• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Üroonkoloji Merkezi ile teşhis ve tedavide sevindiren gelişmeler

Yeniakit Publisher
2019-04-02 09:53:00 - 2019-04-02 10:03:36
Üroonkoloji Merkezi ile teşhis ve tedavide sevindiren gelişmeler

Dünyada her yıl 17 milyon kişi kansere yakalanıyor, ülkemizde ise bu sayının yaklaşık 160 bin civarında olduğu biliniyor. Son yıllarda gelişen teknoloji ile kanser tedavi yöntemlerinde sevindirici sonuçlar elde ediliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Onkoloji Bölümü de, tecrübeli ekibi ve multidisipliner yaklaşımı ile tedavi yöntemlerinde hizmet verip, hastalarına en iyi sağlık hizmetini sunuyor.

Onkoloji alanında bir referans merkezi olan Anadolu Sağlık Merkezi, hizmete sunduğu Üroonkoloji Merkezi ile de fark yaratıyor. Uzman ekip ve son teknolojisiyle hizmet sunuyor. Merkezde prostat kanseri tedavisi hızlı gelişme gösteren alanların başında geliyor.

Uzmanlar uyarıyor

Ürolojik kanserler, tüm kanser türleri gibi giderek yaygınlaşıyor. Prostat kanseri, böbrek kanseri, testis tümörleri, böbrek üstü bezi tümörleri, üretra ve penis kanserleri, üriner sistemdeki organlara başka organlardan sıçrayan tümörlerin “ürolojik kanserler” olarak adlandırıldığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Üroloji Uzmanı ve Üroonkoloji Merkezi Direktörü Prof. Dr. Cemil Uygur, “Bu kanser türlerinin ortaya çıkmasında sigara kullanımının yanı sıra, endüstriyel iş kollarında kimyasallara maruz kalma, obezite, böbrek yetmezliği ve genetik faktörler de etkili oluyor” açıklamasında bulundu. Ürolojik kanserler arasında en çok prostat, mesane, böbrek ve testis kanserlerinin görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Cemil Uygur, “Erkek sağlığını çok yakından ilgilendiren böylesi önemli bir alanda tanı, tedavi ve uzman ekipler de kritik öneme sahip. Anadolu Sağlık Merkezi’nde hizmete giren Üroonkoloji Merkezi, bu noktada önemli bir boşluğu doldurarak, kapsadığı hizmetler açısından Türkiye’de de bir ‘ilk’in adı oldu” dedi.

Moral veren açıklamalar

Son 10 yılda en hızlı gelişme gösteren alanların başında prostat kanserinin geldiğini söyleyen Prof. Dr. Cemil Uygur, “Bilimsel verilerdeki hızlı gelişmelere paralel olarak ürolojik kanserlerin tanı ve tedavisinde hastalara olumlu yansıyan çok önemli gelişmeler söz konusu. Tanı ve tedavide halen en kıymetli araçlar hasta hikayesi ve muayene olmakla birlikte laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemlerindeki ilerlemeler, özellikle kanser hastalarında yüz güldürücü sonuçları da beraberinde getiriyor. Günümüzde ultrasonografinin yaygın kullanımı sayesinde çoğunluğu belirti vermeyen böbrek tümörleri daha erken evrede yakalanıp tedavi edilebiliyor” açıklamasında bulundu. Prof. Dr. Cemil Uygur, “Böbrek, mesane ve prostat kanserleri robot yardımlı laparoskopik ameliyatlarla başarıyla temizlenebiliyor. Üstelik bu hastalarda kanama oranları çok daha az ve hastanede yatış süreleri oldukça kısa oluyor. Testis tümörlü hastalar da erken cerrahi ve kemoterapi yaklaşımları sonrası mükemmel tedavi şansı yakalamış durumda” dedi.

Teşhiste yeni yöntem

Multiparametrik Manyetik Rezonans Görüntüleme (mpMRG) yöntemi sayesinde artık prostatın da diğer organlar gibi yüksek kalitede görüntülerin alınmasının mümkün olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Üroonkoloji Merkezi Direktörü Prof. Dr. Cemil Uygur, “Bu kesinlik, sadece sağlıklı dokuyu değil kanserli dokuyu da gösterebildiğinden oldukça önemli. Böylece muayene ve Prostat Spesifik Antijen (PSA) yüksekliği nedeniyle tümör şüphesi olan hastalarda biyopsi yapmadan önce hastalığın nerede aranacağını daha iyi bilmek de mümkün hale geldi” şeklinde konuştu.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

3 boyutlu görüntü ile kanserli doku kolayca temizleniyor

Robotik cerrahi ile 3 boyutlu görüntü...

Prostat kanseri tedavisinde robotik cerrahinin büyük avantajlar sağladığını belirten Prof. Dr. Cemil Uygur, robotik cerrahi uygulamasının pratikliğine dikkat çekiyor. Geleneksel yöntemlerle yapılan prostat ameliyatları için büyük bir kesi gerekirken robotik cerrahi uygulamasıyla karın boşluğuna küçük bir kesiden girilerek işlem gerçekleştiriliyor.

