• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Kur’an öğretiminde kullanılan özel öğretim yöntem, teknik ve metotları

Yeniakit Publisher
2016-01-11 17:14:00 -
Kur’an öğretiminde kullanılan özel öğretim yöntem, teknik ve metotları

Bu tebliğde Kur’an öğretiminde yöntem ve teknikler üzerinde duracak, çeşitli etkinliklerle verimli bir Kur’an öğretimi için nasıl bir eğitim yapılabileceğine katkı sağlamaya çalışacağız. Bunu yaparken de hocalarımızdan öğrendiklerimiz, meslektaşlarımızın uygulamaları ve çoğunlukla da meslekî tecrübelerimizden yola çıkacağız. Burada bulunan meslektaşlarımızın, deneyimli hocalarımızın bu yöntemlerden daha mükemmelleriyle eğitim yaptıklarından da hiç şüphemiz yoktur.

NURSEL YARAR / DKAB ÖĞRETMENİ - Kur’an-ı Kerim okuyuşu; dilin harfleri iyi telaffuz edebilme ; harflerin (birebir) hakkını ve (cümle içinde) müstehakkını verebilme; eğitimi (talim) ne dayanan bir beceri (meleke) dir. Çünkü Rabbimiz Kur’an-ı kerimde (“Kuran’ı açık açık, tane tane (tertîl ile) oku. ”Müzzemmil-4) buyurmuştur. Bir Müslüman’ın Kur’an-ı Kerim’e karşı vazifesini beş maddede özetleyebiliriz: Öğrenmek, okumak, anlamak, uygulamak ve başkalarına öğretmek.

Eğitimin konusu insandır. Amacı ise insanı yetiştirmektir. Hz. Peygamberin şu hadisi bizim rehberimiz olmalıdır. “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.” Öğretimde kullanılan yöntem , teknikler ve araçlar: eğitsel hedeflerin gerçekleştirilmesine yardımcı olurlar. Bundan dolayı öğretmenin Yüce Allah’ın (” Yüzüstü tökezlenmiş vaziyette yürüyen mi yoksa başı dik olarak dosdoğru yolda ilerleyen mi rehberdir?” Mülk-22) ayetinin muhatabı ve Rasulullah (s.a.v) ‘ın izinden giden bir rehber olduğu düşünüldüğünde yapmayı istediği şeyin farkında olmalı ve bu anlamda da farkındalık oluşturmalıdır. Bu farkındalığı da kendine özgü yöntem ve tekniklerle; anlatım metotlarıyla ancak gerçekleştirebilir.

Şimdiye kadar hazırlanan elif-ba kitapları hatta şuan elimizde bulunan ‘Seçmeli Kur’an-Kerim Dersi ‘ kitapları bile geleneksel yöntemlerle hazırlanmış, insan hafızasını dikkate alarak hazırlanmamıştır. Tabi bir şeyi eleştirmek kolaydır ancak yeni bir şey yada doğrusunu ortaya koymak kolay değildir. Bir ressam düşünün bir resim ortaya koyuyor ve bu resimde gördüğünüz hataların üstünü çizin diyor; bir süre sonra resim çizgilerden görünmüyor. Hataların üstünü çizenlere birer fırça verip doğrusunu çizin dediğinde fırçaya dokunan olmuyor. Peki bizler bu geleneksellikten kurtulmak için neler yapabiliriz aslında bunu konuşmak gerekiyor. Kur’an-ı Kerim’i öğretecek olan öğretmenler önce iyi bir Kur’an okuyucusu olmak zorundadırlar. Çünkü anlatımdan ziyade görsel ve işitsel eğitimin öğrenmede daha etkili olduğu açıktır.

