• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hasan Karakaya
Hasan Karakaya
TÜM YAZILARI

Sahurda bile soykırım... Terör Devleti İsrail iyice kudurdu!

14 Temmuz 2014
A


Hasan Karakaya İletişim: [email protected]

“Geçen haftanın en önemli olayları nedir?” diye sorsak, herhalde “Terör Devleti İsrail’in iyice kudurması ve katliamlarına sahurda da devam etmesi” ile “Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ile ilgili gelişmeler” deriz...

Önce “Terör Devleti İsrail”in, bir “soykırım”a dönüşen “katliam”ından söz edelim...

Malûm, önceki haftalarda “3 İsrailli kaçırılmış” ve “ölü” olarak bulunmuşlardı... İsrail de, buna “misilleme” olarak; “16-17 yaşındaki Filistinli genç Muhammed Ebu Hudaryr”ı bir ormana kaçırdı ve “ağzına benzin doldurup, yakarak öldürdü!”

Bu “insanlık dışı vahşet”in ardından Filistinli Müslümanlar elbette “protesto” gösterilerine başladı, Hamas da, İsrail’e “füze”ler fırlattı... Gelin, görün ki; Hamas’ın fırlattığı füzeler “koruma kalkanı”nı geçseler bile, düştüğü yerde herhangi bir ölüm, yaralama ve hasara yol açmadı...

O kadar ki;

“İsrail’in çıkardığı gürültü, Hamas füzelerinin çıkardığı gürültüden daha çoktu!”

Hamas’ın attığı füzeleri bahane eden İsrail; “4-5 dakikada bir Gazze’yi bombalamaya” başladı...

“Gazze’de en kanlı gece”, Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece yaşandı... O gece; aralarında “kadın, çocuk ve yaşlılar”ın da bulunduğu “50 şehit” verdi Gazze halkı... Toplam “şehit” sayısı ise 200’e yaklaştı...

YILDIZ TİLBE’YE LİNÇ!

“Terör Devleti İsrail’in, Gazze’ye kudurmuşçasına saldırması” üzerine, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tepkiler yükseldi...

Elbette “birçok tepki” var ama, sanatçı Yıldız Tilbe’nin gösterdiği tepki, Türkiye’nin gündemine oturdu.

Yıldız Tilbe, “İsrail’in saldırıları” üzerine birkaç “tweet” atıp demiş ki:

l İsrail’in sonuna az kaldı... Sizi ne duvarlarınız, ne de ektiğiniz o ağaçlar kurtaramayacak.

l Allah, Hitler’den razı olsun... Bunlara az bile yapmış ne kadar haklıymış adamcaaz.

l Bu Yahudilerin sonunu gene Müslümanlar getirecek, Allah’ın izniyle az kaldı az...

l Allah ve kendi peygamberleri Musa (a.s.) dahil bütün peygamberlere düşmanlar...

l İftara nasıl az kaldıysa, sizin sonunuza da o kadar kaldı...

Vayy sen misin bunu diyen...

“İsrail’in kurulduğu yıl yayın hayatına başlayan Hürriyet gazetesi” ve aynı zihniyetteki medya organları hemen saldırıya geçti ve Yıldız Tilbe’nin “nefret suçundan yargılanmasını” isteyen haberler verdiler.

Bu, nasıl “nefret suçu”dur ki, Yıldız Tilbe’ye uygulanacak ama bu haberi yapan Hürriyet’e ve benzerlerine uygulanmayacak!..

Hele hatırlayın;

Ahmet Kaya’yı “Kürt”, Hrant Dink’i “Ermeni” olduğu için adım adım lince götüren Hürriyet, bir zamanlar Kürtler için “kuyruklu”, “başörtülü” hanımlar için de “hamamböceği” yakıştırması yapan yazarlarını unuttu galiba!..

Oysa, bu ifadeler “bal gibi nefret suçu”ydu ama onlara dokunan olmadı!..

Hürriyet, “dokunulmazlığına” güveniyor olmalı ki; kendisi “nefret suçunun alâsını” işlerken, kalkmış Yıldız Tilbe’nin “nefret suçu”ndan yargılanmasını istiyor!..

İnsanda “yüz” olmalı!..

Ve, birazcık hafıza!..

Sen kalkacak;

Ancak “hayvandan da aşağı yaratık”ların, yani ancak “esfeli safilin”lerin başvurabileceği yöntemle “genç bir Filistinliyi ağzına benzin doldurarak yakan İsrailliler”e sesini çıkarmayacak, “4-5 dakikada bir Gazze’yi bombalayan Terör Devleti”ne alkış tutacak ama, bu “soykırım saldırıları”na tepki gösteren, bir “kadın” olmasına rağmen “erkekçe tavır” koyan Yıldız Tilbe’ye “linç kampanyası” başlatacaksın!..

