Yazar Ali Karahasanoğlu, Cumhuriyet'in kuruluş dönemindeki reformları ve yıl dönümlerini hedef alan çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Karahasanoğlu, Şapka Kanunu, Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması ile Kadınlara Seçme/Seçilme Hakkı gibi uygulamaların "devrim" olarak nitelendirilmesine sert tepki gösterdi. Yazar, başa zorla şapka takılmasını ve buna uymayanların idam edilmesini "kıyafette mecburiyetin neyi devrim olabilir ki?" diyerek sorguladı ve uygulanan şapkanın vatanı işgal edenlerin giysisi olduğunu belirtti.
ALİ KARAHASANOĞLU
Ardı ardına kutlamalar yapılıyor.
“İşte devrimler” deniliyor.
Aslında savunulması mümkün olmayan uygulamalar, sol kesimin medyasında, 100 yıl sonrasında bile, millete “devrim” gibi yutturulmaya çalışılıyor..
25 Kasım 1925’de çıkarılan Şapka Kanunu’na bakalım..
“Şapka Devrimi” diyorlar..
İnsanımızın başına zorla belli bir şapka takılması gerektiğini öngören kanunu, bize “devrim” diye yutturmaya kalkıyorlar..
“Kıyafette mecburiyet”in neyi devrim olabilir ki?
Özgürlüğe set çekiyorsunuz..
“Siz özgür değilsiniz, başınıza ne koyacağınızı da sadece biz belirleriz” diyorsunuz.
Aksine hareket edenleri cezalandırıyorsunuz.
Hem nasıl cezalandırma, darağacında sallandırıyorsunuz.
Ve bu “devrim” oluyor..
Üstelik bu şapka, sizin örfünüzden gelen bir şey değil.
Örfünüzden gelmemesini de bir yana bırakın.
Kısa süre önce vatanınızı işgal edenlerin giysisi..
Beyler kafayı mı yediniz siz?
Bugün dahi “şapka kanunu”nu savunanların nasıl bir mantığa, nasıl bir kafa yapısına sahip olduklarını anlamak mümkün değil.
Geçelim ikinci “devrim”e..
“Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu”..
Bu da 1925 yılında, Şapka Kanunu’nun hemen 5 gün sonrasında çıkarılmış..
“Tekkeleri, zaviyeleri kapatıyoruz” deniliyor..
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN>>>
{relation id:1963294 slug:'cumhuriyet-gazetesi-anketi-kendi-yalanlarini-ortaya-cikardi-ali-karahasanoglundan-bomba-yorum-iste-meslek-gruplarinin-siyasi-parti-tercihi'}




