Mansur'un keyfi tıkırında! İşçiler açlık sınırında
Türkiye CHP'li belediyelerin konserlere-eğlencelere sarf ettiği milyarlarca lirayı tartışırken, aynı belediyelerin; çalışanlarını açlık ve yoksulluğa mahkûm etmesi tepki çekiyor. CHP'li belediyeler, işçilere 28 bin bin lira aylık verirken, hükümetten 30 bin lira asgari ücret isteyerek, emek istismarı yapıyorlar.
Türkiye, CHP'li belediyelerin gereksiz konserlere sarf ettiği milyarları tartışırken, aynı belediyelerin çalışanlarını açlık ve yoksulluğa mahkum etmesi tepki çekiyor. CHP'nin arka bahçesi DİSK/Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi'nin (BİSAM) 11 Ekim 2024 tarihinde yayınladığı rakamlara göre, Eylül 2024 dönemine ait ''Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması''nda, dört kişilik bir aile için açlık sınırı 20 bin 478 TL, yoksulluk sınırı 70 bin TL, tek başına yaşayan bir kişi için ise yoksulluk sınırı 33 bin TL olarak açıklanmıştı. Sosyal demokrat geçinen CHP'nin yönettiği belediyelerin önemli bölümünde belediye çalışanları, işte bu açlık sınırına yakın maaşlara mahkum ediliyor. Konserlere 6 yılda 810 milyon lira ödediğini gururla açıklayan Mansur Yavaş yönetimindeki ABB otobüs şoförlerine, yemek parası dahil 28 bin Lira civarında maaş verdiği için çok sayıda şoförün iş bıraktığı belirtiliyor. İşverenin ödemek zorunda olduğu yemek ve risk aile yardımları hariç bir şoförün 24 bin lira maaş aldığı Başkent Ulaşım ve Doğalgaz Hizmetleri A.Ş. şoför açığını kapatmak için ilana çıkarken kimse başvurmadı.
Belediye çalışanları çaresiz
Öte yandan, akit'e yaşadıkları sıkıntıları aktaran ABB çalışanları, Yavaş'ın göreve gelmesiyle birlikte maaşlarının sürekli eridiğini belirterek, şu cümlelerle isyan ettiler: ''ABB personeli olmak artık büyük bir azap haline geldi. Maaşlarımız, özlük haklarımız sürekli eriyor. SGK primlerimiz yatırılmıyor. Eskiden ABB'nin herhangi bir biriminde çalışmak ayrıcalıktı. Ancak Mansur Yavaş'la birlikte herkes başka yerlerde iş bakmaya başladı. İş bulan ayrılıyor. Kalan ise ay sonunu getiremiyor. Bunların yanında CHP öncesinde işe alınanlara her türlü baskı, mobing uygulanıyor. İşlerde ve ücretlerde öncesi ve sonrası arasında kayırmacılık had safhada. Kimseye derdimizi anlatamıyoruz. Şikâyette bulunanlar derhal tecrübelerine ve pozisyonlarına uygun olmayan yerlere sürülüyor. Bunun yanında bizlere çok görülen kaynaklar konserlerde, saçma sapan etkinliklerde çarçur ediliyor. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Devletin bu işe el atarak yaşanan haksızlıklara son vermesini istiyoruz.''
İşin ciddiyetinde değiller
CHP tezatlığını akit'e değerlendiren AK Parti Konya Milletvekili Latif Selvi ise şunları dile getirdi: ''Aşağı yukarı her gün bir CHP'li belediyede çalışanların benzer şikâyetlerini görüyoruz. Greve gidildiğini görüyoruz. Çalışanların taleplerinin dikkate alınarak sıkıntıları giderilmelidir. Bu konuda sendikaların yoğun bir çaba içerisinde olduğunu biliyoruz. Belediyelerin duyarsız yaklaşımla 'iş gücünü piyasadan temin ederiz' diyerek çalışanlarını tehdit etmesi çalışma barışı açısından sorunludur. CHP'li belediyelerin işin ciddiyetinde olmadığını görüyoruz. Belediyelerin işçi sendikalarıyla bir araya gelerek anlaşarak çözmeleri gerekiyor. Bunlar tartışılırken belediye borçları gibi değerlendiriliyor. SGK primleri işveren tarafından yatırılan işçilerin haklarıdır. Bunların yatırılmaması işçilerin haklarını ihlal etmektir. CHP'li, DEM'li belediyeler herhangi bir borç gibi yaklaşmaya çalışıyor. Bu işçilerin hakkıdır. Acilen bunları yatırmaları gerekiyor.
Konsere var işçiye yok
''Belediyeler seçimle gelinen makamlar. Özellikle CHP'li belediyelerin yükümlülüğünü yerine getirmemesinden kaynaklı sorunlar yaşanıyor. Konuyu bağlamından koparıp 'CHP'li belediyeler borç tahsili adı altında çalışamaz hale getiriliyor' deniliyor. Öncelikli SGK primleri yatırım parası değil. İşçinin hakkı olan, yatırılması gereken paralar bunlar. İşçilerin nasıl maaşı ödeniyorsa, primleri de ödenmeli. Çalışanların özlük hakları iyileştirilmeli. Son günlerde CHP'li belediyelerin konserlere harcadıkları bütçeler eleştiri konusu oluyor. Belediyeler elbette ki sosyal etkinlikler gerçekleştirirler. Ama diğer hizmetleri ihmal edecek olurlarsa sorun yaşanır. Belediyelerin hangi alanda bütçenin ne kadarını kullanabileceği bellidir. Bütçenin tespitinde tahsisli hususlar dikkate alınmak suretiyle harcamalar yapılmalı. Yalnızca konser düzenlenecek olursa cırcır böceğine dönerler, işin bir anlamı kalmaz. Belediyeler bütçelerini daha iyi değerlendirmeli. Diğer alanlarda yapılması gereken harcamaları konser gibi etkinliklere aktarırlarsa diğer hizmetleri ihmal ederler. Bu da belediyecilik açısından vatandaşa verilmesi gereken hizmetlerin aksamasına sebep olur.''