“Yuh” derler adama!..

YA BİRLİK, YA ZULÜM

Hele de “nüfusunun yüzde 99’u Müslüman bir ülke”de, hele de şu “mübarek Ramazan ayı”nda Yıldız Tilbe’yi linç ettiremezsiniz!.. Zaten, görünen o ki; Tilbe’ye “destek” mesajları, “tepki” gösterenlerin bin katı!..

Bu tablo;

“Müslüman”a gazete satıp, “Yahudi’ye sevdalı” zihniyete bir şey anlatıyor mu acaba?..

Herkes haddini bilsin!..

“İslâmofobia”dan dem vuran, “terör” ve “İslâm”ı bir arada anmaya can atan Batı ülkeleri de hadlerini bilmelidir...

Bir “terör devleti” ki;

“Kundaktaki bebekleri ve yatalak kadınları bombalarla öldürüyor” ve Batı ülkelerinden “dilinin ucuyla kınama”dan başka bir tepki gelmiyor!..

Onlara da yuh!..

“Heykel yıkan Taliban”a karşı dünyayı ayağa kaldırırsınız da, “Müslüman yakan Siyonist Yahudi”ye karşı gıkınızı çıkarmazsınız!..

İnsanlık mıdır bu?..

Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılar konusunda, en az Batı kadar “İslâm dünyası” da sorumludur.

İslâm dünyasında; bu “umursamazlık, bu boşvermişlik” ve de bu “birbirine düşmüşlük” devam ettiği sürece, “Siyonist küstahlığı” devam eder, bizim de gözümüzden yaş eksilmez.

Önce birlik, önce ittihad...

Başka yolu yok!..

CUMHURBAŞKANLIĞI VİZYONU

“Terör Devleti İsrail’in saldırıları” hem dünya için, hem de Türkiye için elbette “geçen haftanın en önemli olayı” idi... Bu olay kadar önemli bir olay daha vardı ki, o da, “Cumhurbaşkanlığı adaylarının açıkladığı stratejiler”di!..

“Stratejiler” dediğimize bakmayın; ortada açıklanan “bir tek strateji” vardı o da Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan tarafından geçtiğimiz Cuma günü Haliç Kongre Merkezi’nde açıklanan “Cumhurbaşkanlığı Seçimi Vizyon Belgesi” idi...

Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan “Vizyon Belgesi”nde, “Yeni Türkiye Yolu”nda atılacak “3 önemli adım”dan, daha doğrusu “3 ana başlık”tan söz ediliyordu...

Erdoğan vaat ediyordu:

“Yeni Türkiye Demokratik olacak, müreffeh olacak, öncü ülke olacak!”

Ama, her şeyden önce;

“Yeni Türkiye” olacak...

Peki, “Yeni Türkiye”de neler olacak... Erdoğan, bunu şöyle açıklıyordu:

“Eski Türkiye devletin etrafında kümelenmiş seçkinlerin, elitlerin, çetelerin dışında herkes için karanlık Türkiye’dir. Hepimiz eski Türkiye’nin acılarını yaşadık. Eski Türkiye artık eskide kalmıştır. Kaçınılmaz değişim artık başlamıştır. Bu değişim 77 milyonun her bir ferdini kapsayan değişimdir. Cumhurbaşkanı olursak, çözüm sürecinin en yakın takipçisi ve destekçisi olacağız. Dini istismar eden örgütlerin paralel yapılar kurmasına izin verilemez.”

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, Tayyip Erdoğan, özetle demek istiyordu ki; “Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır!”

Peki, diğer Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ne vaat ediyordu?..

O da diyordu ki;

“Ekmek için Ekmeleddin.”

Evet, “seçim sloganı” buydu...

Bu slogan o kadar “komik”ti ki, Ekmeleddin Bey, “kendi sloganı” ile kendisi “dalga” geçiyor ve diyordu ki;

“Biraz da milletin eğlenmesi lâzım... Meselâ Ekmek istiyorsan, Ekmeleddin!.. Lavaş istiyorsan Mansur Yavaş!.. Lahmacun istiyorsan Selahattin Demirtaş...

Bunlar benim hoşuma gidiyor!..”

Kendisine gülünmesinden hoşlanan bir adama kim ne diyebilir ki?..

Bu haftayı bu iki olayla kapatıyor, hepinize hayırlı günler diliyoruz.

Selâm ve saygılarımızla...

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23