Türklerin başını çektiği parti başardı! Hollanda’da soykırıma karşı örnek karar
Hollanda’da Vervoerregio Amsterdam yönetimi, Filistin’deki zulümle bağlantılı şirketlere kamu ihalesi verilmemesini içeren DENK Partisi’nin önergelerini kabul etti.
Hollanda’da çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu DENK Partisi, İsrail soykırımına karşı önemli bir kararın alınmasında rol oynadı. Amsterdam ve çevresindeki toplu taşıma politikalarını belirleyen Vervoerregio Amsterdam Yönetimi, 27 Mayıs 2025 tarihinde önemli bir karara imza attı. DENK Partisi Amsterdam Belediye Meclisi Üyesi Süleyman Koyuncu’nun sunduğu üç öneri, oylamaya bile gerek kalmadan kabul edildi.
Karar, hâlihazırda Zaanstreek/Waterland bölgesinde toplu taşıma hizmeti veren EBS gibi, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında faaliyet gösteren ana şirketlerle bağlantılı firmaların gelecekteki kamu ihalelerinden dışlanmasını hedefliyor.
“Bir otobüs bileti Filistin’deki zulme finansman olmamalı”
Koyuncu, yaptığı açıklamada önerilerin gerekçesini “İsrail’in yasa dışı yollarla Filistin topraklarını işgali söz konusu. Bu bölgelerde apartheid uygulamaları çerçevesinde işgalcilere yönelik toplu taşıma hizmeti veriliyor ve bunu yapan firma İsrail merkezli Egged grubu. Egged, aynı zamanda Hollanda’da da faaliyet gösteriyor” şeklinde ifade etti.
Koyuncu’nun önerileri, Egged’in Hollanda’daki iştiraki olan EBS şirketini doğrudan ilgilendiriyor. EBS şu anda Zaanstreek ve Waterland bölgelerinde toplu taşıma hizmeti sunuyor. Kabul edilen karar da bu şirkete doğrudan gönderme niteliği taşıyor.
Koyuncu, Hollanda’da vatandaşların ödediği bilet ücretlerinin dolaylı olarak insan hakları ihlallerine finansman sağlamasına tepki göstererek şu ifadeleri kullandı: “Bir otobüsle Beverwijk’tan Zaanstad’a gitmek basit bir seyahat gibi görünebilir. Ama bu biletten elde edilen kazanç, insan haklarına aykırı projelerde kullanılmamalı. Bu kabul edilemez.”
“Artık sadece destek vermemek yetmez”
Koyuncu, uluslararası hukukun yalnızca bu tür ihlallere ortak olmamayı değil, aynı zamanda bu durumu sona erdirmek için aktif çaba göstermeyi zorunlu kıldığını vurguladı ve “Uluslararası Adalet Divanı 2024’te açıkça belirtti: İsrail’in Filistin’deki varlığı hukuka aykırı ve apartheid niteliğinde. Hollanda da bu durumla sadece iş birliği yapmamakla yetinemez; çözüm için de adım atmalı. Biz de buradan hareketle üç teklif sunduk ve çok şükür bunlar oylamaya dahi gerek kalmadan kabul edildi” dedi.
Yönetimin, gerekli araştırmaları yaparak insan hakları ihlalleriyle ilişkilendirilen şirketleri ihalelere dahil etmeyeceğini belirten Koyuncu, sürecin takipçisi olacaklarını da vurguladı.
“Takipçisi olacağız”
Kararların uygulanmasının zaman alabileceğini belirten Koyuncu, sürecin hızlandırılması için girişimlerde bulunacaklarını söyledi.
Koyuncu; “Bu işbirliklerinin sonlandırılıp sonlandırılamayacağına dair araştırma yapılacak. Bu adım atıldığı için memnunuz ama ne kadar hızlı olursa o kadar iyi. Biz de bu sürecin yakın takipçisi olacağız” dedi.
Bu karar, kamu kaynaklarının insan haklarına duyarlı biçimde kullanılmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendirildi.
