ABD başkanlık seçimlerinde kazanan Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın Ocak 2025'te başkanlık koltuğuna oturmasıyla gözler Çin'e çevrilecek. Seçim çalışmalarında neredeyse her konuşmasında Çin'e değinen Trump, ülkeye birçok konuda yaptırımlar getirme sözü verdi.
SEBAHATTİN AYAN İSTANBUL
ABD'nin 47'nci başkanı olarak seçilen Trump'ın Çin'e karşı tutumunun değişmeyeceğini belirten Dr. Abdülhalik Kara, ''Trump bu seçim kampanyasında, Çin'den gelen tüm ürünlere %60 veya daha fazla gümrük vergisi koyacağını söylüyor. Bu gerçekleşirse, Çin'in ABD'ye yaptığı ihracat büyük oranda düşebilir. Trump'ın bu kadar yüksek vergi uygulayıp uygulamayacağı belirsiz. Ancak geçmişteki Çin karşıtı tutumuna bakarsak, söylediği kadar olmasa da yüksek vergiler koyabilir.
Çin ile arayı açabilir
Trump kabinesinin uygulayacağı politikaların gelecek dönemde kırılgan bir seyirde olacağına değinen Kara, ''Trump'ın başkanlık döneminde ABD ve Çin arasında büyük bir ayrışma yaşanacağı öngörülüyor. Bu yalnızca ikili ilişkilerin temelini oluşturan kırılgan bağların kopması anlamına gelmekle kalmayacak, aynı zamanda Çin'in halihazırda derin bir sıkıntı içinde olan ekonomisine de yeni bir darbe vuracaktır. Trump ilk döneminde, Hong Kong'un özerkliğini zayıflatan kişileri ve onlarla çalışan finans kurumlarını cezalandıracağını söylemişti. Hatta Çin'i uluslararası para transfer sistemi SWIFT'ten çıkarabileceği konuşulmuştu. Bu pek olası görünmese de Çin'i tedirgin etmeye yetiyor. Ukrayna savaşının başlamasından beri, Amerikan halkı ABD'nin Hint-Pasifik bölgesine yeterince odaklanamayacağından endişe duyuyor. Trump savaşı bitireceğini söylüyor ve bunu başarırsa, ABD Hint-Pasifik'te daha güçlü varlık gösterebilir. Trump seçim kampanyasında da askeri harcamaları artıracağını ve Hint-Pasifik'teki askeri gücünü yükselteceğini söyledi. Bu gelişmeler Çin'i Pasifik'te zor duruma düşürebilir. ABD, bölgedeki dostlarına (Japonya, Güney Kore, Avustralya gibi) daha çok destek vererek, Çin üzerindeki baskıyı artırabilir'' açıklamasını yaptı.