Sözde insan haklarının ana vatanıymış! Osmanlı’ya dediler, başlarına geldi
Seçim gerginliğinin arttığı Fransa’da aşırı sağın yükselmesi tedirginliğe neden olurken, oy kullananlardaki azalma ülke basınında, “Hasta adam” yorumlarını beraberinde getirdi.
Fransa, Avrupa'nın da kaderini belirleyebilecek genel seçimlerin ikinci turuna gergin giriyor. Aşırı sağcı Ulusal Birlik partisinin önde götürdüğü erken genel seçimlerin ikinci turu başladı. Fransa ana karasında oy verme işlemi yerel saatle 08.00'de başlayıp 18.00'de sona erecek. Ancak Paris ve Marsilya gibi büyük şehirlerde oy kullanma süresi 20.00'ye kadar uzatıldı.
Yaklaşık 68,4 milyon nüfusa sahip olan ülkede 49,5 milyon seçmen, Ulusal Meclis'te kendilerini temsil edecek 501 milletvekilini belirlemek için sandık başına gidiyor. İlk turda ise 76 milletvekili seçilmişti.
1094 adayın yarıştığı bu ikinci tur oylamada, en fazla oy alan adaylar milletvekili olarak seçilecek.
Parti veya ittifakların 577 sandalyeli Mecliste salt çoğunluğu elde edebilmesi için 289 milletvekiline ulaşması gerekiyor.
Osmanlı Devleti için hasta adam diyen batılılar, şimdi aynı ifadeyi Fransa için de kullanır oldu.
Aşırı sağcıların seçimleri önde götürmesi ve seçime katılım oranının düşük olması, ülke medyasına da olumsuz manşetler attırdı:
- Avrupa'nın hasta adamı Fransa mı?
- Yönetilemeyen (ülke)?
- Millet Meclisinde nasıl bir çoğunluk oluşacak?
- Tarihi seçim arifesinde aşırı gergin bir memleket
La Liberte'den "insan hakları" zırvalığı
Bu akşam, genel seçimlerin sonucuna bakılmaksızın Fransa'da güçlü ve istikrarlı bir hükümet kurulamayacak gibi görünüyor. Manşetlere taşınan kötümser hava da bu durumun bir yansıması.
Aşırı sağın yükselişi, parlamento seçimlerinin ikinci turunun Fransa için son derece zararlı bir kilitlenmeye yol açabileceğini gösteriyor.
La Liberté'nin genel yayın yönetmeni François Mauron, Avrupa'nın geri kalanı için de geçerli olduğuna inanıyor:
"Fransa'ya ne oldu? Artık yurt dışından aydınlanmanın ve insan haklarının anavatanını tanımıyoruz. Alışılmadık bir demokratik dürtüyle, %66,7'lik katılım oranı sizi solgunlaştırmaya yetiyor."
Her türlü ayrımcılığın ve İslamofobinin adeta başkenti haline gelen Fransa'nın "insan haklarının anavatanı" olarak lanse edilmesi dünya kamuoyunda tepkileri beraberinde getirdi.
