• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doğacan Başaran: ABD, Suudi’deki saldırı bahanesiyle İran’ı vurabilir

Yeniakit Publisher
2019-09-20 12:25:00 - 2019-09-20 12:27:42
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doğacan Başaran: ABD, Suudi’deki saldırı bahanesiyle İran’ı vurabilir

Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketi Saudi Aramco'ya ait 2 tesise yönelik hava saldırısını değerlendiren ANKASAM Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doğacan Başaran, “Washington yönetiminin İran karşıtı cepheyi inşa ederken Irak’ın işgali öncesinde tesis ettiği ittifaklara benzer ittifaklar kurmaya çalıştığı da bilinmektedir. ABD, tesislere yapılan saldırıları, İran’a yapılması muhtemel bir müdahaleyi meşrulaştıracak bir gerekçe olarak kullanmaya çalışmaktadır.” dedi.

 Murathan Seyitoğlu  yeniakit.com.tr 

Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketi Saudi Aramco'ya ait 2 tesise yapılan saldırıya ilişkin Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doğacan Başaran, dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. 

“Saldırılar, İran’ı hedef tahtasına oturttu”

Sadece Suudi Arabistan'ın değil dünyanın en önemli petrol üretim tesislerinden biri olan Aramco'ya düzenlenen hava saldırısının İran’a yönelik ABD’nin bir saldırı bahanesi olup olmayacağı yönünde değerlendirmelerde bulunan ANKASAM Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doğacan Başaran, “Suudi Arabistan’ın milli petrol şirketi Aramco’nun Bekik ve Haris’teki tesislerine 18 Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ve 7 seyir füzesiyle düzenlenen saldırılar, İran’ı hedef tahtasına oturtmuş ve Tahran-Riyad hattındaki gerilimin hızla yükselmesine sebebiyet vermiştir.” şeklinde konuştu.   

“Suudi Arabistan yönetimi, doğrudan İran’ı suçlamaktadır”

Her ne kadar saldırıyı, Yemen’de Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonla savaşan Husiler üstlenmişse de hem Washington hem de Riyad, saldırının arkasında İran’ın olduğunu iddia ederek Tahran yönetimini suçladığını hatırlatan Doğacan Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Suudi Arabistan yönetimi, saldırılar hasebiyle doğrudan İran’ı suçlamaktadır. Tahran’dan gelen açıklamalarda ise ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a uyguladığı ‘Azami Baskı Politikası’na atıfta bulunularak ‘Azami Yalan Politikası’ ifadesi kullanılmış ve saldırılarla İran’ın ilişkili olduğu iddiaları reddedilmiştir. Bununla birlikte saldırıyla ilgili konuşan İranlı yetkililerin saldırıyı kınamadıkları ve hatta zımni olarak destekledikleri de görülmüştür.” 
ÖNE ÇIKAN VİDEO

“İran’ın Yemen’deki vekilinin Husiler olduğu da bilinmektedir” 

İran’ın Suudi Arabistan’a yapılan saldırının arkasında olduğu iddialarını redderken; saldırıya sıcak baktığını ve Husilerin bu eylemine örtülü olarak da olsa destek verdiğini ortaya koyduğunu hatırlatan Doğacan Başaran, “Zaten İran’ın Yemen’deki vekilinin Husiler olduğu da bilinmektedir. Dolayısıyla saldırı, Husiler tarafından gerçekleştirilmiş olsa bile arkasında İran’ın bulunduğunu söylemek mümkündür. Ancak Amerikalı yetkililerin yaptığı açıklamalar, söz konusu saldırının Husilerin bulunduğu Yemen’den değil de İran’ın güneybatısından gerçekleştiğini iddia etmektedir. Dahası saldırıların İran kaynaklı olduğunu öne süren Washington yönetimi, Arap Dünyası’ndaki en mühim müttefikini hedef alan bu saldırının ‘savaş sebebi’ olduğunu da dillendirmiştir.” şeklinde konuştu.  

