• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Türkiye akaryakıt ve enerji sektörünün kanayan yarası: Kontrol edilemeyen vergi kaçakçılığı

Yeniakit Publisher
2019-05-23 18:43:00 -
Türkiye akaryakıt ve enerji sektörünün kanayan yarası: Kontrol edilemeyen vergi kaçakçılığı

Ağustos 2018 yılında başlayıp ülkemiz üzerine bir kâbus gibi çöken ve halen şiddetini artırarak devam etmekte olan yurt dışı kaynaklı ve dış mihrakların organize ettiği topyekun ekonomik kuşatma ve çökertme operasyonu ile ülkenin onlarca öncü ve sürükleyici sektörlerini etkisi altına almıştır vebu sektörlerin en başında da pek tabii ki Enerji ve Akaryakıt sektörü gelmektedir.

İhtiyacı olan toplam Enerji ve Akaryakıt tüketiminin  nerdeyse %90 ‘nı yurt dışı kaynaklardan ithal etmek durumunda olan ülkemiz Döviz kurlarındaki aşırı hareket bir taraftan cari açığı körüklerken bir diğer taraftan ise ülke ekonomisinin iç dinamiklerini  ve sektörlerin deyim yerindeyse belini kırmış durumda. Ülke sathında , ileriye dönük özellikle Özel sektörde stratejik planlamalar yapılamaz duruma gelmiş olan bir ortamda Akaryakıt sektörü bir bataklık içinde debelenmek suretiyle can çekişir bir duruma gelmiştir.

Haziran 2006 yılı itibari ile yeni düzenlemeler ile ülke enerji sektörüne yelken açan top yekun EPDK mevzuatları ile sektör sıkıntı ve problemlerine yeni bir vizyon  ve soluk getirmesi, eşitlikçi, erişilebilir dünya piyasalarının yansımasını sektörde görmeyi ve hissetmeyi düşünür ve beklerken tam tersi olarak monopol bir yapının temel taşlarının atılmış olduğunu aradan geçmiş olan 13 yıldan sonra net olarak görüyoruz.

 Özellikle LPG sektöründe 2006 öncesi onlarca Anadolu şirketleri yurdun her köşesinde toplam ülke LPG tüketiminin yaklaşık  % 20 kadarını kontrol edebiliyorlardı. Kurtarıcı olarak sunulan ve beklenen EPDK oluşturduğu mevzuatları marifeti ile  Anadolu Şirketlerinin %80 kısmı piyasalardan çekilmek durumunda kalmış  veya iflas etmişlerdir. Bunların yerine sektörle alakası olmayan ,tesis alt yapısı ve finans imkanları son derece kısıtlı ve yetersiz olan yüzü aşkın şirket lisans alarak rekabeti olumsuz etkilemişlerdir ve piyasaları mırdar etmişlerdir.

İşin sade vatandaşa bakan durumu böyleyken akaryakıt pazarında sektörün oyuncuları da hayatlarından memnungörünmüyorlar. Lisans sahibi dağıtım yapan şirket sayısı 2018 yılı sonunda 95 Dağıtım şirketi ve  irili ufaklı 12.500 civarında Akaryakıt istasyonu mevcuttur. Sektörün ekonomik büyüklüğü 145 milyar$  olup 450 bin kişinin gelir kapısıdır.

