Prof. Dr. Bedri Gencer’den önemli uyarı: 5816 Atatürk’ü değil hırsızları koruyor
Dünyada benzeri olmayan ve Müslümanlar üzerinde adeta bir zulüm sopası olarak kullanılan 5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu mağdur üretmeye devam ederken, Sosyolog Prof. Dr. Bedri Gencer konuya ilişkin tavsiyelerde bulundu.
ÖZEL HABER
Dünyada benzeri olmayan ve Müslümanlar üzerinde adeta bir zulüm sopası olarak kullanılan 5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu mağdur üretmeye devam ederken, Sosyolog Prof. Dr. Bedri Gencer’den önemli bir açıklama geldi. 90’lı yıllarda Müslümanların cezalandırıldığı 163. maddeyi kaldıran 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın ‘tam demokrasi’ için 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanununu da kaldırmak istediğini belirten Gencer, Özal’ın derin güçlerin engeline takıldığını belirtti. Son olarak “Durarak saygı, namazda Allah’a olur” dediği için tutuklanan ve kamuoyu baskısı üzerine serbest bırakılan Op. Dr. Mehmet Arslan’a yönelik skandalı da hatırlatan “Medreseli Sosyolog” Gencer, 5816 sayılı kanunun kaldırılması halinde “Atatürk istismarı”nın sona ereceğini öne sürdü. Asıl sorulması gereken sorunun, bu kanunun Atatürk’ü korumaktan ziyade kime, neye ve kime hizmet ettiği olduğunu kaydeden Gencer, sosyal medya platformu X’ten “son kale” başlığıyla yaptığı açıklamada şu önemli ifadeleri kullandı:
ÖZAL’I DERİN GÜÇLER ENGELLEDİ
“8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal, 1991 yılında Terörle Mücadele Yasası çıkarma vesilesiyle faşist ve komünistlerin cezalandırıldığı 141-142. maddelerle birlikte Müslümanların cezalandırıldığı 163. maddeyi de kaldırdı. Muhtemelen tam demokrasi için 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanununu da kaldıracaktı ama derin güçlerin, 9. Dünya Siyonist Kongresi'ne (Hamburg 1909) Selanik delegesi olarak katılan Moiz Cohen’in (Tekin Alp) kurucu kitabını yazdığı Kemalizm’in son kalesi olarak gördükleri kanunu kaldıramadı.
KEMALİST DİKTATÖRLÜK REALİTESİ
Neden?
Çünkü Türkiye’de dinî diktatörlük, komünist diktatörlük ihtimali yoktu ama (Kemalizm’in kurucu kitabını yazanın kimliğinden anlaşılacağı gibi) Kemalist diktatörlük realitesi vardı. Bu, 5816 sayılı kanunun karanlık bir tezgâhla çıkarılmasından anlaşılıyordu. Kanun, “rollerini oynadıktan” sonra bir anda ortadan kayb olan Ticaniler adlı esrarengiz, uydurma tarikatın Atatürk heykel ve büstlerine saldırması üzerine 1951 yılında Menderes Hükümeti tarafından çıkarılmıştı. Hâlbuki dünyada kanunla korunan bir millî kahraman yoktu. Asıl böyle bir kanun, Atatürk’e hakaret olarak yeterdi.
Asıl sorulması gereken soru, bu kanunun Atatürk’ü korumaktan ziyade kime, neye kime hizmet ettiğiydi.
ATATÜRK’Ü DEĞİL HIRSIZLARI KORUYOR
1. Bu kanun, Atatürk’ü korumaktan ziyade Atatürk maskeli hırsızları korumaya hizmet etti. Uğur Mumcu'nun, "Bu memlekette banka soyarken kar maskesi, ülke soyarken Atatürk maskesi taktılar" dediği gibi.
2. “Böl ve yönet” mantığıyla toplumu daha çok kutuplaştırarak Atatürk adına kurulan Kemalist diktatörlüğü pekiştirmeye hizmet etti.
3. Mülga 141-142. ve 163. maddelerin kapsamına giren haklı talepleri bastırmaya hizmet etti.
Kısaca 5816, Atatürk’ü korumaktan ziyade Atatürk istismarına ve Müslümanlara zulme yaradı.
FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ PEKİŞİR
Son misal, Dr. Mehmet Arslan.
Atatürk’e hakaret mi etti? Hayır!
Sadece, fotoğrafta görülen putperestliği eleştirerek, “Putlara tapınma! Saygı Allah’a olur” dediği için tutuklandı ve bırakıldı.
Nasıl bir ülkede yaşıyoruz ki Allah’ın kâinatı sevgisinden yarattığı, milletimizin Mehmetçik (Muhammed’in Askeri) dediği Peygamber Efendimize s.a.v. rahatça hakaret edilirken putperestliğe karşı çıkan bir vatandaş tutuklanıyor.
Atatürk Araştırma Merkezi Bilim Kurulu (eski) üyesi bir profesör olarak uyarıyorum.
Acilen, karanlık bir tezgâhla çıkarılan
#5816SayılıKanunKaldırılsın
Bu kanunun kaldırılmasıyla:
1. Dünyada misli olmayan kanunla koruma ayıbı ortadan kalkacak
2. Atatürk istismarı bitecek
3. Maskeler düşecek, gerçek Atatürk severler ortaya çıkacak
4. Atatürk üzerinden kutuplaşma son bulacak, sosyal huzur gelecek
5. Fikir ve ifade hürriyeti pekişecek

