• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Yeni bir hikâye lâzım

Yeniakit Publisher
2018-07-22 10:26:00 -
Yeni bir hikâye lâzım

8 yıl önce NEF markasıyla yola çıkan Timur Gayrimenkul’ün bugüne kadar ürettiği 25 projesinde sektörün çıtasını yukarıya taşıyacak adımlar atıldı. Bu alanda Türkiye’nin en genç yöneticilerinden birisi olarak, yenilikçi fikrin simgesi haline gelen NEF İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, Bodrum’daki ofisinde Ekonomi Müdürümüz Mehmet Canıtatlı’nın sektör ve şirketin gelecek vizyonuna dönük sorularını cevaplandırdı.

En zengin 100 Türk’ün sıralandığı “Forbes 100” listesinde en genç erkek milyarder olarak yer alan Erden Timur, 28 yaşında başlattığı NEF’in başarı hikâyesiyle zirveye oturmuş bir isim. 2010’dan önce Mersin’de geliştirdiği projelerde foldhome (katlanır ev) denemesi maya tutan Timur ailesi, son 8 yılda İstanbul’da geliştirdiği projelerde sektörün gelişimine katlı sağlayan açılımları ile öne çıktı.

2.1 MİLYARLIK CİRO HEDEFLİYOR

Foldhome kurgusunun ardından Foldoffice konseptleriyle ilgi gören NEF, 12 bin ailesine yenilerini katmak için çalışmalarını sürdürüyor. İstanbul dışında Bodrum’a da odaklanan şirketin patronu Erden Timur ile Yalıkavak’taki NEF RESERVE projesinde bir araya geldik.  Markalı konut sektöründe geçen yılı ciro, satış ve teslimatta üç ayrı rekora imza attıklarını söyleyen Timur, herşeye rağmen bu yılki ciro hedeflerinin 2,1 milyar lirayı aşmak olduğunu söylüyor. Son rakamlara bakılırsa bu hedef gerçekleşecek… Erden Beyle sohbetimize farklı başlıklar altında sorular sorarak başladık.

ANİ BİR DURUŞ OLMAZ

Türkiye olarak 2002’den başlayarak 2008’e kadar güzel bir hikâye oluşturduk. Bunu da herkese iyi anlattık. Şimdi ise yeni bir hikâyeye ihtiyacımız var. Herkesin söylediği gibi önceliklerimiz yapısal reformlardır. Bizim gibi gelişen ülkelerin doğal kaynakları var. Ticaretteki güçleri üretimden geliyor. Biz de önce imalat sonra ticaretle büyüyebileceğimiz bir ülkeyiz. Katma değerli ürün ihracatında gayrimenkul de önemli potansiyele sahip. Türkiye ekonomisinde ani bir duruşun olacağını düşünmüyorum. Ölçümleme yaptığımız herşey kayıt içinde olduğundan ortaya çıkan rakamlar rahatsız edici boyutta değil. Bir bakıyorsunuz ekonomi çarkının içine aniden para girişi olabiliyor. Bunun yastık altındaki birikimlerden de olduğunu söyleyebiliriz. Varlık fiyatları düştüğünde bu gibi birikimler devreye giriyor.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Nef ile lüks zaman zaman yan yana anılıyor. Lüks bir ihtiyaç mıdır?

LÜKS BİR İHTİYAÇ AMA…

Bunun cevabını direkt olarak ‘’ evet bir ihtiyaçtır’’ demeyeceğim. Maalesef bir ihtiyaçtır. İnsanoğlunun dünyanın kaynaklarını sadece keyfi için kullanmasını doğru bulmuyorum. Birileri kaynakları sömürürken birileri de aç kalıyor. Dünyamız bu acı gerçekle karşı karşıya iken lüks olanı hiç olmazsa daha az israflı hali ile kullanalım. Öyle kocaman kocaman odaların olduğu evler yerine ihtiyacımız kadar olanı yapalım ya da satın alalım diyorum. İhtiyaçlarımızı birleştirirsek daha mutlu yaşarız. Biz de NEF olarak bunu yapmaya çalışıyoruz. 

