PKK’nın Tasfiyesi Ve Terörsüz Türkiye Komisyonu: Yeni Bir Dönemin Eşiğinde

YURDAL KILIÇER
DEMOKRATLAR PLATFORMU
GENEL SEKRETERİ

Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa, Türk değildir. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa, Kürt değildir.
- Ziya Gökalp

5 Ağustos’ta gerçekleşen ilk toplantıda siyasi partiler komisyon için farklı isimler önerdi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un önerisi doğrultusunda komisyonun ismi “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” olarak belirlendi ve 12 maddelik çalışma usul ve esasları oybirliğiyle kabul edildi. Komisyon TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında ilk toplantısını 5 Ağustos Salı günü yaptı. Parlamentoda grubu olan ve temsil edilen tüm siyasi partilerin yer alması amacıyla 51 kişi olarak belirlenen komisyona, İYİ Parti üye vermediği için komisyon 48 üyeyle çalışmaya başladı.

Kapalı olarak yapılan toplantıda, Kurtulmuş’un 12 maddeden oluşan komisyonun çalışma usul ve esaslarına ilişkin hazırladığı taslak metin müzakere edildi ve muhalefetin bazı maddelere itirazları doğrultusunda değişiklikler yapıldı. Komisyonun amaç ve görevi ise “Terörün Türkiye’nin gündeminden tamamen çıkarılması, toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi, milli birlik ve kardeşliğin pekiştirilmesi, özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti alanında çalışmalar yapmak” olarak ifade edildi.

Bu çerçevede komisyonun ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeleri tespit edip, yasa teklifi taslağı çalışması yapacağı ve kamuoyunun komisyon çalışmalarına ilişkin bilgilendirileceği vurgulandı.

Komisyon Başkanlığını TBMM Başkanı Kurtulmuş yürütecek. Kurtulmuş’un olmadığı hallerde komisyon üyeleri toplantıya sırasıyla başkanlık edecek ve başkanın yerine toplantıyı yöneten üye oy kullanabilecek.

Komisyonun toplantı yeter sayısı üye tam sayısının salt çoğunluğu olarak belirlendi. Kanun teklifi hazırlanmasına ilişkin kararlar üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu ile alınacak.

Komisyon toplantılarında tam tutanak tutulacak, ancak milli güvenliğin gerektirdiği hallerde komisyon tutanaklarının kamuoyuna 10 yıl süreyle açıklanmaması kararı verilebilecek. Bu durum ‘’Terörsüz Türkiye’’ sürecini baltalamak için bahane arayan kesimler tarafından polemik konusu yapılmaya çalışıldı ve aslında bu gizlilik kararının neden alındığı da bu çevrelerin tepkileri ile anlaşılmış oldu.

Esasen Meclis’de kurulan ve daha çok görüş toplama ve önerileri değerlendirme ve öncelikle PKK Teslim Süreci için gerekebilecek yasal zemine yardımcı olma komisyonunun toplantı tutanaklarını gizli tutması, halktan bir şeyleri gizleme olarak görülmemeli ve aksine süreci baltalamaya çalışan çevrelerin müdahale imkanlarını kısıtlama olarak değerlendirilmelidir.

Zaten süreç hukukileştikçe pek çok konu açık hale gelecektir. Komisyon üyelerinin fikirlerini kamuoyu baskısı, yanlış anlaşılma, kes kopyala yapıştır ile sosyal medya malzemesi olmaması için fikir,konuşma ve öneri özgürlüğü bakımından bütün tarafların kendilerini özgür ve rahat hissetmeleri açısından da bu durum önemlidir.

Açıklık ve şeffaflık iyidir denebilir ve tercih de edilebilir ama bu durum son derece yüksek bir yönetme, anlama, anlaşılma, iyiniyet kapasitesi gerektirir. O nedenle mevcut yönetme, anlama, anlaşılma ve iyiniyet endeksimiz ve süreci baltalamak için bahane arayan kesimler düşünüldüğünde komisyon çalışmalarının olumlu sonuçlanması, sağlıklı yürümesi bakımından gizlilik kararı anlaşılabilir bir durumdur.

Komisyon Toplantılarına, gerek görüldüğü takdirde üyelerin ve siyasi partilerin önerileri alınarak, belirlenen gündem doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarından, üniversitelerden, sivil toplum kuruluşlarından kişiler davet edilebilecek ve katılabilecektir.