Türkiye’de Kur’an öğretiminde genellikle harfler öncelikle yalın isimleriyle tanıtılmaktadır. Oysa farklı ülkelerde -mesela Malezya ve Endonezya’nın bir kısmında- harfler öğretilirken her harf için fetha hareke esas alınarak öğretilmektedir. Dolayısıyla öğrenci yalın halden harekeli okunuşa geçerken zorlanmadığı gibi hareke değişikliğinde de zorlanmamaktadır. Ayrıca bazı Arap ülkelerinde hazırlanan Elif-Bâ’larda harekeler öğretilirken bir harfin bütün hareke çeşitleri arka arkaya verildikten sonra diğer harfe geçilmekte ve kelime şeklindeki okuyuşlar sırasında bütün kelimeler Kur’an’dan seçilmektedir. Yine bazı Arap ülkelerinde kısa surelerin ezberleri için başlı başına ayrı kitaplar hazırlanmaktadır. Özellikle küçük yaştaki öğrenciler için hazırlanan bu kitaplarda sureler anlamlarına uygun resimler çizilerek ezberletilmektedir. Örneğin Kâfirun suresinde yer alan “Lâ e‘budu mâ te‘budûn” ayetinin üst bölümünde, biri Kâbe’ye doğru secde eden biri de putlara secde eden iki kişi resmedilmektedir. Görsel olarak hikâyeleştirilen bu manalar, surelerin hem kolay ezberlenmesini hem de zihinde kalıcılığını sağlamaktadır. Tüm bunları uygulayabilmek için önce hazırlanan materyallerde değişiklik yapılmalıdır.

Kur’an Öğretiminde Yöntem, Metot ve Teknikler;
ÖNE ÇIKAN VİDEO

  1. Kur’an-Kerim seçmeli dersinde dersin işlenişi sırasında şu husus göz önünde bulundurulmalıdır. Kur’an-ı Kerim dersini seçen öğrenciler arasında her seviyeden öğrenciler vardır. İçlerinde Kur’an-ı hiç bilmeyenler olduğu gibi, sadece harfleri bilenler, harf ve harekeleri bilip Kur’an-ı tam okuyamayanlar, Kur’an-ı okuyanlar, Kur’an’ı iyi okuyanlar, hatta Kur’an-ı çok iyi okuyanlar olmak üzere öğretim düzeyi açışından çok çeşitlilik söz vardır.Bu nedenle mümkünse öğretmen iyi bilenleri de orta seviyede olanları da az bileni hiç bilmeyeni de sıkmadan işleyişi yürütmek zorundadır ki bu gerçekten çok zordur.Bu nedenle ilk yapılacak şey öğrencilerin ne bilip ne bilmediklerini tespit etmektir.Bu tespit bize Nazif Yılmaz Hocamızın ifade ettiği ”Kalfa Sistemi” ni etkili bir şekilde kullanmamızı sağlayacaktır.
  1. Kur’an eğitiminin verimliliği, ders hocasının niteliği ve kullandığı yöntemlerle doğru orantılıdır. Bu sebeple Kur’an eğitiminde,  ancak mânevî motivasyonu çok iyi, öğrencilerle güzel iletişim kurabilen, dersin özel öğretim yöntemlerini iyi bilen vasıflı öğreticiler başarılı olabilirler.Eskiden materyal bulamazdık şimdi ise teknolojiyi kullanarak görsel materyaller hazırlayan çok özverili çalışmalar yapan meslektaşlarımız var. Öğrencilerin seviyeleri tespit edildikten sonra öğrencilerin motivasyonunu sağlamak ve Kur’an-ı Kerim dersini keyifli hale getirmek, derse severek ve isteyerek gelmelerini sağlamak  için teknolojik imkanımız varsa az sonra size izleteceğim”Müzikli Kur’an-ı Kerim Alfabesi, Oku Oku Kur’an Oku” gibi ilgilerini çekecek eğlenceli videolar izletilmelidir.
  1.     Bundan sonra her sınıf kademesinde en azından bir ders saati ve her dersin en azından 5 dakikası ”Kur’an-ı Kerim’i  niçin öğrenmeliyiz.” konusuna mutlaka ama mutlaka değinilmesi gerekmektedir ki öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyi üst seviyelere çıkabilsin. Ben genellikle bu konuya doktor-hasta-reçete hikayesiyle başlıyorum.