Bu durumda şöyle bir soruda gündeme geliyor. Karlı bir sektör olmasa her geçen yıl sektöre giren şirket sayısı artarmı ,  yeni yatırımlar gündeme gelir mi? Doğru yalnız eksik bir tespit tanımlamasıyla sektör uzmanları bunu da şöyle tamamlıyorlar. Türkiye akaryakıt sektöründe yaklaşık 12 milyar TL.lık  kayıp, kaçak ürün söz konusu ve buradan maliyenin elde edemediği vergi kaybı 7.5 milyar TL. Bu bilgiye paralel, büyüme hedefinde olan dağıtıcılar kanunsuz ama tatlı kardan vazgeçmek istemeyen bazı bayi adaylarından akıl almaz talepkar tekliflerin de  muhatabı oluyor. Öyle ki, bazı istasyon sahipleri satacağı ürünün TÜPRAŞ rafineri çıkış fiyatından daha düşük bir fiyatla kendisine verilip verilemeyeceğini konuşuyor bizimle diyorlar.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Çünkü bunları göz ardı eden kayıt dışı iş yapmayı yol ve meslek edinmiş bir akaryakıt işletmesi yüzde 60 olan vergi bandı içinde istediği fiyattan satış rakamı belirleyerek tam anlamıyla haksız rekabetin kapısını aralıyor. Sektör yetkilileri  bu noktada maliyeye çağrıda bulunarak bir risk almasını, piyasadaki haksız kazancı ve vergi düzenlemesiyle önlemesini, akaryakıttaki KDV nin %1’e düşürülmesini, KDV den çıkartılan %17 lık kısmın ise ÖTV ye eklenmesini istiyor ve bekliyorlar. Ve iddia ediliyor  ki; bu şekli ile akaryakıt sektörü kayıt içine girecek,  akaryakıttan hazinenin kasasına giren vergi gelirleri artacaktır. ÖTV’ si sıfır olan ihrakiye ürünün büyük bir bölümünün yurt içi piyasada satışa sunulduğu ve bu yöntemle hazinenin milyonlarca lira vergi kaybıyla birlikte, sektörün haksız rekabete maruz kaldığı fikrinde. Deniz ve Havacılık sektörü için verilen ihrakiye kıyağı yıllık yaklaşık olarak 5.5 Milyon ton civarındadır. Bu rakam ise sektörde vergi kaçakçılığı yapmakta olan şirket ve kişiler için son derece vazgeçilmez bir kaynak olarak önümüzde durmaktadır.Sektörel tablo bunu arz ederken sorunlarını çözümü  ve dolayısı ile Maliyeye akacak olan peşin vergilerin tahsili için sektörün radikal sayılabilecek çözüm önerileri yok değil.Sektör ve Enerji uzmanlarının konuya ilişkin çözüm önerileri ise aşağıda olduğu şekli ile sıralanabilmektedir.

1- İhrakiye satışlarının kesin kontrol altına alınması için bu ürün bazında ödenmesi gereken ÖTV ve KDV peşin tahsil edilmesini, Kokusuz gaz ( Aerosol ) için getirilmiş ve son derece başarılı olmuş olan düzenlemenin İhrakiye teslimatları  içinde aynen tatbik edilmesini,

2- Vergi kaçakçılığı ile mücadele edebilmek için sektörün EPDK ve Maliye Bakanlığı  tarafından yapılacak olan yeni düzenlemeler ile E-Fatura sistemine derhal geçilmesini ve ayrıca  özellikle büyük haksız kazançların elde edilmesine vesile olan ve halen ısrarla devam ettirilmeye çalışılan özellikle Devletin ilgili Kurumlarının uygulanmakta oldukları istisna bölge uygulamalarından hemen sorgusuz sualsiz olarak vazgeçilmesi.

3- Detay açıklamalarda  ifade edildiği üzere Akaryakıta  ve özelliklede motorinde %18 olan KDV nin % 1’eindirilmesi ,bakiye %17 kısmının peşin vergiye yanı ÖTV ye eklenmesini, Malı Suça Mali Ceza uygulama esasına geçilmesini,

4- İstasyon ve taşıyıcı Tankerlerde ödeme kaydedici cihaz uygulamasına geçilmek suretiyle sahadaki bilgi ve verilerin anlık olarak maliyeye aktarılmasını, aynı amaca yönelik daha etkin ve disiplinli bir uygulamayageçilmesini,Gümrük Bakanlığımızın uygulamasında olan Gemi tahliyelerinde sayaç uygulamasının amacına uygun çok daha büyük bir titizlik, hassasiyet ve özen ile uygulamasının takip edilmesini, bu sistem  ve uygulamalarının iptal edilmesi için başlatılmış olan lobi girişimlerinin dikkate alınmamasını boşa çıkartılmasını ve asla taviz verilmemesi beklenmekte ve de istenmektedir.

Ve ayrıca  revize Kanun kapsamında EPDK  tarafından hazırlanarak kamuoyu ve sektör görüşüne sunulmuş olan Akaryakıt Sektörü Lisans Yönetmeliği Taslağından da somut ve net olarak anlaşıldığı üzere hakkaniyetsiz bir lisans Yönetmeliği Taslağı ile monopol bir  yapıya doğru hız kesmeden ilerlemelere devam ediliyor .Bu gidişata dur diye bilecek bir Devlet büyüğümüzün ve  bir Allahın kulununda olmadığını üzülerek görüyoruz. Sektörün selameti, haksız rekabetin önlenmesi ,erişilebilir, eşitlikçi bir rekabet ortamının yeniden tesis edilmesinin memleket ve sektör namı adına yapılabilecek son derece adil, hakkaniyete dayalı ve sürdürülebilir  bir mevzuat düzenlemesinin oluşturulması kaçınılmazdır.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23