• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

Tehcir ve hicret kavramları ışığında Gazze

21 Nisan 2025
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

Tehcir ve hicret kavramları ışığında Gazze

ABDULLAH ŞANLIDAĞ

Gazze, Kudüs, Filistin, Mescid-i Aksa şuuruyla büyüdük. İslâmî hareketin Filistin davası hep gündemde tutuldu. Geldiğimiz nokta ve İslam dünyasının Filistin konusundaki acziyetini, acziyetimizi daha sağlıklı değerlendirmek gerekiyor. Nüfusu 10 milyonu geçmeyen İsrail, dünyadaki nüfusları 2 milyardan fazla olan Müslümanların ilk kıblesi Mescidi Aksa ve Gazze işgali, katliamı, soykırımı karşısında sessiz bir şekilde bekliyorlar. 2 yıldır İsrail Gazze’de ölüm yağdırıyor. Mahzuni Şerif, 50 yıl önce Amerika için katil demişti. Bu katil ve Büyük şeytan Amerika’nın İsrail’e verdiği destek sürdükçe, anlaşılan Gazze’de soykırım bitmeyecek. İsrail, şu ana kadar Gazze’de 50 binden fazla insanı katletti. Trump denen haydutun Filistin’e yönelik tehcir politikası (Gazze halkını Mısır ve Ürdün’e yerleştirme) adım adım işliyor. 

Dışişleri Bakanı Fidan’ın Antalya Diplomasi Forumu’nun kapanışında yaptığı konuşma, doğrusu beni ürküttü. “Günün sonunda Amerika’nın desteği kesilmediği sürece soykırımın sona ermeyeceği ortada.” 

Peki, Amerika’nın İsrail’e desteği kesilir mi? Ya da şöyle soralım: İnsani ve diplomasi trafiği ile bu sorunu çözebilir miyiz? Hakan Fidan, Trump’ın Gazze’ye yönelik tehcir (Filistin’i tahliye, yani Gazze halkını Filistin’den sürme) politikasına ilişkin şunları söyledi. “Tehcir ne bölgenin ne bizim kabul edebileceğimiz bir durum. Bunu düşünmek bile abesle iştigal.”

Şimdi akıllı, basiretli ve sağduyulu düşünmek durumundayız. Bu işler; “kahrolsun Amerika, kahrolsun İsrail. Katil İsrail, Filistin’den defol!” demekle olmuyor. Elbette boykot, yürüyüş, miting faydadan ari değildir. Lakin Siyonist İsrail, elindeki ölüm makinesi ile Gazze halkını topyekûn katlederken, bizim yolları aşındırmamızın ne önemi var ki? Kaldı ki, Demirel’in ifadesiyle “yollar da yürümeyle aşınmıyor.” Açık konuşmak gerekirse şu anda İslam dünyasının İsrail ve Amerika’yı durdurabilecek bir gücü yok. Aslında var da yok. Birlik ve beraberliği sağlayamadığımız müddetçe, adamlar bizi dövmeye devam edecekler. Kısa vadede olmasa bile uzun vadede, hedefte Türkiye vardır. Bu iş, öyle zannedildiği gibi Filistin’in tahliyesi ile bitecek gibi durmuyor. Sırada büyük İsrail projesinin asıl büyük ayağı olan ve Nil’den Fırat’a kadar uzanan toprakları da kapsayan operasyon var. İktidara yakın medyada, İslami kavramlarımızdan olan hicret ışığında Gazze’ye yönelik şöyle bir çıkış yolu öneriliyor: “İsrail’i durdurmaya gücümüz yetmiyor, bu durumda Gazze’de masum insanlar ölmeye devam edecek demektir. Öyleyse hiç değilse oradakilerin canlarını kurtarmanın yolunu bulalım, mesela başka ülkelere hicret etmelerini sağlayalım.”