“ABD, İran’a yapılması muhtemel müdahaleyi meşrulaştırmaya çalışıyor”

Petrol üretim tesisine saldırıya ilişkin ABD’nin tutumuna dikkat çeken Doğacan Başaran, şöyle konuştu:

“Bahsi geçen saldırıları, İran’a yapılması muhtemel bir müdahaleyi meşrulaştıracak bir gerekçe olarak kullanmaya çalışmaktadır. İşin garip yanı ise El Maliki’nin saldırıya dair kanıtları açıklayarak dünyaya duyurduğu basın toplantısında oluşturulmaya çalışılan algının Irak’ın işgali öncesinde Saddam Hüseyin’in elinde kimyasal silahlar bulunduğunu iddialarıyla oluşan algıyı anımsatmasıdır. Nitekim Washington yönetiminin İran karşıtı cepheyi inşa ederken Irak’ın işgali öncesinde tesis ettiği ittifaklara benzer ittifaklar kurmaya çalıştığı da bilinmektedir.”

“Körfez Ülkeleri, ABD’yi desteklemişlerdi”

Irak’ın işgali öncesinde Almanya ve Fransa gibi Kıta Avrupası’nın başaktörlerinin desteğini alamayan ABD’nin İngiltere’yle birlikte hareket ettiğini hatırlatan Doğacan Başaran, “Günümüzde de benzer bir durum söz konusudur. Brexit süreciyle Avrupa ittifakından uzaklaşarak Atlantikçi bir dış politika inşa etmeye çalışan İngiltere’nin İran’la yaşadığı ‘Tanker Krizi’ hafızalardaki tazeliğini korumaktadır. Benzer bir şekilde Irak’ın işgali öncesinde ABD’nin en önemli destekçilerinin Körfez ülkeleri olduğu düşünüldüğünde ise son dönemde Tahran-Riyad hattında tırmanan gerilim anlam kazanmaktadır.” dedi. 

Trump, Bolton’u neden görevden aldı?

“Gelinen aşamada akıllara takılan soru ise İran karşıtı cephe inşa edilirken Trump’ın İran’ın vurulmasından yana olan Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’u niçin görevden aldığıdır.” diyen Doğacan Başaran, şunları söyledi:

“Zira Bolton’un görevden alınması, pek çok uzman tarafından Washington-Tahran arasındaki ilişkilerde yeni bir detant döneminin başlayacağı şeklinde yorumlanmış ve iki ülkenin tekrar müzakere masasına oturabileceği düşünülmüştür. Lakin Bolton’un görevden alınmasına rağmen İran’ın Dini Rehberi Ayetullah Ali Hamaney, ABD’nin tövbe ederek nükleer anlaşmaya geri dönmesi gerektiğini belirterek mevcut şartlarda ABD’yle diplomatik görüşmelerin gerçekleşmeyeceğini ifade etmiştir.”

ABD, saldırıları bahane ederek İran’a saldırabilir!

ANKASAM Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doğacan Başaran, sonuca ilişkin sözlerini şöyle tamamladı:

“ABD, Irak’ın işgali öncesinde inşa ettiği ittifak ilişkisini, ‘İran Karşıtı Cephe’nin kurulması ve kemikleştirilmesi için de tesis etmeye çalışmaktadır. Bolton’un görevden alınmasına rağmen Trump’ın İran politikasında ciddi değişikliklerin yaşanmayacağı anlaşılmaktadır. İran’a yönelik müdahaleyi meşrulaştıracak gerekçe arayan ABD’nin Aramco’nun tesislerine yönelik saldırılara ilişkin sert tutumunun nedeni de budur. Zira Suudi Arabistan, ABD’nin İran’a karşı uyguladığı stratejinin en önemli mihenk taşı konumundadır. Bu nedenle de Aramco Saldırıları, İran’a yönelik müdahaleyi meşrulaştıracak bir argüman olarak kullanılmaya çalışılmaktadır.”

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

hasan ali

suudi arabistana saldıranda amerikan kafiri

Tr.

Amerika tıpkı 11 Eylül saldırılarını tezgahladığı gibi farklı ve daha akılcı metodla suudi arabistanı vurdu.Bunu İsrail ve İngiltere ile ortak yapmış olabilir.Petrol tesislerini koruyan sistem Amerikan patriotları idi,kontrolüde conilerde idi.F-35 veya F-22'lerden vurulmuş olma ihtimali çok yüksek,ayrica cruise ve Sihalarda kullanmıştır.Bunu İranın üzerine atarak saldırının bahanesini oluşturdular.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23