Ülkemizde foldhome konseptini ilk kez Nef gündeme getirdi. Bu konuda nereden nereye geldiniz?

HERKES İHTİYACI KADAR KULLANMALI

Foldhome, katlanır ev anlamına geliyor. Yani bir eve sığmayacak tüm odaların katlanarak eve dahil edilebilmesi mümkün.  Foldun ilk denemesini 2004 yılında Mersin’de yaptığımızda ilgiyle karşılanmıştı. 2010 yılında NEF’i kurduğumuzda bu kurgu projelerimizin bir parçası oldu. İhtiyacın olduğu zaman ihtiyacın kadar kullan… Aslında bu sadece konutlar için değil hayatımızın her alanına uygulanması gereken bir konu olmalı.  Sakinlerimiz fold kullanımını benimsedi. Kayıtlarımıza göre 30 bin defa kullanım olmuş.

Çalışma takviminizde hangi detaylara dikkat ediyorsunuz?

DOLULUK VE AİDAT ÖDEMELERİ BİZE FİKİR VERİYOR

Çalışma takviminde istikrarlı olarak takip ettiğim iki konu var. Bunlardan birisi projelerimizin doluluk oranı, diğeri de aidatların ödenmesi oranıdır. Projelerimizin yüzde 90’nını yatırımcı kitlesi tercih ediyor. Teslimden altı ay sonra doluluk oranlarımız ise yüzde 90 – 95’lere kadar çıkıyor. Bu durum yatırımcılarımızın mutlu olması anlamına geliyor. Sakinlerimizin aylık ödeme oranları normal seyrinde gidiyorsa site yönetiminde de normal bir seviyede memnuniyet var demektir. Bir düşme söz konusu ise biz anlıyoruz ki, o sitemizde bir memnuniyetsizlik var. Yani alarm zilleri çalıyor demektir. Bizde böyle bir şey yok.

Kaç konut ürettiniz? Devamında neler olacak?

NEREYE GİTTİ İSEK O BÖLGENİN DEĞERİ ARTTI

8 yılda 12 bin adet konut ürettik. Bunların 11 binini teslim ettik. Stok oranımız oldukça düşük olup yüzde1’ler seviyesindedir. Geçmişten bugüne tamamen gecekondularla anılan semtlerde de proje geliştirdik. Bunlardan birisi de Kağıthane oldu. Belediye Başkanlığından izin aldığımız günle projemizi geliştirip yerleşimin ve hayatın başladığı gün ve bugün arasında birçok şey değişti. Mahalle aralarında inşa ettiğimiz projelerde dünyaca ünlü markaların malzemelerini kullandık. Bunun yanı sıra kendi keşfimiz olan foldhome sistemini uyguladık. Bu sistem iyi de benimsendi.  Geçen yıla göre satışlarımızda yüzde 44’lük artış var.

Talepleri neye göre karşılıyorsunuz?

ARAŞTIRMA YAPTIRIYORUZ

5 yıldır marka sağlığı araştırması yaptırıyoruz. Geçen yıl bin 100 müşterimizin yanı sıra sahaya çıkılarak vatandaşlara yöneltilen sorular oldu. Marka, kalite ve tasarımda ilk sırada çıkıyoruz. Bunları yapmak kolay iş değil. 25 projemiz üzerinden oluşan algıyı en iyi şekilde yönetmek zorundayız. Artık tüketiciler ev satın almadan önce daha titiz bir araştırma içine giriyor. Web sayfaları ile başlayan ziyaretler satış ofislerine kadar uzanıyor. Bir ev satın almak için 9 projenin satış ofisini gezen bile var.

“Durgunluk stok fazlalığından kaynaklanıyor” iddialarına katılıyor musunuz?