Görüntünün 3 boyutlu olması, robotun çok yönde hareket edebilmesi gibi büyük bir hassasiyetle gerçekleştirilebilen bu cerrahi yöntemle ilgili Prof. Dr. Uygur “12 kat büyütülen ve 3 boyutlu sağlanan görüntü, birçok yönde hareket edebilen mikro aletlerle yapılıyor. Bu yüksek çözünürlü ve 7 derece hareket edebilen enstrümanlar yardımı ile robotik prostatektomide kanserli prostat dokusunu daha net olarak görüp çıkarabiliyoruz” diyor.

Öte yandan; robotik radikal prostatektomi ameliyatlarında da üç boyutlu kameralar sayesinde ameliyat yapılan bölgenin büyütülebildiğini belirten Prof. Dr. Uygur, bu sayede kanamaların daha net olarak görülebildiği için erken durdurabildiğini ve batının gazla şişirilmesinin kanama olasılığını düşürdüğünü söylüyor.

Eğer hastanın yaşı 60’tan küçükse ve iki taraflı sinir koruyucu teknik uygulanmışsa, robotik cerrahi teknik ile radikal prostatektomi ameliyatından sonra ilaç almaya gerek kalmıyor. Prof. Dr. Cemil Uygur, robotik cerrahi yönteminden sonra cinsel fonksiyonunu gerçekleştirme oranının % 80-90, idrarı normal şekilde tutabilme olasılığının ise % 96-98 olduğunu belirtiyor. Robotik cerrahi sonrası hastanın iyileşme ve hastanede yatış süresi de daha kısa.

Robotik Cerrahi ameliyatı, böbrek kanserlerinde uygulanan radikal nefrektomi (böbreğin tümünün çıkartılması), parsiyel nefrektomi (böbreğin tümörlü bölümünün çıkarılması), piyeloplasti (üretepelvik darlıkların düzeltilmesi), mesane kanserlerinde uygulanan radikal sistektomi ve mesane divertikülü denilen idrar kesesinde oluşan torbacığın çıkartılması gibi ameliyatlarda da başarıyla uygulanabiliyor.

Tekrarlayan biyopsilere gerek kalmıyor

Bir diğer teknolojik gelişmenin ise prostat biyopsilerinin hedefe, yani tümöre yönelik yapılabilmesini sağlayan, böylece doğru tanı oranını artıran MR-Trans Rektal Ultrason (MR-TRUS) Füzyon biyopsi yöntemi olduğunu anlatan Prof. Dr. Cemil Uygur, “Prostat MR-TRUS Füzyon Biyopsisi, prostat kanseri tanısında doğruluğu ve hassasiyeti yüksek bir ‘akıllı biyopsi’ yöntemi olarak biliniyor. Şöyle ki, ileri teknoloji cihaz ve yazılım kullanılarak prostatta kanser şüphesi olan odaklar saptanıyor ve bu odaklardan milimetrik hassasiyetle biyopsi yapılması sağlanıyor.

Yöntem, prostata ait Manyetik Rezonans (MR) görüntülerinin, özel bir yazılım yardımı ile işlenmesi ve gerçek zamanlı Trans Rektal Ultrasonografi (TRUS) görüntüsüyle birleştirilmesi esasına dayanıyor” dedi. Bu yenilik sayesinde kanser odaklarının üç boyutlu olarak görüntülenerek daha yüksek doğrulukla saptanabildiğini ve tekrarlayan biyopsilere gerek kalmadığının altını çizen Prof. Dr. Cemil Uygur, bu yöntemle ayrıca klinik olarak yüksek riskli tümörlere kesine yakın tanı konabildiğini vurguladı.

Ürolojik kanserlerde risk faktörleri

-Sigara/tütün kullanımı mesane  (ürotelyal tümörler) ve böbrek kanseri  (RHK) gelişimiyle ilişkili olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlandı.

-Genetik faktörler (Pozitif aile öyküsü) prostat kanserinde ağırlıklı olmak üzere ortak risk faktörleri arasında yer alıyor.

-Yüksek yağ, yüksek kolesterol ve aşırı  kırmızı et tüketimi özellikle prostat  kanseri açısından risk oluşturuyor.

Erkekler için 4 kritik bilgi

-20-30’lu yaşlar erkeklerde testis tümörünün en sık görüldüğü dönem olduğundan bu dönemde kendi kendine muayene önerilir. Testislerdeki şişlikler/sertlikler ciddiye alınıp, üroloğa başvurulmalı.

-Erişkin yaş grubunda idrarda ağrısız kanama olması mesane ve ürotelyal kanserler açısından uyarıcı bir belirtidir.

-İdrarda ister gözle görülen ister idrar tetkikinde saptanan kan hücrelerinin olması da ciddiye alınmalı.

-40 yaşından sonra prostat kanseri riski arttığından yılda bir kez üroloji kontrolü tüm erkeklere önerilir.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23