”İnmemiştir bu Kur’an bunu hakkıyla bilin

  ne mezarda okunmak  ne de fal bakmak için.”(Mehmet Akif Ersoy)

        RESULULLAH’IN YETİŞTİRDİĞİ ALİM; ‘ABDULLAH B. MESUD’

İslâm’ın ilk günleri… Allah Resulü (s.a.v) ve sevgili arkadaşı Hz. Ebu Bekir (ra) şehrin dışına çıkmışlar. İkisi de oldukça yorgun. Biraz ileride sürüsünün başında genç bir çoban görünüyor. İki arkadaş çobana yaklaşıp selam veriyorlar. Sonra Resulü Ekrem soruyor:
-Delikanlı, bize içirebileceğin sütün var mı? Çoban:
-Ben sütün sahibi değil, emanetçisiyim, diyor. Efendimiz:
– Öyleyse yavrusu olmayan, süt veremeyecek bir hayvanı göster bize, deyince çoban merak ediyor, sütü olmayan koyunu ne yapacaklar, diye. Ama yine de bir tanesini getirip önlerine koyuyor.Allah Resulü Rabbine dua ediyor ve sonra hayvanın sütünü sağmaya başlıyor. Bir mucizeyi yaşayan genç çoban, peygamberin elinden süt içiyor. On yedi yaşındaki esmer, incecik delikanlı önce Müslüman oluyor sonra:
– Ya Resulallah, o okuduğun sözleri bana da öğretir misin? diye rica ediyor. Efendimiz delikanlının başını okşadıktan sonra şöyle buyuruyor:
– Sen mutlaka öğrenecek ve âlim olacaksın.(İbni Sa’d, Tabakât, III,150151; İbni Esir, Üsdü’l-Ğabe, III, 385.)

Açıktan ilk o okudu

Peygamber Efendimizin yetiştirdiği en büyük âlimlerden birisi olan Abdullah b. Mesud (r.a), işte böyle Müslüman oldu. Müslüman olduğunda, koca yeryüzünde sadece altı Müslüman vardı. Artık çobanlık yapmıyor, Allah Resulü’nün yanından ayrılmıyordu. Zulmün bütün karanlığıyla hâkim olduğu günlerdi. Müşrikler, Allah diyen müminlere insaf etmiyor, zulmün bin bir çeşidini uyguluyorlardı. Fakat Müslümanlar vazgeçmiyordu. Sahabeler bir gün aralarında dertleşiyorlar: “Şu müşrikler var ya, şunların karşısında Kur’ân okuyamadık, hakkı haykıramadık” diyorlardı. Rahman Suresi henüz nazil olmuştu. “Şöyle kabilesi güçlü, arkası kuvvetli biri çıksa da Kâbe’nin yanında halkın ortasında sesinin son gücüyle bu mübarek sureyi okusa!” Diye düşünüyorlardı.Abdullah b. Mesud fırladı yerinden, “Kur’ân’ı, Kureyş’e ben duyuracağım” dedi. Arkadaşları: “Aman, bu senin işin değil. Senin kimin kimsen, hiçbir gücün yok, canından olursun” diye, mani olmaya çalışıyor ama Abdullah’ı durduramıyorlardı.

Mescidi Haram’ın tam ortasında, Kâbe’nin yanı başında, Hicr’de oturan Kureyş liderlerinin ve halkın gözü önünde bir yiğit meydana çıktı. Besmele çektikten sonra “er-Rahman!” diye haykırdı… O okurken şehir susmuş, Kâbe’nin yüzü gülmüştü. İbrahim’in Beyt’inin önünde yeni bir destan yazılıyor, Kureyş’in Nemrutları, hayretler içerisinde birbirlerine bakıyorlardı. “Ümmü Abd’in oğlu neler söylüyor, yoksa Muhammed’in söylediği sözler mi bunlar?” Kureyş’in egemenleri hemen ayağa kalktılar, “Bu çocuk Kur’an okuyor” diye, Abdullah’ın üzerine saldırdılar.Müşrikler Abdullah’ı yere düşürmüş döverken, Abdullah gücünün son noktasına kadar okumaya devam ediyordu. Kureyş’in öfkesi yatışıp Abdullah’ı bıraktığında, İbni Mesud’un yüzü gözü, tüm vücudu kanlar içinde kalmıştı. Arkadaşlarının yanına gitti.

