İkiyüzlü Özel Hamas’a terörist diyor Filistin sevgisinden bahsediyor! Seni tek bir kişi bile ciddiye almaz
Gazze için kılını kıpırdatmayan ve kendi topraklarını savunan Hamas mücahidlerine terörist diyen malum zihniyet Gazze istismarına devam ediyor. Başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere duyarlı birçok siyasetçi ve vatandaşın tepkilerini görmezden gelen ana muhalefet lideri Özgür Özel, ülkemizin Gazze konusundaki hassasiyetini ve uğraşlarını görmezden gelerek, büyük bir aymazlığa imza attı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de, Özgür Özel’e sert tepki göstererek, Özel’in bu sorgusunun Filistin davasını destekleyen tek bir kişi tarafından bile ciddiye alınmayacağını vurguladı.
Sebahattin Ayan İstanbul
Hıristiyan Ukrayna’ya yardım gönderirken, Gazze için kılını kıpırdatmayan ve kendi topraklarını savunan Hamas mücahitlerine terörist diyen malum zihniyet, Gazze istismarına devam ediyor. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere duyarlı birçok siyasetçi ve vatandaşın tepkilerini görmezden gelen ana muhalefet lideri Özgür Özel, ülkemizin Gazze konusundaki hassasiyetini ve uğraşlarını yok sayarak büyük bir aymazlığa daha imza attı. Filistin’in Gazze Şeridi’nde İsrail işgaline karşı kurtuluş savaşı veren Hamas’a “terör örgütü” diyen Özgür Özel, Filistin konusunda dünyaya örnek olacak şekilde hassasiyet gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trump’tan korktuğunu söyleyerek, “Erdoğan, ben senin Filistin sevgini sorgulamıyorum, çünkü ortada olmayan bir şey sorgulanamaz. Sende Filistin hassasiyeti yok, sende Trump hassasiyeti var, Trump korkusu var” skandal ifadeler kullandı.
ÖZEL GAZZE’YE GİDECEKTİ
Diğer yandan her fırsatta Gazzelileri terörist gibi gösteren ve katıldığı programlarda İsrail’i masumlaştırma çabalarına girişen CHP lideri Özgür Özel, 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan Siyonist saldırıların ardından Filistin’e gideceğini duyurmuştu. Ancak seçim meydanlarında göz boyamaktan öteye gidemeyen Özgür Özel, “Filistin’e gideceğiz, Türkiye’ye ve dünyaya özel açıklamalarda bulunacağız” şeklindeki iddialı sözlerinin ardından ne Filistin’e gidebildi ne de herhangi bir somut adım attı. Meclis grup toplantısında yaptığı açıklamada ise, “Şu an Filistin’e gidemiyoruz” diyerek geri adım atmak zorunda kaldı.
TEPKİLER ARDI ARDINA GELDİ
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gazze’ye yönelik açıklamalarını “samimi bulmuyoruz” diyerek eleştirmesine sert tepki gösterirken Özel’in bu sorgusunun Filistin davasını destekleyen tek bir kişi tarafından bile ciddiye alınmayacağını vurguladı.
Çelik, “Özgür Özel’in Cumhurbaşkanımızın Filistin hassasiyetine dil uzatan sözleri, Filistin’in herhangi bir yerinde duyulduğu anda ‘İsrail propagandası’nın bir uzantısı olarak görülür. Türkiye’yi yurt dışı odaklara şikayet eden siyasi profile sahip Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanımızın cesaretini sorgulamaya kalkması ise gerçekten siyasi akılla bağdaşmayacak bir saçmalıktır” dedi.
Çelik, Özel’in Hamas’ı terör örgütü olarak yaftaladığını ancak gelen tepkiler sonrası geri adım attığını da hatırlattı.
Konuyla ilgili gazetemize konuşan uzmanlar da CHP’nin geçmişte İsrail’in kuruluş sürecinde oynadığı rolü hatırlatarak, Türkiye’nin İsrail’i tanıyan ilk ülkelerden biri olduğunu ve bu kararın da İsmet İnönü döneminde alındığına dikkati çekti.
