Sivas’ın Kangal ilçesine bağlı Pınargözü Köyü, Taşgeçit ve Davutoğlu mezralarında siyanürlü altın madeni işleterek çevre katliamı yapan Koç Holding’e ait Demir Export maden firmasının, köylülerin içme suyuna arsenik karıştırdığına ilişkin belgelere Akit ulaştı.
Koç Holding’in Sivas’ın Kangal ilçesinde gerçekleştirdiği siyanürlü altın madeni faaliyetleri nedeniyle bölgedeki köylerin suyunun zehirlendiği belgelendi.
Gazetemiz Akit, boynuzlu çevre katillerinin peşini bırakmıyor. 20 Mayıs’ta “Koç’un maden şirketi Sivas’ı zehirliyor”, 21 Mayıs’ta “Al villayı kes sesini” manşetleriyle deşifre ettiğimiz Koç Holding’e ait Demir Export maden firmasının doğaya nasıl zehir saçtığını gözler önüne seren rapora ulaşıldı. Sivas’ın Kangal ilçesindeki 3 bölgede siyanürlü altın madeni işleterek çevre katliamı yapan Demir Export firmasının, köylülerin içme suyunu zehirlediği belgelendi. Demir Export’un faaliyetleriyle Pınargözü Köyü, Taşgeçit ve Davutoğlu mezralarındaki içme sularının tamamına arsenik karıştırıldığı tespit edildi. Akit’in ulaştığı rapor ve arseniğe ilişkin bildiri, siyanürlü maden araması sonrası bölgenin nasıl zehirlendiğini gösteriyor.
Üç bölgenin suyunda da kimyasal
Ankara Tüketici Güvenliği Laboratuvarları Daire Başkanlığı ile Sivas İl Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün 11.10.2012, 21.01.2013, 05.02.2013 tarihlerinde aldığı su numunelerinin laboratuvar analizinde 3 bölgenin suyunda da yüksek oranda arsenik çıktığı belirlendi. Analiz belgelerinin derlendiği raporda Pınargözü Köyü’nün suyunda 20.9 mikrogram, Davutoğlu mezrasında 24.0 mikrogram, Taşgeçit mezrasındaki suda 23.9 mikrogram arseniğe rastlandığı kaydedildi.
Raporda şu ifadeler yer alıyor: “11.10.2012 tarihinde Halk Sağlığı Müdürlüğü bilgisi dahilinde Denetim izlem Pinargözü köyünden Denetleme izlem için su numunesi alındı, Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından Ankara Tüketici Güvenliği Daire Başkanlığına Su Analizi için gönderilmiş ve bunun sonucunda Arsenik miktarı mevzuat limiti üzerinde 24.2 akmıştır. Arsenik oranı yüksek çıkınca Pinargözü köyü ve mezraları olan Taşgeçit ve Davutoğlu’ndan da 21.01.2013 tarihinde Denetleme izlem numunesi alındı. Bu numunelerin sonuçları da 05.02.2013 tarihinde sonuçlanmış ve Pınargözü köyü 20.9, Davutoğlu mezrası 24.0 ve Taşgeçit mezrası da 23.9 çıkmış ve bu durum ilçe Özel İdareye yazıyla bildirilip gerekli tedbirlerin alınması istenmiştir.”
07.03.2013 tarihli raporda Toplum Sağlığı Merkezi Hekimi Dr. Ahmet Özgür, Sağlık Memuru Talat Birincioğlu, Kangal Özel İdare Müdür Vekili Aydın Yıldız ve dönemin Pınargözü Köyü Muhtarı İrfan Sönmez’in imzası bulunuyor. Raporda, Kangal Özel İdare Müdürlüğü ile birlikte köy vemezralara gidilerek köylülere arseniğin zararları hakkında bilgilendirme yapıldığı vurgulanırken, arsenikli suyun içme ve kullanma suyu olarak kullanılmaması konusunda uyarılarda bulunulduğu belirtiliyor. Sağlık ekiplerinin köylülere arseniğin zararlarına ilişkin dağıtılan bildirisinde şu korkunç sözler bulunuyor: “Arsenik maruziyeti sonucu cilt kanseri, sinir sisteminde duyu bozukluğu, refleks kaybı ve depresyon, dolaşım sisteminde kansızlık, kalp yetmezliği, kan kanseri ve lenf sistemi kanseri, karaciğer. üzerinde siroz ve karaciğer tümörleri, anneden bebeğe geçerek doğuştan sakatlıklar, gelişmemiş bebek doğumları, akciğer kanseri, böbrek yetmezliği ve üremi, akıl hastalıkları görülebilir. Ancak ne kadar süreyle ve ne kadar miktarda arseniğe maruz kalındığı önem taşımaktadır.”
10 mg’nin üzeri kanserojen
Dünya Sağlık Örgütü, içme ve kullanma suyu şebeke sistemlerindeki arsenik üst limitini 10 mikrogram/litre olarak belirlemiş durumda. Türkiye’de 2005 yılında yürürlüğe giren 25730 sayılı “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik”te de sudaki arsenik limitinin üst sınırı 10 mikrogram. 10 mikrogramın üzerinde arsenik bulunan sular kanserojen etkiye sahip oluyor. Demir Export firması hakkında Pınargözü köyü ve Davutoğlu ile Taşgeçit mezralarına arsenik oranı yüksek su temin edildiği tespiti ile açılan dava, Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/5 Esas sayılı dosyası kapsamında devam ediyor. TEMA Vakfı gibi sözde çevre örgütleri ve CHP-HDP-İP gibi doğa istismarcısı siyasi partilerin söz konusu davaya ilgi göstermemesi tepki çekiyor.