Onu bu halde gören sahabeler hüzünle: “Biz senin başına bunun gelmesinden korkuyorduk” dediler. İbni Mesud ise: “Allah’ın düşmanları benim gözümde hiç bu kadar zavallı olmamışlardı. Vallahi, eğer isterseniz yarın yine gider, aynı şeyi tekrarlarım” diyerek, kararlılığını ortaya koydu. Allah Resulü’nden sonra yeryüzünde Kuran’ı açıkça ilk okuyan İbni Mesud olmuştu. İbni Hişam, Sîre, I, 336; İbni Hacer ,el-İsâbe, IV, 234.

Yukarıda örnek olarak anlatılan Kur’an-ı Kerim ve Rasulullah(s.av.) ile ilgili benzer bir kıssa anlatılabilir. Bu hususta da teknolojiden de yararlanabiliriz. Örnek bir kaç video paylaşacağım sizlere.( Kur’n-ı Kerim’i niçin okumalıyız.” ” Kur’an Son ilahi Kitap videolarından örnek olarak izlenecek)

  1. Kur’an-ı Kerimi öğrenmenin önemi anlaşıldıktan sonra ”Kur’an-ı Kerim de neler var, Kur’an Dersi’nde ne öğreneceğiz, Kuran-ı Kerim-i tanıyalım.” konusu sınıf kademesi ne olursa olsun mutlaka işlenmeli. Kur’an da yer alan Peygamber kıssalarından biri anlatılarak Kur’an da ibret verici ders çıkarılması gereken kıssaların yer aldığı, Kur’an’ın ana konularının neler olduğuna değinilebilir. Kavram haritaları yardımıyla Kur’an tanıtılabilir, Son Kitap Kuran-ı Kerim videolarından faydalanabiliriz.(Örnek kavram haritası gösterilecek ve video izlenecek).

        Her dersin 10 dakikası Kur’an da yer alan ve ders kitabında da bulunan bir Peygamberi tanımaya ayrılmalı öğrenci Kur’an dersini sadece Kur’an öğrenmek olarak algılamamalıdır.

  1.  5. Kur’an-ı Kerimi öğrenmeye gelince; Kur’an Harflerinin anlatımını tüm sınıf geneline yapmalıyız. Çünkü her ne kadar Kur’an okumayı bilenler olsa da  öğrencilerimizin mahreç konusunda mutlaka eksikliklerini gözlemliyoruz. Harflerle ilgili patenti Selma Özçelik’e ait bir hikaye var, (Allah Hocamızdan razı olsun) mutlaka haberdarsınızdır. Hafıza teknikleri kullanılıyor.( Hazıfa Teknikleriyle Elif-Ba videosu örnek olarak izletilecek.) Ben harfleri sınıfa göre  bu hikayeye eklemeler yada çıkarmalar yaparak öğretiyorum.Hatta biz hikayeye başladıktan sonra bazen yalnız harfi veriyorum, harfle ilgili hikayenin devamını öğrencilerden istiyorum. Çok keyif aldıklarına şahit oluyorum. En fazla 3 hafta içinde yani 6 ders saatinde harfleri öğrenciler kavrıyor. Harfler hikaye yöntemiyle öğretilirken sık sık bireysel ve koro şeklinde tekrarlara yer veriyorum..Burada hepimizin rolü çok önemli. Her ne kadar teknolojiden de yararlansak,bu öğretmenin rolünü ortadan kaldırmaz, öğretmene alternatif olamaz öğretmenin yerini tutmaz. Elif-bâ öğretiminde harflerin doğru ve düzgün telaffuzla öğretimi çok önemlidir. Öğrencimiz bizden mahreci mutlaka duymalı, bu yüzden Kur’an öğreticisi olarak önce kendimiz iyi birer Kur’an okuyucusu olmalıyız. Kur’an-ı Kerim eğitimi, öğretmen merkezli bir eğitimdir. Her birimizin işimizin ehli olduğu düşünüldüğünde teknolojiler işimizi kolaylaştırmada ve hedeflere kısa yoldan ulaşmada etkili olacaktır.Kur’an harflerini talimi yapılırken ses tonumuzda yapacağımız küçük değişiklikler hem öğrenciyi eğlendirecek hem de severek öğrenmelerine katkı sağlayacaktır.

