• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Pet şişelerden su içmeyin!

Yeniakit Publisher
2018-11-15 17:15:00 -
Pet şişelerden su içmeyin!

Bir şişe suyun zararı ne olabilir diye düşünebilirsiniz fakat plastik şişelerde satılan sulara maalesef plastiğin içindeki insan vücudu için zehirli kimyasallar karışıyor. Bundan korunmak için cam şişelerde satılan suları tercih edebilirsiniz.

Daha önce kullanılmış şişelerin içine yeniden su doldurmamak da gerekiyor. Ve onları boş halleriyle önümüze gelen yerde bırakmamak ve atmamak da topluma/çevreye karşı bir saygı görevimiz. Bu konunun detayı hemen yandaki haberimizde..

Pet şişe ve metal kutular kalbe zararlı. Metal içecek kutularının, pet şişelerin, biberonların yapımında, gıdaların paketlenmesinde kullanılan Bisfenol A adlı maddenin kalp hastalıkları başta olmak üzere pek çok rahatsızlığa yol açmakta.

Pet şişelerin, metal içecek kutularının ve biberonların, kalp hastalığı riskini 2 kat artırabileceği açıklandı.

İngiltere’de yaklaşık 1500 kişi üzerinde yapılan araştırmada, gıda sektöründe paketlemede kullanılan Bisfenol A (BPA) adlı maddenin kanda normal seviyenin üzerinde bulunmasının kalp problemlerini artırabildiği belirlendi.

Şişelerin ve kutuların kaplamasında kullanılan bu kimyasalın şeker hastalığı riskini de yükseltebildiği belirtildi.
BPA ayrıca plastik çatal-bıçaklarda, CD kaplarında ve diş dolgularında da kullanılıyor.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Bu son araştırmayla, paketlemede kullanılan BPA’nın sağlığı doğrudan olumsuz etkileyebildiğinin görüldüğü bildirildi.

Yağ biriktiriyor

Vücutta kadınlık hormonu östrojen biçimine girebilen BPA’yla ilgili hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda, bu maddenin meme kanseri, karaciğerde hasar, obezite, şeker hastalığı, erkeklerde kısırlık, gençlerde ise gelişme sorunlarına yol açabildiği görülmüştü.

Bilim adamları, BPA’nın kimyasalın damarlarda daha çok yağ birikmesine yol açtığı, insülinin işlenmesi sürecine müdahale edebildiği tahmininde bulunuyor.

Kanser patlamasının sorumlularından

Önceki gün, bir yakınımın ameliyatı için, Türkiye’nin önemli hastanelerinden birindeydim. Ameliyat sonrası, alanında Türkiye’nin değil, dünyanın en iyilerinden biri ve çok da eski dostum olan doktorumuz geldi. Ameliyatla ilgili bilgi vermek üzere. Konuşurken, önümdeki masada duran “pet” şişeyi alıp açtım ve bardağıma su doldurmaya başladım. Profesör doktor uzandı. Elimden pet şişeyi aldı. Suyu doldurduğum bardağı aldı. Görevliyi çağırdı. Pet şişeyi çöpe atmasını, bardağı da lavaboya boşaltmasını söyledi. “Benim dolabımdan cam şişede bir su getirin” dedi.

“Ne oldu hocam, sular zehirli de bizim haberimiz mi yok” dedim şaşkınlıkla. “Keşke zehirli olsa. Panzehiri olur, ilacı olur. Bunlar zehirden beter” dedi ve anlattı.“Bu pet şişelerdeki sular 2 haftadan uzun süre şişede kaldığı zaman, şişenin içindeki zararlı maddeleri çözüyor ve suya karışmasına sebep oluyor. Bunlar hücre yapılarına çok ağır zararlar veriyorlar. Her gün yavaş yavaş bozuyorlar.

“Son yıllarda kanser olaylarında büyük patlama yaşanıyor. Çok ileri yaşlarda ortaya çıkması gereken bazı kanser türleri, çok erken yaşlarda görünür oldu. Yaşlılarda görülecek lenfomalar, gencecik insanlarda peydahlanıyor. Kemik kanserleri, kemik iliği tümörleri sık sık karşımıza çıkıyor.” “Biliyoruz hocam. Çevre koşulları, hormonlu gıdalar. Her şey kanserojen” dedim. “Evet” dedi. “Bu pet şişeler hepsinden daha kanserojen.” “Bütün dünya kullanıyor” dedim. “Medeni ülkeler giderek daha az kullanıyor” dedi.

Pet şişelerin ömrü iki hafta

Eğer iki haftalıktan daha yeniyse bunun içindeki su, iç. Ama iki haftalıktan daha eski ise içme.” Hemen önümdeki açılmamış pet şişeyi aldım. 2 aylıktı ve son kullanma tarihi olarak 10 ay sonrayı gösteriyordu. “Bu şişeler kısa süreli saklama için uygun. Ama uzun süreli saklamalarda çok zararlı.” “Peki ne yapacağız?” dedim. “Cam şişe kullanacağız. Cam şişede su alacağız. Her türlü gıdayı cam şişe içinde talep edeceğiz.

Hem çevreye daha az zararlı, hem de sağlığımıza.” “Maliyeti yüksek ama” dedim. “Kanserin tedavi maliyeti daha mı düşük? Aksine çok daha yüksek. Bütün hayatın boyunca cam şişe kullansan, bir kanser tedavisinin onda biri maliyeti bulmaz. Artık kanserleri büyük ölçüde tedavi edebiliyoruz ama yüksek maliyetli oluyor. Hastayı da harap ediyor.” “Hadi küçük şişeleri cam şişede hallettik, ya damacanaları ne yapacağız.

Ya damacanalar?

Onlar da pet benzeri bir madde değil mi?” Profesör doktor daha da kötü konuştu. “Oradaki sorun daha büyük. O damacanalar birden fazla kez kullanılıyor. Ve onları temizlemek için, deterjanla yıkanıyor genelde. İçinde kalan deterjanı temizlemek için en az üç damacana su kullanmak gerek. Sen o damacanaların üç damacana suyla yıkandığını düşünüyor musun?” diye sordu. “Düşünmüyorum” dedim. “Demek ki damacanadaki suyla birlikte deterjan da içiyoruz” dedi. Çocukluğumu hatırladım. İstanbul’da hasıra sarılmış cam damacanalar içinde Beykoz’dan gelme sular satılırdı. “Eskiden vardı cam damacanalar” dedim.

Çare cam şişe

“Talep edelim yine olur. Cama dönmekten başka çare yok. Yoksa her gün kendimizi bile bile öldürüyoruz. Sigara içme kanser olursun kampanyaları yapılıyor. Bunların yanında sigara masum kalır” dedi. İçim karardı doğrusu. Ama artık eve pet şişe sokmama kararı aldım. Bu kararı da sizinle paylaşmam gerektiğini düşündüm. Hepimizin çocukları için.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23