Kıbrıs Türk’ünü yok etme planı ve Kanlı Noel 20-24 Aralık 1963
Kıbrıs Türk’ünü yok etme planı ve Kanlı Noel 20-24 Aralık 1963
HALİT KANAK
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ismini koyduğu ve 12 bin 200 metre sondaj yapabilme özelliği ile alanında eşi benzeri olmayan 228 metre uzunluğundaki “Abdülhamid” adlı gemimiz yine Cumhurbaşkanımız tarafından Mersin’den görev yerine uğurlanırken ona yardımcı olmak üzere refakatçi üç ikmal gemimiz de aynı anda limandan ayrılmıştı.
Bu gemilerimiz, isimleri yine Cumhurbaşkanımız tarafından konulan ve 20 Aralık’ta başlatılan Kanlı Noel katliamında 24 Aralık 1963 tarihinde Lefkoşa’da, Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın Rum katiller tarafından hunharca şehit edilen üç küçük oğlunun isimleri olan “Murat İlhan”, “Kutsi İlhan”, “Hakan İlhan”dı.
Anneleri Mürüvvet Hanımla evlerinin küvetinde koyun koyuna şehit edilen bu üç kardeş, Mavi Vatan sınırlarımız içerisinde Doğu Akdeniz'de “Yörükler 1” kuyusunda koyun koyuna görev yapmışlar, Mavi Vatan’ın her köşesinde yapmaya da devam etmektedirler. Kendilerine muvaffakiyetler diliyoruz. O isimleri yaşatan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a da şükranlarımızı sunuyoruz..
20-24 Aralık 1963’te ne olmuştu. Yunanlı Rumlar, Kıbrıs Rumlar’ını da kışkırtarak 1878 Berlin Anlaşmasıyla İngiltere’ye geçici olarak bırakılan fakat 45 yıl sonra 23 Temmuz 1923’te Lozan’da tamamen vazgeçtiğimiz Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak istiyorlardı. (Lozan Madde 20: Türkiye, Britanya (İngiltere) Hükümetince Kıbrıs’ın 5 Kasım 1914’te açıklanan ilhakını tanıdığını bildirir.)
Ancak bu Rum’lar için kolay olmayacaktı. Çünkü; Lozan Anlaşması ile elimizden çıkan Kıbrıs’ı unutmamıştık. Demokrat Parti iktidarında Kıbrıs’ta Adnan Menderes ve Fatin Rüştü Zorlu’nun çalışmalarıyla 1959’da garantörlük hakkı elde etmiştik. Bu hakkın getirdiği en önemli avantajımız ise 1878’den sonra 16 Ağustos 1960'ta, 650 kişilik Türk Alayı’nı Kıbrıs’a yerleştirmiş olmamızdır. Yetmemiş, Kıbrıs’ta 1960’da kurulan hükümete de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük’ün sınırsız veto hakkı ile ortak olmuştuk. Böylece Türk toplumu daha güçlenmiş, özgüvenleri artmıştı.
Bu durum Rumlar’ı oldukça rahatsız etmişti. Ama ne pahasına olursa olsun Türkleri Ada’dan sürmek, gitmek istemeyenleri ortadan kaldırmak istiyorlardı. Planlarını yaptılar.. Hedeflerinde; tâ 1814 te Odesa'da (Hocapaşa) kurulmuş Megali Etniki Eterya Cemiyetinin ortaya koyduğu Megalo idea yâni Panelenizm'in hayata geçirilmesi vardı.
(Bilindiği üzere, 1821 yılında cemiyetin başına Osmanlı’nın Boğdan Beyi Konstantin İpsilanti’nin oğlu İstanbul doğumlu Aleksandro İpsilanti geçince Yunan ihtilâli başlamış, İstanbul ve Kıbrıs dâhil büyük Bizans hedefleri start almıştı.)
Amaçlarını gerçekleştirmek için zaman zaman ortaya çıkıyor, olmadık saldırılar yapıyorlardı. Bunlardan bir tanesi de 20 Aralık 1963’te Kıbrıs’ta yaşandı. Kıbrıs’ta harekete geçerek başta Lefkoşa olmak üzere Türklerin yaşadığı bölgelerde kurdukları EOKA adlı terör örgütü ile katliama giriştiler. Daha o gece (20 Aralık’ı, 21 Aralık’a bağlayan gece) Tahtakale mahallesinde trafik lambalarında içerisinde 6’sı erkek 4’ü kadın 10 Türk’ün olduğu anlaşılan iki araba Rum sivil polisler tarafından durduruldu. Arabadakiler Girne’den akraba ziyaretinden dönüyorlardı.
Lefkoşa’daki evlerine 300 metre mesafede arabadan indirildiler. Arabalarından indirilenler aranmak istenince, hükümet nezdinde görevli Türk Polislerin çağırılmasını istediler. Böyle durumlarda her iki tarafın polisinin olması mecburiyetini hatırlattılar. Ancak Rumlar dinlemedi. Üstelik erkeklerin dışında hanımların da üst aramasını yapmak istediler.
Bu durum kabûl edilemezdi. Rum çete artıklarına karşı yiğitçe direndiler. Rum polisler silahlarına davranıp bu bir avuç Kıbrıs Türk’üne makinalı tüfeklerle ateş açıp Zeki Halil Bey ile Cemaliye Hüseyin Hanım’ı şehit ettiler. Diğerleri ise yaralanmıştı.