Yazarak çalışma metodu kalıcı bir öğrenme için vazgeçilmezdir.Harfleri yazarken seslendirdiğimizde de öğrenmeye daha da katkı sağlamış oluruz. Ancak ders kitabı buna uygun olarak hazırlanmamış. Diyanet yayınlarının yada Kıymetli Öğretmen arkadaşlarımızın hazırladığı harflerin yazımıyla ilgili materyaller kullanılabilir, ama ders kitabında olmasını tercih ederiz. Harfleri yazma işini de oyuna çevirmemiz mümkün.Örneğin büyük bir tepsi ve bir paket tuzla derse gelip öğrencilere oyun oynayacağız dediğimizde zaten ilgiyi çektik demektir.Tepsiye tuzu koyuyoruz, iki öğrenci çağırıyoruz, biri yazılacak harfi söylerken diğer öğrenci tuzun üzerinde harfi yazıyor.

A- Harflerin öğretiminde uygulanacak yöntem ve teknikler:

1-      Harfleri isim ve resimlerle öğretmek

2-      Harfleri tahtaya yazmak ve öğrencilere yazdırmak suretiyle öğretmek

3-      Harfleri; öğretmen okuyacak ve öğrenciler mutlaka dikkatle takip edecek, öğrenciler tek tek okuyacak ve daha sonra gruplar halinde okuyacaklar.

4-      Öğrencilere okutup bütün öğrencilerin dikkatini onun üzerine çekmeliyiz.

5-      Yanlış buldurma metodu kullanılmalı. Öğretmen hatalı okuyarak (özellikle kelimelerde) yaptığı hataları öğrencilere sorup bulduracak.

6-      Daha alfabede iken yapılan hatalar müdahale edilip düzeltilmeli.

7-      Bilgi öğrenciye az az, öğrenciyi bıktırmadan verilmelidir. Böylece hafızada daha iyi yer eder.

      B- Öğretmenin Tutum Ve Tavırları

1-  Derse hazır olarak gelmeli.

a- Fiziki hazırlık (bedeni)

b-  Ruhi hazırlık (öğretme pozizyon ve halet-i ruhiyesine hazır olmalı)

2- Öğretmenin tavrı çok önemlidir. Hâkimiyet, şefkat, sevgi ve saygı olacak. Fakat aşırı olmayacak. Çok sertlik ve çok yumuşaklık arasında olmalıdır.

3- Eğitimde mükâfat cezadan daha önde geldiği bilinerek davranılmalıdır. Kur’an’da müjde ikabdan, mükâfat cezadan daha önce zikredilmiştir.

4- Öğretmen mutedil olmalıdır. Öğrencinin heyecanını gidermelidir.

5- Haz ve sıkıntı duyguları dikkate alınmalıdır. Haz veren şeye yaklaşılırken sıkıntı veren şeylerden uzaklaşıldığı bilinmelidir. Bunun için öğrencilerin öğrenilen şeylerden ve öğrenme şekillerinden zevk almaları sağlanmalıdır.

6- Mümkün mertebe öğrencinin duyu organlarına hitap edilmelidir. Ne kadar duyu organlarına hitap edersen o kadar başarılı olursun. Çünkü öğrenmenin %75 i göz, %13 ü kulak, %4 ü dokunma ve diğerleri şeklinde etkilidir.

7-  Öğrenciler arasında denge gözetilmelidir. Öğrencilere eşit davranma ve eşit şekilde ilgilenme sağlanmalıdır. Sadece bazı öğrencilerle ilgilenilmemeli. Herkesin kabiliyetine göre eşit şekilde ilerlemesi sağlanmalıdır. Çünkü bazı öğrenciler hızlı öğrenir bazıları yavaş öğrenir.

8- Öğrencilere düşünmeyi öğretme gaye edinilmelidir. Balık tutup verme yerine balık tutmasını öğretmelidir.

9- Tekrar önemlidir. Bir bilginin unutulmaması için unutulmayacak kadar tekrar edilmesi gerekir.

10-  Dersin daha önce anlatılanlarla bağlantısı kurulmaya çalışılmalıdır. Dersin başında bir evvelki konuya, dersin sonunda da bir sonraki dersin konusuna atıfta bulunulmalıdır.