STOK VAR DİYE ÜRETİM DURDURULMAZ

Stok piyasanın bir gerçeği ama bu konudaki analizi de iyi yapmak gerekiyor. Yatırımcılar, sanayi kapasite kullanım oranına bakarak yatırım yaparlar. Oran yüzde 75’i geçince yatırım yapma kararını alınır. Bu noktada “herkes gözü kapalı yatırım yapsın” ya da “hiç kimse bir yıl yatırım yapmasın” diyemezsiniz. Gerçekçi verilerle kamuoyunu bilgilendirecek birisi çıkarsa onu omzumda taşımaya hazırım. Eldeki verilere rağmen yanlış yorumlar nedeniyle sektöre zarar verenler oluyor.  Biz barınmaya dönük bir ürün üretiyoruz. Kötü niyetli insanlar değil. Şehirlerin bu hale gelmesi bizim suçumuz değil. Sonuçta bizlere verilen bir imar var. Zaman zaman yaşanan mağduriyetler hepimizin katkısı ile oluşuyor. Denetim mekanizmasının işler halde olması lazım. Stoklar, yatırımlar ve diğer tartışmaları gözlemleyen tüketici doğru verilerle sonuca varmak istiyor. Veriye dayanmayan söylemler herkesi zarara uğratır.

10 yıl önceki krize benzer bir gelişme olur mu sizce?

2008 KRİZİNİ KONUTU ALANLAR TETİKLEMEDİ

10 yıl önce ABD’de başlayan ve yayılan mortgage krizinin nedeninin sürekli ev satın alanlardan kaynaklandığı söyleniyor. Halbuki durum farklı. Gayrimenkulde bir yapan ve satan bir de satın alan taraf vardır. Bunun ötesinde bir de varlık değeri vardır. 2008 global krizini konut alanlar tetiklemedi. Finans dünyası gayrimenkulün varlık değerini kullanımından bağımsız türev enstrümanı haline getirdi. Birşeyleri de şuradan girip buradan çıkarak yaptı… Yok mülkünüz değer kazandı, yok ikiye katlandı gibi tüketicilere cezbedici söylemler yansıtıldı. Hatta bu sürece kredi derecelendirme kuruluşlarını da alet ettiler. Herkesin birbirine sattığı türev enstrümanlarının fiyatı şişip patlayınca kriz meydana geldi. Kalktılar adına da “Bu bir mortgage krizidir” dediler. 2008 global krizinin hareket noktasını iyi analiz edip ahlaki normların da sorgulanması gerektiğini düşünüyorum.

KORKULACAK BİR ŞEY YOK

Sektörün çok zorda olduğu iddialarına katılıyor musunuz?

Türkiye’de gayrimenkule olan ihtiyacı artık herkes biliyor. İnsanlar için üç temel ihtiyaçtan birisi de barınma. Ekonominin çarklarının yavaşlaması konut alım hızını da düşürecektir. Ancak bu sürekli böyle olacak değil. Dünyaya baktığımızda 1929 yılında gayrimenkul talebinin ihtiyaçla birlikte ilerlemediğini görüyoruz. Gayrimenkule olan ilginin zayıflaması diye bir şey olamaz. Zira gayrimenkule olan ilginin zayıflaması demek; insanların çadırlarda yaşaması, annesi, babası ya da arkadaşları ile aynı evi paylaşmaları anlamına geliyor. Günümüzde öyle bir şey olmadığına göre olağanüstü korkulacak bir şey yok.

