• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Vücutta kolajen üretimini azaltan 6 faktör! Eklemler için evde Kolajenli kemik suyu tarifi

Yeniakit Publisher
2022-03-28 10:30:00 - 2022-03-29 12:48:20
Vücutta kolajen üretimini azaltan 6 faktör! Eklemler için evde Kolajenli kemik suyu tarifi

Kolajen vücudumuzda ciltte olduğu kadar eklem, kemik, kas, kornea, damar, tırnak saç ve dişlerde de bulunur. Vücudun yapısal iskeletini oluşturan önemli bir proteindir. Vücudumuzun yapı taşlarından biri olan kolajen; vücut bütünlüğünü koruyor, bağ dokusunu güçlendiriyor, hastalıklara karşı kalkan oluyor. Peki, kolajen dışarıdan yani takviye şeklinde alınabilir mi? İşte kolay kolajenli kemik suyu tarifi...

Kemik suyu yüzyıllardır alternatif tıpta kullanılan en sağlıklı doğal ilaçtır. 

Kolajen nedir?

Kolajen, başta eklemler ve kıkırdak yapı olmak üzere kas, kemik ve tendonların esneme ve hareket etme kabiliyetini borçlu olduğu protein hücresidir. Bedeni oluşturan dokuları bir arada tutan kolajen, insan vücudunda en yüksek miktarda bulunan yapısal protein hücresidir ve bağ dokuya esneklik kazandırır.

Kolajen ne işe yarar?

Kolajen, iyileştirici özelliğiyle daha çok cilt bakımında kullanılsa da kalp sağlığı, eklem, iskelet ve kas sistemini korumak gibi önemli faydaları vardır.

Vücutta kolajen üretimini azaltan 6 önemli faktör! Dr. Demet Erciyes yazdı...

Vücutta kolajen üretimini azaltan 6 faktör!

Kolajen vücudumuzdaki bağ dokusunun ana hücreleri olan fibroblastlar tarafından üretilir. Esas olarak glisin, prolin ve hidroksiprolin gibi amino asitlerden oluşur. Aminoasitler proteinlerin yapı taşıdır. Bu saydığım aminoasitler aynı zamanda kas ve tendonlar, saç, deri, kemik başta olmak üzere kolajenin mevcut olduğu vücut parçalarının güçlü ve esnek olmasını sağlayan yapı taşlarıdır. Kolajeninizin yeterli miktarda olması cildinizin diri ve genç görünmesine, damarlarınızın esnek, saçlarınız parlak ve kırılmaya dayanıklı, tırnaklarınızın, kemik ve eklemlerinizin sağlıklı ve sağlam olmasına da yardımcı olur. Kolajenin birçok farklı tipleri vardır bunlardan en sık rastlanılan ilk 4 tipi yerine göre farklı özellikler taşır.

Tip 1 kolajen

Vücutta en fazla bulunan kolajen tipidir. Bağ dokularında bulunan en yaygın tiptir. Tendonlar ve ciltte bulunur, cildi korur, elastikiyetini sağlayıp yaraların kolay iyileşmesini sağlar.

Tip 2 kolajen

Kıkırdak oluşumunda etkilidir. Bu nedenle eklem sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Eklem ağrılarının tedavisinde etkilidir. Omurgamızı oluşturan ve omur adı verilen kemiklerin arasındaki disklerin yapısında da bu tip kolajen bulunur.

Tip 3 kolajen

Organları ve cildi oluşturan hücre dışı matriksin ana bileşeninden oluşur. Cildin sıkılığının korunması ve cilt esnekliğinde aynı tip 1 kolajen gibi etkilidir. Organların, kasların ve arterlerin yapısını destekler. Damar sağlığı için de önemli olan bu kolajen tipi damarlara elastikiyet kazandırır.

Tip 4 kolajen

Sindirim ve solunum yüzeylerini oluşturur. Cildin derin katmanlarında yer alan tip 4 kolajen, organları çevreleyen bazal zarın oluşumunda etkilidir.

Kolajeni azaltan sebepler

Yaş Yaş ilerledikçe vücuttaki kolajen miktarı azalır. Üretimi düşer. Kolajen otuzlu yaşlardan sonra her yıl yaklaşık %1 kadar azalır. Böylece yaşlanmanın kaçınılmaz belirtileri ortaya çıkar. Biz bunu dışarıdan en belirgin şekilde ciltteki sarkma ve buruşmayla gözlemleriz.