( Nazif Yılmaz)

  1. Harfler hafızada yerleştikten sonra her hafta öğrenciye bir harekeyi verebiliriz.Harekelerle beraber harflerin başta-ortada ve sonda yazılışları da verilir. Öğrenciler harflerden harekelere geçmede zorlanmaktadırlar.  Ancak mantığını kavrattığınız zaman işimiz kolaylaşacaktır. Örneğin ‘üstün’ün harflere ”e-a” sesi verdiğini söyledikten sonra sonu e-a ile biten harfin okunuşunun değişmediğini vurguluyoruz. Harekeleri öğretirken ben harfin Türkçe yazılışını tahtaya yazıyorum.örneğin ”cim”. ”cim” harfinin ”im” kısmını karalıyorum ve kalan kısma ”e yada a” sesi incelik kalınlığa göre) ekleyin diyorum, birkaç harfin örneğini verdikten sonra diğerlerini öğrencilere bulduruyorum.Sonra örneklere geçiyorum.

Cezm ise daha çok zorlanılan harekedir. Burada bizim jestlerimiz(ellerimizle yutma işareti) devreye giriyor. Buna ”Yutma Yöntemi” diyoruz. Alfabe tahtaya yazılarak (  أَبْ إِبْ  أُبْ     أَتْ  إِتْ  أٌتْ   ) şeklinde harekeli elif ile okutuluyor .Önce koro ile sonra tek tek okuma yapılıyor. Sonra örneklere geçiyoruz.

Şeddede ise ”Yut-Bırak Yöntemi” uyguluyoruz. Tahtaya yazılan alfabe üzerinden bütün harfler şeddeli olarak (أَبَّ  إِبَّ  أُبَّ  أَتَّ  إِتَّ  أُتَّ …) şeklinde harekeli bir elif ile okutuluyor. Harflerin mahreçlerinin iyi kavratılması için yüksek sesle ve doğru telaffuzlarla koro çalışması yaptırılıyor.Koro çalışmalarında ses tonumuzdaki değişiklikler oldukça önemlidir. Sonra da örneklere geçiyoruz.

  1. Kur’ana geçmeyen öğrencileri heveslendirmek için güzel hazırlanmış Kur’an-ı Kerim Okuyorum” magnetleri her Kur’an’a geçen öğrenciye takıldığında diğer öğrenciler de biran önce Kur’an’a geçmek için gayret gösterecektir. Magnet yerine belge de olabilir. Öğrencilerin Kur’an okumaya geçme heyecanlarını canlı tutmak için namaz dua ve sureleri üzerinde fazla durmadan (çünkü çocuklar biran önce Kuran-ı Kerimi ellerine alıp okumak isteyeceklerdir.) Fatiha ve Bakara 1-5. ayetlerden okuma çalışmalarına başlanılır. (Gerek görülürse sadece namaz duaları elif-bâ’dan okutulabilir.Bu ilk okuyuşlarda öğretmen her bir kelimeyi koro çalışmasıyla okutur. Sonra da aynı yere kendilerinin çalışmalarını ister.

 C- Kur’an’ı Yüzünden Okuma Teknikleri

1- Eğitimin yerleşip gelişmesinde acele edilememeli ve öfkeden kaçınılmalıdır. Sabır ve hoşgörü esas olmalıdır. Şöyle bir söz vardır. Bir yıl sonra verim almak istiyorsan buğday ek, on yıl sonra verim almak istiyorsan meyve ek, elli yıl sonra verim almak istiyorsan insan ek ( yetiştir)

2- Suçluya değil suça tepki gösterilmelidir.

3- Eğitim sevgiye dayanmalıdır. Çünkü sevgiyle verilen eğitim daha verimli ve yararlıdır.

4- Tehdit ve aşırı tepkiden kaçınılmalıdır. Çünkü aşırı tehdit nefret uyandırmaya başlar.

5- Sınıfta kaç talebe olursa olsun ders boyunca tüm talebelerin dersle meşguliyeti sağlanmalıdır.

6- Yüzünden okurken özellikle daha önce ezberlemiş olduğu surelerden başlayıp, bunlar üzerinde tashih-i huruf yapmalıdır.

7- Yüzünden okuma on beş dakikayı geçmemelidir.