CEHALETLE SİYASET BİR ARADA OLMAZ
AK Parti eski Milletvekili Metin Külünk ise şunları söyledi: “Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın Filistin konusundaki söylemleri, CHP’nin tarihsel duruşu ve zihinsel karmaşası açısından dikkat çekici. CHP, bugün Türkiye’nin mi yoksa Gazze’de iki yıldır soykırım gerçekleştiren zihniyetin mi yanında duracağını kestiremeyen bir çizgide ilerliyor. Bu kadar çok git-gel yaşayan bir siyasi hareketin başındaki kişinin, Türkiye’nin Filistin konusunda ortaya koyduğu kararlı ve ilkesel duruşu anlaması beklenemez. Sayın Erdoğan, Gazze’deki zulme karşı hem diplomatik hem insani alanda yoğun ve dünyaya örnek bir mücadele yürütmüş, İsrail’in sadece Filistinlilere değil, Yahudi halkına da zarar verdiğini, dünyadaki Yahudi karşıtlığını körüklediğine dikkat çekmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ise, bu soykırıma karşı ilk günden itibaren Gazzeli kardeşlerinin yanında durmuştur. CHP’nin başındaki ismin bu mücadeleyi ve Sayın Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin üstlendiği küresel vizyonu anlaması mümkün değildir. Siyonist akla entegre olmaya çalışan CHP ne milli ne de yerli bir perspektifle olaylara bakabilmektedir. Karşımızda, Ekrem İmamoğlu’nun vesayeti altındaki bir siyaset anlayışı var. Dolayısıyla, bu kişinin gelişmeleri doğru yorumlayabilmesi mümkün değildir. Cehaletle siyaset bir arada olmaz.”
HAMAS ANADOLU’YU SAVUNUYOR
Hamas’ın Gazze’yi İsrail’e karşı savunmasını Anadolu savunması olarak yorumlayan Külünk, “Türk milleti, tarih boyunca Filistin halkının yanında yer almış, Siyonist çevrelerin etkisinde kalan dar bir grubun dışında bu duruşundan asla taviz vermemiştir. Bugün geldiğimiz noktada, Filistin halkının çektiği acıların son bulacağı ve yeni bir dönemin başlayacağına dair güçlü işaretler bulunmaktadır. Bu süreç kolay olmamıştır. Hamas’ın ve El-Kassam Tugayları’nın verdiği kahramanca mücadele, yiğitlikleri ve şehadet inancı, Gazze’de bir ‘Anadolu savunması’nın yapıldığını göstermiştir. Açlığa, bombalara, katliamlara boyun eğmeyen bu direniş, Filistin’in onur mücadelesidir” ifadelerini kullandı.
ÖZEL BİR KOMPLONUN PARÇASI
Özgür Özel’in bir komplonun parçası olduğunu belirten araştırmacı yazar Mustafa Albayrak, “Zaten şu anda gündemdeki konulardan biri bu. Bogota’daki uluslararası bir antlaşmada Türkiye’nin neden imza atmadığı ya da atıp atmadığı meselesi yaklaşık bir haftadır çokça konuşuluyor. Özgür Özel’in bu konudaki tavrının bilinçsiz olduğunu düşünmüyorum. Aksine, gayet şuurlu bir şekilde bir komplonun parçası gibi davranıyor. Bogota’da Türkiye’ye imzalatılmak istenen iki madde, açıkça bir komplodur. Bu, Türkiye’ye karşı kurulmuş bir tuzaktır. Ancak Türkiye bu oyuna gelmemiştir.
Dışişleri yetkililerimiz bu tuzağı fark etmiş ve gereken hassasiyeti göstermiştir. Antlaşma metnine birkaç doğru maddenin yanına öyle iki madde eklenmiş ki; bu maddeler Türkiye’nin münhasır egemenlik haklarını, özellikle Yunanistan, Adalar Denizi ve Akdeniz’deki haklarını ciddi şekilde tehlikeye atabilecek nitelikteydi.
Zannediyorum Özgür Özel’in bu denli sert çıkışının nedeni, Türkiye’nin bu komploya düşmemiş olmasıdır. Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan’a yönelik eleştirisinin asıl sebebi de budur. Adeta, “Neden bu tuzağa düşmedin?” der gibi davranıyor. Bu noktada insan kendine şu soruyu sormadan edemiyor: Acaba Özgür Özel bu uluslararası komplonun bir parçası mı?
Bir diğer mesele de şu: Özgür Özel, hangi yüzle Filistin meselesi hakkında konuşabiliyor? Hamas gibi, Filistin’in meşru müdafaa hakkını kullanan bir hareketi terörist ilan eden bir anlayışla Filistin davasına sahip çıkılamaz. Kendisinin bu ifadeleri net bir şekilde ortadadır. Sonradan inkâr etmeye, düzeltmeye çalışsa da, aslında “terör yöntemleri uyguluyorlar” diyerek özde aynı tutumu sürdürmüştür. Oysa terör yöntemlerini kullanan İsrail’dir. İsrail’e karşı tek kelime etmeyen birinin, Hamas’ı hedef alması düşündürücüdür.
Bu yüzden Özgür Özel’in Filistin konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirmeye hiçbir hakkı yoktur. Çünkü Özgür Özel’in durduğu yer çok açık: İsrail’in yanındadır. O yüzden Erdoğan’a yönelik “şunu yaptın, bunu yapamadın” tarzı eleştirilerinin hiçbir samimiyeti yoktur.