Sigara

Tütün kullanımı ve bunların arasında en sık tüketilen sigara cilt yaşlanmasında da birincil etkendir. Kolajenin azalmasına sebep olur yaşlanmayı hızlandırır.

Stres

Stres tüm vücudu olduğu gibi hücreleri de strese sokarak yaşlanmayı çabuklaştırır. Stres hormonal dengeyi bozar. Vücutta stres hormonu olan kortizol üretimini artırır. Tüm bu değişiklikler kolajen üretiminin de azalmasına sebep olur.

Uykusuzluk

Uykusuzluk da kolajen üretiminin azalmasına sebep olur. Vücudumuz detoksunun büyük bölümünü uykuda gerçekleştirir. Uyku bozukluğu stresi tetiklediği gibi hormon dengesini de bozar. Metabolizmayı olumsuz etkiler.

Güneş

Güneş kolajen azalmasına yol açan hatta doğrudan cildi yaşlandıran en önemli etkenlerden biridir. Bu nedenle cildi güneşten korumak, uzun süre güneşe maruz kalmamaya dikkat etmek gerekir.

Kötü beslenme

Kötü beslenmeden kastettiğim paketlenmiş, katkı maddesi bol gıdalar, işlenmiş etler, karbonhidrat oranı yüksek gıdalar, beyaz un, şeker, abur cubur yiyeceklerdir. Bize fayda yerine zarar getiren bu yiyecekler vücuttaki kolajenin kullanılmasını engeller üretimini de baskılar.

Kolajeni kazanmak için

Vücutta kolajen üretiminin yıllar içinde zamanla azaldığını bahsettim. Bir de tabi stres gibi engelleyemediğimiz bir özellik daha var. Vücut kolajen üretsin diye azaltan sebeplerden uzak kalmaya dikkat edeceğiz. Güneşten korunup iyi uyumaya çalışacağız. Sağlıklı besleneceğiz. Kolajen üretmeye destek, C vitamini bol meyve, sebze tüketeceğiz. Bunun yanı sıra sülfür içeren soğan, sarımsak, pırasa, karnabahar, brokoli, Brüksel lahanası tüketeceğiz. Eti kemiği ile beraber pişireceğiz. Kolajen destekleri Kolajen vücutta depolanmaz. Bu nedenle yapılan araştırmalarda kolajenin alınması gereken günlük miktarının 8000-10.000 mg olduğu görülmüştür. Mide barsak sisteminden daha kolay emilmesi ve maksimum miktarda faydalanılması için şase adı verilen suda eriyen ya da sıvı formları önerilir. İçeriğinde olmazsa olmazlar Kolajen içeren ürünlerin özellikle yaşlanmayı geciktiren quercetin, isoquercetin, selenyum, vitamin E, vitamin C, koenzim Q10, üzüm çekirdeği ekstresi gibi antioksidan maddeler, hyaluronik asit, elastin gibi derinin temel maddeleri ve diğer vitaminlerle birlikte alınması yararlılığını çok daha fazla artırır. Kolajen içeren ürünlerin kısa süreli kullanımımdan ziyade en az 3-6 aylık kürler şeklinde, uzun yıllar kullanılması öneriliyor. Ağız yoluyla alınan kolajenin deri üzerindeki olumlu etkileri ile ilgili pek çok bilimsel çalışma mevcut. Bu çalışmalar sonunda kolajen takviyesi ile deride gözle görünür şekilde düzelmeler de gözlenmiş. Derinin viskoelastisite adı verilen basınç uygulandığında eski haline dönme kapasitesi, su tutma kapasitesi, nemlenme oranı, derin tabakasının yoğunluğu ve kalınlığı, artmış ve tüm bu etkilere bağlı olarak da kırışıklık ve sarkmalarda gözle görülür iyileşmeler saptanmış. Bu iyileşme hali hücresel düzeyde histopatolojik incelemelerle ve radyolojik görüntüleme yöntemleri ile de kanıtlanmış. Bu konuda yapılan bilimsel çalışmalar halen Sağlık Bilimleri Üniversitesi laboratuvarlarında tüm hızıyla devam etmekte. Yerli ve milli kolajen üretiminde takdire değer çalışmaları olan bilim insanı arkadaşlarımı tebrik ediyor ve bu konudaki çabalarını destekliyorum.