BODRUM’A İKİ NEF PROJESİ  BİRDEN

“Bodrumun ekonomisine her yönden katkı sağlayacak iki projeye imza atıyoruz’’ diyen Erden Timur, projelerini şöyle anlattı: Bunlardan birisi Yalıkavak’ta diğer ise Gölköy’de... Bodrum’un en çok beğendiğim koyları buralardı. Zaten Bodrum’da deniz her zaman değerli. Bugüne kadar yapılanlara saygı duyuyorum ama Bodrum’a yakışan en üst segmentte bir projenin nasıl yapılabileceğini markamızla birlikte ortaya koymamız gerektiğini düşünerek yola koyulduk. Biz eser üreticisi konumundayız. Bir de bunu takdir eden tüketici var. Üç tarafı denizle çevrili 116 dönümlük biryarımadada yer alan Nef Yalıkavak, 398 adet villa ve rezidanstan oluşuyor. Rezidansların tümünde deniz manzarası var. Nef Yalıkavak, 460 metre uzunluğunda bir sahil şeridine, 2 bin metrekarelik bir kumsala sahip. Lansmana çıkmadan projenin yüzde 60’ını sattık. Bodrum’un A plus diyeceğimiz muhiti  ise kesinlikle Demirbükü bölgesi. Bu bölgenin bakirliği  korunduğu müddetçe en güzel yer burasıdır. Gölköy  Reserve’nin lansmanını ağustos ayında yapacağız. Ortalama metrekare satış fiyatını 6 bin Euro olan Nef Gölköy’deki villaların 13’ü satıldı. Projemizin ikinci etabı da olacak.

UYGULAMALAR KALICI OLMALI

Sektörün desteklenmesi konusunda atılan adımları da değerlendiren Erden Timur, KDV oranlarının 7 yıl önce yüzde 1’den yüzde 18’e çıkarıldığını, ara sıra yapılan indirimlerin kalıcı olması gerektiğini savundu. Benzer uygulamanın tapu harçları için de geçerli olmasını istedi. Sektörde lider olan markalarla TOKİ ve Emlak Konut GYO’nun toplam üretimdeki oranlarını yüzde 15 civarına ulaştığını belirten Timur, “Geriye kalan yüzde 85 ise bildiğimiz mahalle müteahhitlerinden oluşuyor.  Bunların yüzde 90’nı ise binaları yıkıp yerine yenisini yapıyor.  Markalı projelerde ise kentsel dönüşümün cezbedici yönü KDV oranıdır. Bu konudaki düzenlemeler dikkatlice ele alınmalı” uyarısında bulundu.

HALK MÜZİĞİNE DEĞER VERİRİM

Sohbetimizin kahve içimi bölümünde, ’’Hobilerim var ama zamanla değişime uğradı’’ diyen genç işadamı, ’’ Her türlü müziği dinlesem de halk müziğine karşı ayrı bir değer veriyorum. Üniversiteye hazırlanırken bağlamaya ilgi gösterdim. Ama ablam sınava hazırlık yaptığım için mani oldu. Piyano çalmayı da severim. Vaktim olsa çalarım. Sporda ise hentbol oynadım. Birinci lig takımında da oynadım. Tenis de oynadığım bir dönem oldu’’ diye konuştu.

BEN OLSAYDIM...

Şehircilikten sorumlu olsaydım, kentlerin tüm mahalleleri için ilk adımda tasarım rehberlerin olması için planlama yapardım. Şehirlerin 30 sene sonra hangi dünya şehirleri ile rekabet edebileceğine dair kentsel vizyon ve strateji çalışması yaptırırdım. Buradan hareketle rekabet kentlerinin listesini oluştururdum. Bunların potansiyeline göre sanayi, turizm ya da tarım odaklı ilerleme raporlarına bakardım. Her kentin 5 ana branşını belirlerdim. Kentsel vizyon ve strateji sadece şehir planlarından ibaret değildir. Ondan sonraki adımda master plan oluştururdum. Şehirlerin ve insanların bir uyum içinde yaşaması için bu yolla çaba göstermek hiç de zor değil. Yeni Bakanımız Murat Kurum Beyin bu alanda sahip olduğu birikim ve vizyon da doğrusu beni heyecanlandırdı. Bu vesileyle sayın Kurum’a da başarılar diliyorum.

 

 
Yeni Akit Gazetesi

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23