• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

"Müttefiklerden" Uğur Mumcu anması yok?

Yeniakit Publisher
2020-01-24 16:26:00 - 2020-01-24 16:32:30
"Müttefiklerden" Uğur Mumcu anması yok?

Suikast sonucu hayatını kaybeten gazeteci Uğur Mumcu, öldürülmeden 16 gün önce yazdığı köşeyazısında "yakında yayımlanacak bir yayınımda, Kürt milliyetçileri ile istihbarat ajanları arasındaki ilişkilere ışık tutacak ilginç belgeler açıklayacağım" demişti. Ölümünden sonra PKK yayın organında yeralan bir "Uğur Mumcu virüsü" karikatürü ise unutuldu.

 Orhan Aysezen    yeniakit.com.tr 

Sosyal medya takipçileri HDP Genel Merkezi'nin Twitter hesabından Uğur Mumcu'nun ölüm yıldönümü dolayısıyla herhangi bir açıklama yapmamasına şaşırmadı.

Bugün Uğur Mumcu hakkında anma mesajı atmak için yarışan solak ve CHP takımı, hatta bizzat kendi gazetesi PKK ile ittifak halinde. Ancak Uğur Mumcu PKK'ya düşmandı. Yani bugün Uğur Mumcu'nun ticaretini yapanlar, bizzat Uğur Mumcu'nun ölümüne alkış tutan bir örgütle ittifak halindeler.

PKK'nın gazetesi Uğur Mumcu virüsünü nasıl çizdi?

Uğur Mumcu öldürüldüğünde ODTÜ öğrencileri protesto için bir "bilgisayar virüsü" hazırlamışlardı. Bilgisayarlara bulaştığında ekranda "Uğur Mumcu ölümsüzdür" sloganı yanıp sönüyordu. Suikastı izleyen günlerde o dönemdeki PKK'nın yayın organı bir gazetede ise bu "Uğur Mumcu virüsü" karikatürleştirilmişti.

Karikatürde amip veya bakteriye benzetilmiş bir ata binmiş olan kalpaklı eli kılıçlı Uğur Mumcu virüs olarak tanımlanıyordu. PKK sadece ölümünden önce değil, Uğur Mumcu'ya ölümünden sonra da tepki gösteriyordu.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Mumcu öldürülmeden 16 gün önce, 8 Ocak tarihindeki yazısında PKK destekçilerine çatarken "yakında yayımlanacak bir yayınımda, kürt milliyetçileri ile istihbarat ajanları arasındaki ilişkilere ışık tutacak ilginç belgeler açıklayacağım" ifadesini kullanmıştı. İşte Mumcu'nun o yazısı:

"Kürt milliyetçiliğinin yayın organı 'özgür gündem' gazetesinde bana ve ilhan selçuk'a karşı saldırılar sürüyor.

gazetenin imtiyaz sahibi, işadamı Yaşar Kaya, kürtler ve kürt ayaklanmaları konusundaki araştırmalarımıza ve yayımladığımız belgelere çok kızıyor. 'Kürtçü' sözcüğüne de pek öfkeleniyor.

Araştırmadan, incelemeden ve aydınlanmadan korkmamak gerekir.

Ben kendi hesabıma Kürt milliyetçilerinin bütün yayınlarını okuyor ve bunlardan yararlanıyorum. yakında yayımlanacak bir yayınımda, Kürt milliyetçileri ile istihbarat ajanları arasındaki ilişkilere ışık tutacak ilginç belgeler açıklayacağım. umarım, Kürt milliyetçisi ve işadamı Kaya da bu yayınlardan yararlanır...

Türkiye'de Kürt halkını türk halkına, Türk halkını da Kürt halkına düşman edecek bir kanlı tuzak kuruluyor. birtakım insanlar da bu kanlı tuzağa -bilerek ya da bilmeyerek- alet oluyorlar.

işadamı Kaya, 'kürt milliyetçisi' olmaktan neden gocunuyor?
Kaya'ya, bir mahkeme kararından bir parça okuyalım:

'-Zamanın sabık başbakanına Diyarbakır fahri hemşeriliğinin verilmesi üzerine mezkur işlemin, bu zatın Amerika'ya ziyareti arifesi ve esnasında Türkiye'deki Kürtçülük ve Kürt milliyetçiliği cereyanı üzerine menfi bir tesir yapacağı kanaati ile Diyarbakır Belediye Başkanına bu hissiyatını belirten mektup yazdığını...'

Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nin 24 eylül 1965 gün ve 1965/125 sayılı gerekçeli hükmünün 99. sayfasında yer alan bu paragrafı işadamı Yaşar Kaya ile ilgilidir. Yaşar Kaya, Adnan Menderes'e fahri hemşerilik verilmesine hangi milliyetçilik adına karşı çıkıyordu? Herhalde Türk milliyetçiliği adına değil!

Kararda Kaya'nın, Yasin Gültaş adlı bir MİT görevlisine nasıl 'alet' olduğu da yazılı.

Bunlar eğitici ve öğretici olaylardır. Bu gibi siyasal akımları yönetmeye kalkanların, ajanlara karşı dikkatli olmaları birinci koşuldur. ikinci koşul da, adları uyuşturucu madde kaçakçılığına karışanlardan uzak durmaktır. Kaya'nın çevresinde böyleleri varsa 'haya' ve 'hayasızlığı' buralarda aramalıdır.

İşadamı Kaya, 'Şark İstiklal Mahkemesi' ile 'İzmir Suikastı Davası'na bakan ve 'Üç Aliler Divanı' olarak adlandırılan mahkemeyi de birbirine karıştırıyor. Şeyh Sait ayaklanması davasına bakan 'Şark İstiklal Mahkemesi" başkanı Mazhar Müfit Bey, asker değil valiydi. Üyeler, Ali Saip ve Müfit Beyler asker kökenliydiler. Savcı Süreyya Bey hukukçu, Avni Doğan da kaymakamdı.

Bunlar, daha önce Cumhuriyet'te yayımlandı. bu mahkemelerin 'mahkeme' sayılmayacakları da yazıldı çizildi.

Kaya, daha bu konuları bile bilmiyor. bilmediği, okumadığı, incelemediği konularda şoven milliyetçi dürtüleri ile sövgü dolu yazılar yazmayı da aklınca hüner sayıyor.

işadamı Kaya'nın ahlak dünyasındaki 'haya' da bu..."

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Sert

Sn. Mumcuda uyuşturucu silah ve terör bağlantı noktalarını bildiği için öldü. Chp bunun tam ortasında.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23