Yazımın başında hicret ve tehcir kavramlarının izahını yaptım ki, konu daha iyi anlaşılsın diye. Şimdi soralım: Trump’ın tehciri ile bizim hicret teklifimiz arasında ne fark var? Zerre kadar fark yok, ikisi de aynı kapıya çıkıyor. Şu aşamada hicret konusunu tartışmaya açmak,  kelimenin en hafif manasıyla ahmaklıktır. Yahu Gazze halkını Filistin’den tahliye ettiğinizde geriye ne kalır? Gazzeli mazlumların tahliye edildiği bölgeleri İsrail ve Amerika’nın ne ile dolduracağını zannediyorsunuz? Hamasi nutuklarla avunmayı bir tarafa bırakalım ve rasyonel düşünelim. Gazze ölüyor, ayağa kalk! Diyenlerin samimiyetine inanıyorum. Filistin meselesi için ta öteden beri samimi olduğundan zerrece şüphe etmediğiniz Erdoğan’ın da aslında pek fazla yapabileceği bir şey yok. Diplomasi trafiği yürüten Erdoğan ne yapsın, fayda sağlamayınca, şimdi muhatabına değişik dilden sesleniyor. “Mehmetçik Gazze’ye diye slogan atmak kolay da, bu işin sonuçları ne olur? Bana göre Erdoğan’ı asıl düşündüren budur. Yoksa “Bir gece ansızın gelebiliriz” uyarısının şimdiye çoktan gerçekleşmesi gerekiyordu. Elbette siyasetçiler kendi sosyolojik tabanlarını konsolide edebilmek için bazen bu tür çıkışlar yapabilirler. Ben bu konuda da Erdoğan’ın samimi olduğunu düşünüyorum. Eylemle retorik arasında mesafe var mı? Var, olmadığını kim söyledi ki? Peki şu anda daha iyisini yapabilecek babayiğit var mı? 

Trump, sosyal medya hesabından ‘Gazze’nin dünya zenginlerinin tatil beldesi haline dönüşeceğini duyurdu. Nasıl olacak bu iş? Gayet basit. Önce Gazze halkı tahliye edilecek. Sonra enkaz kaldırmaya çalışmaları başlayacak ve Filistin’de modern mimariye uygun yeni bir Gazze imar ve inşa edilecek. İşte şimdilerde bizimkiler tarafından da gündeme getirilen, ‘insan mı önemli, yoksa toprak mı?’ Sorusuna, bu zaviyeden bakmak gerekiyor. Allah’tan bu söylemin alıcısı bulunmadı. Gazze’yi Gazzelilerden tahliye edebilmek için Trump’ın projesi ile birilerinin dillendirdiği argüman arasında ben bir fark göremedim. Gördüm diyen varsa, buyursun konuşsun. 

Gazze’yi Gazzelilerden boşaltma fikri yerine, daha iyi bir fikrimiz yok mu? Gazze halkına sığınacak yer arayanlar, yıllardır bizleri hamasi nutuklarla oyaladılar. Theodor Herzl isimli bir Yahudi gazeteciden bahsederdi, rahmetli Erbakan hoca. Sıradan bir gazeteci değildir Herzl. 

Sultan 2. Abdülhamid’den Filistin topraklarını İsrail halkının iskanına açmasını talep etmeye cüret eden bir insan. 

Birilerine göre en iyi Filistinli ölü Filistinlidir. O yüzden öldürüyorlar. 

Hakan Fidan da bu öldürme eyleminin Trump desteği ve Netanyahu eliyle gerçekleştirildiğini çok iyi görüyor. Anlayacağınız 100 küsur yıl önce planları çizilen proje, adım adım ilerliyor.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Alaaddin Keykubat

Yazık ki ne çok yazık ölmüşüz de ağlayanımız yok

Kemal Çevik

Allah'ın arzında Gazze ve Kudüs gibi önemli bir beldede yaşayan Müslümanları başka bir yere Göçe zorlamak hicret değil sürgündür
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23