Kemik suyu iyi hazırlanırsa çok etkili bir kolajen.

Kolajenli kemik suyu nasıl hazırlanır?

Etli kemikleri bir suyun içine koyuyor, kilosuna göre suyunu ayarlıyoruz. Kaynamaya başladıktan sonra ocağı mum alevi kıvamına alıp 6 saat pişiriyoruz. Hiçbir aşamada düdüklü tencere kullanmıyoruz. 6 saatin ardından etleri ve ilikleri kemiklerden ayırıyoruz. Suyun içine tekrar kemikleri koyup, bir bardak sirke ekliyoruz. Kaynamaya başladığında mum alevinde bu kez 18 saat kaynatıyoruz. 18 saatin sonunda kemik suyumuz hazır. Günde 1 bardağı muhteşem bir kolajen takviyesi 
Buzdolabında 1 hafta, derin dondurucuda ortalama 3 ay muhafaza edecebileceğimiz kemik suyundan günde 1 bardak tüketirsez muhteşem bir kolajen takviyesi almış oluruz.

Günde bir bardak kemik suyu içerseniz...

Kemik suyunun faydaları nelerdir?

- İleri yaşlarda sıklıkla görülen kemik hastalıklarını önlemek için günde bir bardak kemik suyu içilmelidir. Kemik suyu kolajen, glutamin ve prolin gibi maddeler içerir. Bu maddeler insan vücudunda da vardır fakat bazı nedenlerden dolayı oranları azalır ve ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Ancak kemik suyu düzenli tüketimi bu oranı dengeler.

- Bazı hastalıklar, ilaçlar ve besinler sinir sistemindeki zararlı toksinlerin oranını artırarak  birçok hastalığın ortaya çıkmasına neden olur. Ancak kemik suyu içerdiği mineraller sayesinde bu durumun yaşanma riskini azaltır. Ayrıca beyin sağlığı içinde birebir faydalı besinlerden biridir. Antioksidan özelliği olan kemik suyu, uykusuzluk ve yorgunluk gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini azaltır.

- Uzmanlar kemik suyunu, gelişim çağındaki çocukların, hamilelerin ve kemikleri kırılan hastaların tüketmesi gereken besinlerden biri olduğunu belirtiyor.

- Amino asit bakımından da zengin olan kemik suyu cilt dokusunu da koruyarak, yaşlanmayı ve leke oluşumunu engeller. Cilt derisi altındaki dermis tabakasında yaşan deformasyonu yeniler. Ünlü manken Çağla Şıkel, geçtiğimiz günlere sosyal medya hesabında cildinin parlaklığını kemik suyu sayesinde olduğunu açıklamıştı.

- Kas yapısını güçlendirdiğinden sporcularında tüketmesi gereken besinler arasındadır.

- Bağırsakların ve midenin iyi çalışmasını destekleyerek; hazımsızlık, şişkinlik ve kabızlık gibi sağlık sorunlarını önler.

- Eski çağlarda mevsim geçişlerinde sıklıkla tüketilen kemik suyu bağışıklığı güçlendirerek grip ve nezle gibi virüslü hastalıklara karşı kalkan oluşturur. 

- Tek başına oldukça güçlü bir besin olan kemik suyu insan kemiklerinin kütle oranını artırarak darbelere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar. 

- Kemik kaynatılınca içerisinden suya geçen ilikler kan yapısını güçlendirici vitamin ve mineraller taşımaktadır. Göçebe olarak yaşayan insanların sağlıklarını bu suya borçlu oldukları tarih kitaplarında yazmaktadır. Hemen hemen her gün içtikleri bu kemik suyu sayesinde yaşadıkları boyunca bir kez bile hastalanmamışlardır.

 

.

 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Zeliha

18 saat pisirmekmi iyimisinjz siz tüpün fiyatından haberiniz yokmu doğalgaz bile yakılmaz 18 saat

Fatos

6 saat ve 18 saatten sonra dogalgazimizi kesiyorlar o kadar saat kaynatinca faturayı ödeyemiyoruz çünkü....
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23