birmüslüman olunuz. Şeytanın adımlarına, insanları yoldan çıkaran kâfirlerin ve sapıkların söz ve hareketlerine uymayın, isyan, bölücülük ve şeytanlık yollarına sapmayın. Çünkü o şeytan size gizli de gelse her halde açık bir düşmandır. İkinci bir mana ile: O, sizin Allah ile ve birbirinizle aranızı açacak ve sizi perişan edecek bir düşmandır. Üçüncü bir mana ile: O, sizi şaşırtmak için belagatlı ve parlak söz söylemesini bilen büyük bir düşmandır.”
“Silm”in ‘barış, selamet’ manası, aslında İslâm’ın, boyun eğme manasıyla ilgilidir. İslâm, Allah’a boyun eğmek ve ihlas demek olduğu gibi, selamete girmek manasını da ifade ediyor. Şu halde bu ayetle, iman ve İslâm’ın manası, dünya ve ahirette barış ve selamete girmek demek olduğu anlatılarak bütün iman edenler, İslâm’ın kemaline davet olunuyor. Nitekim bir hadiste olgun müslüman: “Müslüman odur ki müslümanlar, onun dilinden ve elinden selamet bulur.” diye tarif edilmiştir. Bu ise müslümanın elinden ve dilinden diğerlerini gücendirecek hiçbir zarar ve eziyet çıkmayıp, aksine selamet ve fayda çıkması gerektiğini bildirmektedir ki, “Kim iyilik yaparak kendisini ihlas ile Allah’a teslim ederse...” (Bakara/112) ayetinin yüce manasının tam olarak tatbikiyle bütün hukukî ve ahlâkî kânunlara riayeti emretmektedir.
Allah’a teslimiyet bütün hak dinlerin temeli olduğundan, bazı müfessirler buradaki “Ey iman edenler” hitabının Müslümanlara (‘kendilerini Allah’a teslim edenler’) yönelik olmadığı, tersine henüz tam bir teslimiyete ulaşmamış insanlarla bağlantılı olduğu görüşündedirler. Öyleyse ey müminler! Allah’ın emirlerine boyun eğmekle öyle mükemmel bir sosyal görünüm ve öyle muntazam bir İslâm yurdu meydana getiriniz ki aranızda isyan, kavga ve anlaşmazlıktan, birbirinize eziyetten, eğrilikten, Allah’ın haklarına ve kulların haklarına tecavüzden, kısaca Allah rızasına aykırı hareketlerden eser bulunmasın da, herkes güven, karşılıklı sevgi ve tam bir huzur içinde yaşasın; geleceğine ve ahiretine tam bir sevinçle yürüsün ve bunu bozacak fesatlara meydan verilmesin; parlak sözler söyleyip de kalpleri merhametsizce düşmanlıklarla dolu olan şeytanların ardınca gidilmesin (Kur’an Yolu, Hak Dini Kur’an Dili, Kur’ân Mesajı).
Son söz Aliya’nın: “Teslimiyet; isyan, umutsuzluk, nihilizm ve intihar olmaksızın hayatın çözülmezliği ve anlamsızlığından insanî ve onurlu tek çıkış yoludur. Ey teslimiyet! Senin adın İslâm’dır.”