Ayrıca şunu da hatırlatmak gerekir: CHP, İsrail’i tanıyan ilk Türk siyasi partisidir. 1948’de İsrail kurulduktan hemen sonra, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü liderliğindeki CHP iktidarı İsrail’i tanımıştır. Daha sonra Demokrat Parti bu siyaseti sürdürmüştür. Bu, Demokrat Parti’yi aklamak için değil, tarihi gerçekliği hatırlatmak için söyleniyor.
CHP içinden zaman zaman İsrail’e eleştiri getiren siyasetçiler çıkmıştır elbette. Ecevit, Ünal Sayın, hatta zaman zaman Baykal gibi isimler bu konuda çıkışlar yapmıştır. Ama genel çerçevede CHP’nin durduğu yer hep bellidir: İsrail’in yanıdır. Dolayısıyla bugünkü CHP’nin Filistin konusunda samimi bir eleştiride bulunabileceğine inanmıyorum.” İfadelerini kullandıÖzgür Özel’in bir komplonun parçası olduğunu belirten araştırmacı yazar Mustafa Albayrak, “Zaten şu anda gündemdeki konulardan biri bu. Bogota’daki uluslararası bir antlaşmada Türkiye’nin neden imza atmadığı ya da atıp atmadığı meselesi yaklaşık bir haftadır çokça konuşuluyor. Özgür Özel’in bu konudaki tavrının bilinçsiz olduğunu düşünmüyorum. Aksine, gayet şuurlu bir şekilde bir komplonun parçası gibi davranıyor. Bogota’da Türkiye’ye imzalatılmak istenen iki madde, açıkça bir komplodur. Bu, Türkiye’ye karşı kurulmuş bir tuzaktır. Ancak Türkiye bu oyuna gelmemiştir.
Dışişleri yetkililerimiz bu tuzağı fark etmiş ve gereken hassasiyeti göstermiştir. Antlaşma metnine birkaç doğru maddenin yanına öyle iki madde eklenmiş ki; bu maddeler Türkiye’nin münhasır egemenlik haklarını, özellikle Yunanistan, Adalar Denizi ve Akdeniz’deki haklarını ciddi şekilde tehlikeye atabilecek nitelikteydi.
Zannediyorum Özgür Özel’in bu denli sert çıkışının nedeni, Türkiye’nin bu komploya düşmemiş olmasıdır. Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan’a yönelik eleştirisinin asıl sebebi de budur. Adeta, “Neden bu tuzağa düşmedin?” der gibi davranıyor. Bu noktada insan kendine şu soruyu sormadan edemiyor: Acaba Özgür Özel bu uluslararası komplonun bir parçası mı?
Bir diğer mesele de şu: Özgür Özel, hangi yüzle Filistin meselesi hakkında konuşabiliyor? Hamas gibi, Filistin’in meşru müdafaa hakkını kullanan bir hareketi terörist ilan eden bir anlayışla Filistin davasına sahip çıkılamaz. Kendisinin bu ifadeleri net bir şekilde ortadadır. Sonradan inkâr etmeye, düzeltmeye çalışsa da, aslında “terör yöntemleri uyguluyorlar” diyerek özde aynı tutumu sürdürmüştür. Oysa terör yöntemlerini kullanan İsrail’dir. İsrail’e karşı tek kelime etmeyen birinin, Hamas’ı hedef alması düşündürücüdür.
Bu yüzden Özgür Özel’in Filistin konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirmeye hiçbir hakkı yoktur. Çünkü Özgür Özel’in durduğu yer çok açık: İsrail’in yanındadır. O yüzden Erdoğan’a yönelik “şunu yaptın, bunu yapamadın” tarzı eleştirilerinin hiçbir samimiyeti yoktur.
Ayrıca şunu da hatırlatmak gerekir: CHP, İsrail’i tanıyan ilk Türk siyasi partisidir. 1948’de İsrail kurulduktan hemen sonra, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü liderliğindeki CHP iktidarı İsrail’i tanımıştır. Daha sonra Demokrat Parti bu siyaseti sürdürmüştür. Bu, Demokrat Parti’yi aklamak için değil, tarihi gerçekliği hatırlatmak için söyleniyor.
CHP içinden zaman zaman İsrail’e eleştiri getiren siyasetçiler çıkmıştır elbette. Ecevit, Ünal Sayın, hatta zaman zaman Baykal gibi isimler bu konuda çıkışlar yapmıştır. Ama genel çerçevede CHP’nin durduğu yer hep bellidir: İsrail’in yanıdır. Dolayısıyla bugünkü CHP’nin Filistin konusunda samimi bir eleştiride bulunabileceğine inanmıyorum.” ifadelerini kullandı