Ak Parti’ye yakınlığıyla tanınan Avrupa Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) Genel Başkanı Süeyman Çelik ile Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın Ak Parti – Gülen Cemaati tartışmasına yönelik değerlendirmelerini konuştuk. Akit’e konuşan Çelik, kasti olarak Türk çocuklarını Hıristiyanlaştırmak isteyenler var” dedi.
MEHMET ÖZMEN / KÖLN - Yurtdışında yaşayan 5 milyonu aşkın Türk toplumunun yaklaşık 4 milyonu Batı Avrupa ülkelerinde, 300.000’i Kuzey Amerika’da, 200.000’i Ortadoğu’da, 150.000’i de Avustralya’da yerleşmiştir. Bu sayı, Türkiye’ye kesin dönüş yapmış olan 3 milyon göçmenle birlikte düşünüldüğünde 8 milyonluk bir kitle oluşturmakta. Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarını, Türkiye’de gelişen olaylara bakış açılarını Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Süeyman Çelik ile konuştuk.
• UETD ne gibi çalışmalar yapıyor, bahseder misiniz?
- UETN’nin açılımı; Union Of Turkish Democrats’tır. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği demektir. Böyle bir ifadeyi kullanma sebebimiz şudur; yarım asırdan sonra biz artık buralıyız. Biz ne Almancıyız ne de gurbetçiyiz. Genel olarak Avrupa’da 6 milyon Türk yaşamaktadır. Almanya’da ise gayri resmi sonuç itibariyle 4 milyon Türk yaşamaktadır. Bu durum sonucunda böyle bir oluşum kuruldu. Bu teşkilat; sosya-kültürel, siyasi bir teşkilattır. Sosyal, kültürel ve siyasi alanlarda çalışma sergileyen, Alman yasalarına göre kurulmuş, bağımsız bir sivil toplum örgütüdür.
TÜRK ÇOCUKLARI TEHLİKEDE
• Bu Türk ailelerinden alınan çocukların Hıristiyanlaştırıldığı yönünde haberler söz konusu. Böyle bir olaya şahit oldunuz mu?
- Avusturya’da bir ailemizden beş çocuk alındı. Bu çocuklardan bir tanesi çok küçüktü. Ve bu küçük çocuğumuz anadili Türkçe’yi konuşamaz hale gelmişti. Bu çocuğun öz annesi ve babası çocukların boynunda haç işaretli bir kolye görünce aşırı tepki gösterdiler. Bu davranışları sebebiyle 7 ay çocuklarını göremediler. Bu durum kasti de olabilir, aksi de olabilir. Bizim Türk ailelerinden de bakıcı aile konuma gelen ve gayrimüslim çocuklara bakıcı aile olan ailelerimiz var. Bu çocuklar evdeki İslami yaşayıştan etkilenebiliyorlar. Ve bakıcı ailelerle aralarında bir bağ oluşabiliyor. Ama burada İslam’ı bir yaşayışa zorlama durumu olmuyor. Avrupa da kasti olarak Türk çocuklarını Hıristiyanlaştırmak isteyenler olabilir ki var da. Ama bir genelleme yapmak doğru değil.
“ALMANYA SERT TEPKİ GÖSTEREREK SUSTURDU”
• Gezi olaylarına Almanya’da bir şekilde destek verdi. Ama benzeri olaylar Hamburg’da ve Frankfurt’ta yaşandı. Ama kendi insanları bunu medya aracılığı ile takip edemedi. Bu çelişkiyi nasıl değerlendirmek gerekir?
- Eğer güçlü bir ülkeyseniz, ülke menfaatlerini zedeleyecek bir şeye müsade etmezsiniz. Özellikle ülkenizde ülke menfaatlerini koruyan,savunan insanlarınız çoğunluktaysa diğerleri buna cesaret gösteremez. Ülke menfaaletleri söz konusu olunca herkes bir iktidar olabiliyor, burada. Hamburg olaylarının Gezi parkı olaylarından farkı yok. Fakat Almanya bu noktada sert tepki göstererek susturdu ve buradaki medya da bunu dışarıya yansıtmadı. Doğal olan da budur.
“GÜÇLÜ ÜLKENİN GÜÇLÜ VATANDAŞI OLMANIN KEYFİNİ YAŞIYORLAR”
• Avrupa’da yaşayan Türkler, Türkiye’yi takip ediyor mu? Bu durum hakkındaki gözlemleriniz nasıl?
- Avrupa’da yaşayan Türkler, Türkiye’de yaşayanlardan daha iyi takip ediyor. Özellikle 70’li 80’li yıllarda buraya gelenler Türkiye’nin nereden nereye geldiğini çok iyi biliyorlar. Fakat Türkiye’de yaşayan gençlerimizin o kötü günleri görmedikleri için hafıza eksikliği var.
Son 11 yıldan bu yana Türkiye’deki gelişmeleri taktirle takip ediyorlar ve destekliyorlar. Ve bununla gurur duyuyorlar. Avrupa da yaşayan vatandaşlarımız güçlü ülkenin güçlü vatandaşı olmanın keyfini yaşıyorlar.
“GÜLEN’İN BEDDUA ETMESİ KIRILMA NOKTASIDIR”
• Avrupa’daki Türkler Fetullah Gülen’in son dönemlerdeki konuşmalarını nasıl değerlendiriyor?
- Fetullah Gülen’in beddua etmesi kırılma noktasıdır. Bizim inancımızda tasvip edilmeyen bir durumdur. Hocaefendinin sevilen bir yanı varsa bile bu beddua ile kaybolmuştur.