8.Kur’an okumayı geliştiriken tam bir sayfayı değil de birkaç satırı defalarca okutarak, okumayı geliştirmek öncelikli hedef olmalıdır. Bu süreçte yapılabilecek önemli uygulamalar şöyle sıralanabilir:

         D-Kur’an Okuma geliştirilirken uygulanabilecek yöntem ve teknikler:

  1. Öğrencilerin aynı satırları yaklaşık 15-20 defa okumalarını sağlanır.
  2. Birkaç sayfa bitinceye kadar aynı metot uygulanır. Öğrenciler belirli bir seri okuyuşa ulaştıktan sonra “üç satır” sınırı beş satıra çıkarılır ve çalışmalar bu kez beş satır üzerinden yürütülür.
  3. Daha sonra öğrencinin durumuna göre  yarım sayfaya geçilebilir.
  4. Yarım sayfayı güzel okuyan öğrenci artık bir sayfaya geçirilir. Koro okuyuşu ile çalıştırılıp öğrencilerin ders dışı en az on defa okuyarak derse gelmeleri sağlanır.
  5. Sınıf içerisinde öğrencilere okutulurken her bir ayeti farklı bir öğrenciye okutarak okunan bölümlerin devamlı takip edilmesi sağlanabilir. Yüzüne okumalarda derste kimin okuyacağı önceden belirlenmez yada listeye göre okutulmazsa, seçim öğretmende olursa öğrenciler kendilerini her an derse hazırlıklı olmak durumunda hissederler. Bir ayet dahi olsa olabildiğince çok öğrenci derste okutulur.

6.Kur’an-ı Kerim’i takılmadan seri okuyabilmek için hızlı okumayı geliştirmek gerekir. Bu kademede en çok dikkat edilmesi gereken “az yeri çok defa okumak” ve okuma hızını yükseltmektir. Bu uygulamayı bir süre devam ettirmede sabır ve azim göstermektir.

                            Bu süreçteki uygulamaları şöyle sıralayabiliriz:

             “Mermeri delen suyun çokluğu değil, sürekliliğidir.”

a.Yüzüne okumayı geliştiren öğrencilere “çok sayfa okutmak yerine aynı sayfayı çok defa okutmak” tercih edilir. Çalıştığı bölümü-yarım sayfa da olabilir- en az 20 defa okuması istenir.

  1. Bir süre sonra “Dakikalı okuyuş”a geçerek öğrenciler arasında tatlı bir yarış başlatılabilir.  Buna göre sınıf seviyesini dikkate alarak belirli bir sürenin altında okuyan öğrenciler şampiyon ilan edilebilir. Günün şampiyonları belirlenebilir.Sınıfta öğrenci sayısı çok olursa her bir öğrenciyi tek tek dinlemek mümkün olmayabilir.Bu durumda kalfa sisteminden ya da grup çalışmalarından yararlanılır. Öğrenciler birbirlerinin okuyuşlarını dinleyebilirler.
  2.   Bazı sure ve ayetlerin tefsiri başarılı ve kabiliyetli öğrencilere araştırma ödevi olarak verilebilir. Kısa ve özlü cümlelerle sınıfta anlatmaları istenebilir.
  3. Öğrencilerimizle ara sıra hatim okumaları organize edip sınıfta küçük ikramlarla duasının yapılması Kur’an-ı Kerim okumaya teşvik için güzel bir etkinlik olacaktır..
  1. Öğrencilere sureleri yada duaları ezberletirken de oyun kartları hazırlayarak oyun yöntemiyle hızlı ezberlemelerini sağlayabiliriz. Bir önceki derste oyundan çocuklara bahsedilir. Küçük kartonlar kesilip dua yada sure kelime kelime kartlara yazıldıktan sonra ters kapatılır. Sınıf gruplara ayrılır. En kısa sürede kartlardaki kelimeleri doğru sıralayan grup oyunu kazanır. Puzzle yöntemi yani.

Diğer bir yöntem de sure yada dua tahtaya yazılır, önce öğretmen tarafından okunur, sonra koro çalışması yaptırılır. Daha sonrada grup grup öğrencilere okutulur. Okuma işlemi bittikten sonra öğretmen tahtadaki duayı parça parça silmeye başlar. Öğrenciler her silinen parçada en baştan duayı koro yada gruplar halinde okurlar. Bir süre sonra tahtada dua yada sure kalmaz.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23