Avrupa Birliği Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Paralel Yapı”ya “Türkiye gemisini torpilliyorsunuz. Bu gemide siz de varsınız. Bu ülke zarar gördüğünde siz de zarar görürsünüz” uyarısında bulundu.
Gezi Parkı olayları sırasında özellikle Today’s Zaman aracılığıyla memleket çıkarlarına aykırı tavırlar sergilendiğini hatırlatan Mevlüt Çavuşoğlu, bu tavırların 17 Aralık tezgahı ile birlikte daha belirgin hale geldiğini vurguladı. Çavuşoğlu şöyle devam etti: “Avrupalılar ‘Daha önce çok iyiydiniz, şimdi ne oldu?’ diye soruyorlar. Burada gücü ele geçirme mücadelesi olduğu, bizim de devlet için karşı atağa geçtiğimiz bilinen bir şey. Türkiye güçlü olursa muhalefet de güçlü, STK’lar da güçlü, üniversiteler de güçlü, devlet içinde faaliyet gösteren bütün unsurlar güçlü olur. Bu medyamız için de geçerli, vatandaşlarımız için de geçerli. Türkiye’ye zarar geldiğinde bundan sadece hükümet zarar görmez, ülke tamamen zarar görür. İhracatımız düştüğü zaman, dışarıdan doğrudan giren sermaye yavaşladığı zaman, ihracat düştüğünde, ekonominin çarkları yavaşladığı zaman toplumdaki herkes zarar görür. Kendileri de zarar görür. ‘Bunlar batsın, biz de batalım’ diye düşünüp hareket etmek tüm ülkeye zarar verir. Tıpkı kendinin de içinde olduğun gemiyi torpido ile havaya uçurmak gibi olur. Başka bir örnek verecek olursak; bir bina var. Bu bina içinde bir hedef bulunuyor, bu hedefe zarar vermek için tüm binayı yakıyorlar. Yani tüm Türkiye’yi yakıyorlar.”
“TÜRKİYE ZULÜMLERE SESSİZ KALMADIĞI İÇİN HEDEFTE”
Bakan Mevlüt Çavuşoğlu “Türkiye’nin izlediği proaktif politika sadece Avrupa Birliği ile sınırlı değil” dedi ve şöyle devam etti: “Bugün Mısır’daki olaylara duyarsız olmayan bir Türkiye, komşusu Suriye’deki katliamlara sessiz kalamayacak bir Türkiye, Irak’ın istikrarını bozacak her türlü yanlışa ‘bu yanlıştır’ diyebilen ve objektif davrandığı için arabuluculuk programını iyi yapan bir Türkiye var. Ayrıca diklenmeden dik duran ve bu konuda taviz vermeyen bir Türkiye var. Ülkemizin hem proaktif politikalarından hem de sergilediği tutumlardan rahatsız olanlar var. Tezgahın özü budur.”
“MAALESEF ÇİFTE STANDART VAR!”
Haziran ayında başlayan ve bir aydan uzun süren Gezi Parkı eylemleri sırasındaki tavırlarından dolayı yabancı yayın organları, paralel yapıyı ve bazı siyasetçileri eleştiren Avrupa Birliği Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Maalesef Gezi Parkı eylemlerinin medyada servis edilme şekli ve demokratik kriterler gibi konularda çifte standartlar olabiliyor. Fransa’nın futbol takımlarından olan Paris Saint Germain’in taraftarları takımlarının şampiyonluklarını kutlamak için Trocadero Meydanı’na girmek istediler. Polis çok sert müdahalelerde bulundu. İnsanlar atılan biber gazı nedeni ile günlerce meydana giremedi, ama baktık Gezi Parkı olayları sırasında ortalığı ayağa kaldıranlar sessiz” dedi.
TÜRKİYE’NİN RAPOR BAŞARISI
Çavuşoğlu şöyle devam etti: “İsveç’te, Gürcistan’da İngiltere’de de olaylar oldu. Ama herkes Türkiye’deki olaylara odaklandı. CNN 8 saat yayın yaptı. Birçok sebepten dolayı herkesin kendisine göre bir hesabı oluyor! Avrupa Birliği’nin bu konu ile ilgili hazırladığı raporlarda da sadece Türkiye üzerinde duruldu. Fakat Haziran 2013 sonunda Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nden çıkan rapora baktığımızda tüm bu saydığım ülkelerdeki gelişmelerin de yer aldığını görüyoruz. Basında yer alamamasına rağmen bunu biz gündeme getirdik ve rapora girmesini sağladık. Rapordaki başlık da ‘Avrupa’daki gösteriler’ şeklinde değiştirildi. Biz bunu Avrupa Konseyi’nde gündeme getirmeseydik basın yolu ile kimse bundan haberdar olamayacaktı ki, olmadı da. Maalesef böyle çifte standartlar görüyoruz.”
