Irkçı hayvanlar daha kaç canı yakacak? Suriyeli çocuk işkence ve tecavüze maruz kaldı!
Gaziantep’te Suriyeli çocuğa yapılan insanlık dışı işkence ve cinsel saldırı davası sürüyor. Avukat Gülden Sönmez, kamu vicdanının adalet talep ettiğini vurguladı. Olay, münferit bir tecavüz ve saldırı suçu değil; son yıllarda ekilmiş ırkçılık propagandasının, gücünü Müslümanların sessizliğinden alan yansımasıdır.
Gaziantep’te Suriyeli çocuğa yapılan insanlık dışı işkence ve cinsel saldırı davası sürüyor. Avukat Gülden Sönmez, kamu vicdanının adalet talep ettiğini vurguladı. Olay, münferit bir tecavüz ve saldırı suçu değil; son yıllarda ekilmiş ırkçılık propagandasının, gücünü Müslümanların sessizliğinden alan yansımasıdır.
9 Ocak 2024 tarihinde Gaziantep’te, Suriyeli bir çocuk, yetişkin bir grup tarafından okul bahçesinden darp edilerek zorla kaçırıldı.
Avukatı Gülden Sönmez'in Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada anlattığına göre kaçırılan çocuk, zorla bindirildiği araçta insanlık dışı işkencelere maruz kaldı. Çocuğun vücudunda sigara söndürüldü. Ağzına, diline ve vücudunun bazı bölgelerine naylon poşet yakılarak damlatıldı. Çocuk cinsel saldırıya uğrayarak tecavüze maruz kaldı.
Başlatılan soruşturma tamamlandı ve dava süreci Gaziantep 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Sanıklar; kasten adam yaralama, kapsamlı cinsel istismar ve hürriyet kısıtlama suçlarından yargılanıyor. Bazıları tutuklu, bazıları ise tutuksuz olarak mahkemede yargılanmakta.
Sönmez, "Türkiye genelinde sivil toplum kuruluşları, resmi kurumlar ve kamuoyu tarafından yakından takip edilen bu dava, mülteci çocukların korunması ve adaletin sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Kamu vicdanının rahatlaması için, bu insanlık dışı eylemin faillerinin hak ettikleri cezayı almaları bekleniyor." ifadelerinde bulundu.
Irkçı saldırılarının cesaretini Müslümanlar'ın sessizliğinden alıyorlar
Irkçı-İslam düşmanı zihniyetin binbir türlü zulüm ve vahşet uygulamasına rağmen mazlum taraf Müslüman Suriyeliler olunca ne medyada ne halkta umursanıyor. Kendi uydurdukları iftira üzerine kurulu vakalarda dahi yüz kere tepinip kulak şişirip Müslüman düşmanlığı yapan Kemalistlere karşı Müslümanlar Allah'ın kardeş kıldığı mazlumlara yapılan zulme dahi sesini yükseltemiyor.
Birkaç Müslümanın üzerine düşmesiyle yetmeyecek bu tepki, içtimai bir şuura dönerek Müslüman kardeşini asla ezdirmeyen bir duruş ve tavır sahibi olmalı, kardeşine tasalluta kalkışana göz dağı vermelidir.
Müslümanların sessizliğinden alınan cesaretle mazlum Suriyelilere karşı dişini daha da çok bileyen ırkçı Kemalistlerin her azgın saldırısı bize zulme sessiz kalmanın vebali olarak dönecektir.
Bu olayın tam tersinin Suriyeliler tarafından Türkiyeli bir çocuğa uygulanması varsayıldığında dönecek kıyamet hengamesi düşünülürse, aynı psikolojik abluka Müslümanlar tarafından ele geçmelidir.
Harıl harıl yanan ırkçılık ateşi ne zaman söndürülecek?
Bu olay sadece bir çocuğa yapılan dehşet dolu zulümler olarak değil son yıllarda sistematik şekilde yayılan ırkçılık fitnesinin yansımasıdır. Yoğunlukla çocukları ve gençleri zehirleyerek yürütülen ırkçılık propogandası, artık daha kaç mazlumun canını yakacak? Bir çocuğun akla hayale sığmayacak şiddete rezil işkencelere maruz kalmasına sevinecek kadar kokuşmuş bir nesil yetişmesine göz yumulmaya devam mı edilecek?
Baran Dergisi, Yunus Yaşa