Komisyon 31 Aralık 2025 tarihine kadar çalışacak. Bu sürenin bitiminde komisyon üye tam sayısının beşte üç çoğunluğuyla çalışma süresi her defasında iki aya kadar uzatılabilecek. Başkan veya komisyon, belirlenen nitelikli çoğunlukla komisyon çalışmalarına son verebilecek. MİT Başkanı İbrahim Kalın, Milli Savunma Bakanı, Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı sürecin her aşamasında PKK’nın silah bırakması ile ilgili gelinen aşama ve yapılan teknik çalışmalar hakkında komisyona bilgi verecek ve komisyon üyelerinin sorularını cevaplayacak.

Gerek görüldüğü takdirde “süreci provoke edebilecek açıklamalara itibar edilmemesini sağlamak için”, komisyon çalışmalarıyla ilgili kamuoyu ve basına, yalnızca TBMM Başkanlığı tarafından açıklama yapılacak.

‘’Terörsüz Türkiye’’ sürecinde gelinen durumun sancılı bir süreç olacağına dair öngörüde bulunmak müneccimlik olmayacaktır. Elbette, DEM kendisini esas aktör olarak göstermek için pek çok talepte bulunacak, elbette CHP Müzmin Muhalefet olduğu için herkese ve her şeye itiraz edecek, elbette TBMM’de olup komisyona üye vermeyerek milliyetçilik şovu yapan İYİ Parti süreci manipüle etmek için fırsat kollayacak, elbette Türkiye Yüzyılı’nda Büyük ve Güçlü Türkiye yolunda en büyük adım olan ‘’Terörsüz Türkiye’’ sürecinden rahatsız olan, Türkiye’nin son 50 yılında kafasını her kaldırdığında taşeron örgüt olan PKK’yı maşa olarak kullanan İsrail, ABD, İran, Rusya gibi ülkeler PKK gibi en kullanışlı araçlarından birini kaybetmek istemeyecektir. Bu nedenle de elbette DEM, PKK ve değişik Kürt örgütlenmeleri içinde kullanışlı aparatlar ile süreci baltalamaya çalışacaklardır. Elbette, TBMM dışında kalan Zafer Partisi, Anahtar Parti gibi irili ufaklı siyasi partiler, milletimiz içindeki milliyetçi hassasiyetleri, Terörle Mücadele, Şehit Gazi hassasiyetini kullanarak kendilerine siyasi malzeme sağlamak için süreç içerisinde manipülatif, spekülatif ve hatta bazen de provakatif söz ve eylemlerde bulunabilirler.

Tüm bunlara rağmen komisyonun Tarihi görevi bulunmaktadır. Millet olarak her birimizin özelde de tarihi görev üstlenen Komisyon Üyelerinin “Türkiye Yüzyılı” için “Terörsüz Türkiye” sürecinde ortaya çıkan her engeli aşacak azmi ve gayreti göstermesi gerekmektedir. Çünkü Komisyonun önünde Terörsüz Türkiye süreci için büyük önem arz eden konular bulunmaktadır. Komisyon öncelikle Terörle Mücadele Yasası, İnfaz Kanunu ve Türk Ceza Kanunu üzerinde çalışarak örgütü fesheden PKK’nın “silahların teslimi” ve “eve dönüşü”nü sorunsuz bir şekilde sağlayacak yasaları tespit edip, Meclis’ten çıkaracak; fakat son karar genel kurulda alınacaktır.

Ele alınacak bu konuların haliyle pek çok alt başlığı bulunuyor. Silahlar nasıl, nerede ve kime teslim edilecek? Bu süreç nasıl denetlenecek? Silah bırakanlar ne zaman normal hayata karışacaklar ve bu kişiler için işleyecek süreçte nasıl yasal düzenlemeler olacak? Tüm bu detaylar başlı başına kapsamlı çalışmayı, istişareyi ve partiler arasında iyi niyetli fikir ve çözüm önerileri ile ortak akıl ve ortak formüller üretmeyi gerektirmektedir.

Milletin ekseriyeti sürece ilişkin “ihtiyatlı bir iyimserlik ve umut” beslemektedir. Bu nedenle, Terörsüz Türkiye sürecinde yaşanacaklar ne kadar sağlıklı yürütülürse, sürece ilişkin toplumsal destek ve güven o kadar artacaktır.