AB’DEN “BİR KİŞİ, BİR OY” ÖNERİSİ
Son günlerde sıkça tartışılan HSYK’nın yapısını değiştirecek yasa taslağı hakkında önemli açıklamalarda bulunan Avrupa Birliği Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kurum’un yapısının belirli kriterlere oturtulması gerektiğini söyledi. Avrupa’daki örneklerin incelenerek geliştirilmesi konusunda muhalefete teklif sunduklarını belirten Mevlüt Çavuşoğlu yapıcı cevap alamadıklarını belirtti. Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kabul edilen bir Anayasa değişikliği var. Bu değişikliğin bir bölümü Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Bunu Anayasa Mahkemesi’ne kim götürdü; CHP!.. CHP; ‘YARSAV’da (Yargıçlar ve Savcılar Birliği) çok güçlüyüz, bu sayede seçimi kazanırız, böylece bizim listemiz kazanır’ diye düşünerek blok liste istedi. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Venedik Komisyonu ve Avrupa Birliği ‘bir kişi, bir oy’ sistemini tavsiye ediyor. Bunu geri getiriyorsunuz, geri adım gibi gösteriyorlar. Daha da ileri giderek ‘Avrupa Birliği standartları, Kopenhag Siyasi Kriterleri konusunda geri adım’ şeklinde anlatıyorlar. Buna karşılık biz de şu teklifi sunduk: Mevcut HSYK taslağını bu hali ile ortaya koyalım, Avrupa’daki örneklerini inceleyelim. Avrupa’da tek bir standart yok. Bakanın yetkisi, alınan kararların mahkemeye götürülmesi, yani sorgulanabilir olması, başkanı kim, yetkileri neler? Bu araştırmaları yapalım ortaya koyalım. Siz de inceleyerek varsa ‘Şu ülkeye göre bu geridir ya da çok geridir’ deyin ki biz de bu eksiklikleri giderelim. Bu teklifimize karşı da ‘Karşılaştırma yapmak bizim görevimiz değil’ diyorlar. Ama burada bir kriter koymak gerek. Biz somut şeyler üzerinde konuşmak istiyoruz. Aksi takdirde genel değerlendirmeleri siyasi mütalaalarla ya da eksik/yanlış bilgi ile yaparsak olmaz” dedi.
AB’YE “SOMUT KONUŞ” ÇAĞRISI
Avrupa Birliği ile yürütülen görüşmelerde her şeyin şeffaf ve açık olması gerektiğini belirten Bakan Çavuşoğlu, bu isteklerini karşı tarafa da ilettiklerini belirtti. Bakan Çavuşoğlu: “Gezi olaylarının daha ağırı şimdi Almanya’da oluyor ve bu görmezden gelinip, başka kılıflar uyduruluyor. Mısır’daki katliam yok sayılıp küçük haberlerle geçiştiriliyor. Somut adımlarda da aynı çifte standartları görüyoruz. Biz de Avrupalı dostlarımıza ‘Her şeyi somut konuşalım, müzakerelerin ucu açık olmasın, takvime bağlayalım, karşılıklı yükümlülüklerimizi de bir mutabakata bağlayalım ki dezenformasyonu ortadan kaldıralım’ diyoruz. Gezi Parkı olaylarının aktarılmasında da ciddi bilgi kirliliği vardı” diye konuştu.
CHP YANILTIYOR, AB SORUYOR
Gezi Parkı olaylarında olduğu gibi Avrupa Birliği süreci, çözüm süreci, Kıbrıs meselesi gibi hassas konularda da yoğun ve bilinçli bir bilgi kirliliği oluşturulduğunun altını çizen Avrupa Birliği Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, hükümeti yıpratmak isteyenlerin Türkiye’ye zarar verdiklerini vurguladı. Çavuşoğlu bu konu hakkında şunları söyledi: “Dezenformasyon konusunda yaşadığımız birkaç şeyi aktarayım. AB raportörü ile görüştüğümüzde karşılaştığımız ilk soru ‘Youtube’u neden kapattınız?’ oldu. Bir CHP’li arkadaş raportöre ‘Bunlar Youtube’u kapattılar’ diyor. Allah’tan bizim de önceden haberimiz oldu. AK Partili iki arkadaş ‘Youtube kapalı değil, isterseniz bakın’ diye açıklamada bulunuyor fakat karşı tarafın kafasında soru işareti kalıyor. Çözüm sürecinin sekteye uğradığını duyduklarını, diyalogların bitip bitmediğini sordular. Hatta parlamento ayağında Kıbrıs konusunda ‘Artık Türkiye hiç destek vermeyecekmiş, doğru mu?’ sorusunu yönelttiler. ‘Bunlar yargıyı kontrol ediyorlar, çözüm süreci bitti, Kürtlerin sorunlarına eğilmiyorlar, Youtube’u kapattılar, basın ve iletişim özgürlüğünü kısıtlıyorlar, Kıbrıs’ta çözüm taraftarı değil statüko taraftarı...’ gibi dezenformasyonlarla her yönden bombardıman yapıyorlar.”