Bununla kalınmadı. Eli tetikte bekleyen Rumlar’ın tarihe "Kanlı Noel" olarak geçen saldırılarıyla katliama dönüştü. Bütün Türk bölgelerinde vurup, kırmaya başladılar.
20 Aralık gecesi başlayıp 25 Aralık 1963 tarihinde yapılan ateşkese kadar Kıbrıs tarihine Kanlı Noel olarak geçen saldırılarda toplam 363 Kıbrıslı Türk hayatını kaybetti, 103 Türk köyünden 30 bin Kıbrıs Türk’ü evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bunun dışında 23.500 işsiz ve 7.500 hasta ve sakat soydaşımızda vardı. Türk Mukavemet Teşkilâtı TMT’nin önleyici savunması daha büyük katliamların önüne geçti.
Geride katil Rum’ların şehit ettikleri Türk’lere ait toplu mezarlar kaldı. Birleşmiş Milletler barış gücü tarafından 14 Ocak 1964’te Ayvasıl Bölgesinde yapılan kazılarda içerisinde 14 günlük bebeğin ve 70’lik ihtiyarların bulunduğu 21 kişinin cesedine ulaşıldı. Cesetlerin bazılarının canlı olarak çukura atıldığı belirlendi.
24 Aralık Salı günü Rumlar’ın yaptığı Kumsal katliamı ise içler acısıydı. 20/21 Aralık gecesinden itibaren Türk Alayı Komutanlığı alarm vermişti. Amerika görevi sonrasında 20 Mart 1963 tarihinde Kıbrıs’ta göreve başlayan Binbaşı Nihat İlhan, Rum saldırılarının yoğun şekilde devam ettiği 24 Aralık 1963 sabahı erken saatlerde evinden çıkar.
Görev yaptığı Türk Alayına gitmek üzere yeni aldığı Volkswagen arabasına bindiğinde ailesini son kez gördüğünden habersizdir. Karısına çevrede silah sesleri duyduklarında çocukları alıp banyoya sığınmasını tembihlemiştir.
Ancak ihanet hemen yanıbaşlarındaki komşularından gelir. Uzun zamandır bu bölgede yaşayan ve Türklerle yiyip içtiği ayrı gitmeyen Avrağami isimli bir Ermeni Kumsal Semtinde Türk direnişi (TMT) olmadığını Rumlara haber verir. Bunun üzerine Terezepulos kod isimli Yunan subayı, komutasındaki 150’den fazla asker ve yakınlardaki Severis Un Fabrikası’nda konuşlanmış Rumların da desteğini alarak Kumsal Bölgesine gelir.
Terezepulos bekletmeden saldırı emri verir. Yunan subayının emrindeki Rum palikaryalar Binbaşı Nihat İlhan’ın oturduğu İrfan Bey Sokağa yönelirler. Hemen sokağın başındaki 2 numaralı ev Nihat İlhan’ın evidir ve yağmur gibi yağan kurşunlar kısa sürede evi tanınmaz hâle getirir. Mürüvvet Hanım kocasının söylediğini yapar. Çocukları kaptığı gibi banyoya koşar. Kulakları dışarıdan gelen seslerdedir. Ansızın kapı büyük bir gürültü ile kırılır. Makineli tüfeklerle eve giren Rumlar her tarafı taramaya başlar.
Bir ara Rumca bir sesin “Taksim istersiniz ha” diye bağırdığı duyulur. (Rumlar’ın Yunanistan’la birleşme planına karşı Türk toplumunun Kıbrıs’ı ikiye bölme talepleri taksim’dir) Ardından banyonun kapısı açılır tekrar kurşun yağmuru başlar. Nihat İlhan’ın 37 yaşındaki eşi Mürüvet İlhan, çocukları 1958 doğumlu Murat, 1959 doğumlu Kutsi ve 1963’ün başında dünyaya gelen henüz 10 aylık olan Hakan saklandıkları küvetin içinde Rumlar tarafından katledilir.
Bunlardan başka aynı yerde 7 kişi daha şehit edilmiştir. Baskının yapıldığı ve “Kumsal Katliamı” diye geçen ev, daha sonra sahibi Hasan Yusuf Kudum tarafından “BARBARLIK MÜZESİ” olarak ziyarete açılır..
Bunlar yetmezmiş gibi Rum’lar tarafından uygulanan ekonomik ambargo hayatı yaşanmaz yapar. Rumlar hayati öneme sahip, akü’den telefon’a, çivi’den kablo’ya, elbiseden yangın söndürme aletlerine, traktör’den kamyon’a hertürlü ihtiyaç maddesinin Türk Bölgelerine ulaşımını engellerler. Bu da yurtdışına göçü tetikler. Kanlı Noel’den barış harekâtının yapıldığı 1974 yılına kadar on binlerce soydaşımız, başta Türkiye olmak üzere İngiltere, ABD, Kanada ve Avustralya gibi ülkelere göç ederler.
Bugünlerde ise canları ve kanlarıyla bedel ödeyen Kıbrıs Türk’ü devlet olarak tanınmayı bekliyor. Çağrımız; iki devletli bir yapı üzerine kurduğumuz dış politikamıza STK’larımız ile bütün kurum ve kuruluşlarımızın Yavru Vatan Kıbrıs’ımızın tanınması için destek vermesi ve destek bulmasınadır.. 21. Yüzyıl Türk Asrında bunun gerçekleşmesi şart olmuştur.