• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

‘Hak geldi batıl zail oldu’

Yeniakit Publisher
2014-10-20 12:59:00 - 2014-10-20 18:41:14
‘Hak geldi batıl zail oldu’

Tunus En-Nahda Hareketi lideri Raşid el Gannuşi’nin kızı İntizar Kherigi, Akit’e konuştu. Kherigi, Tunus’ta devrim olduktan sonra babasının “Hak geldi batıl zail oldu” dediğini söyledi. Tunus’un kendisi için ne ifade ettiğini anlatan Kherigi; “Sürgün yıllarımızda her ne olur olsun aklımızın bir kenarında hep Tunus oldu. Tunus her zaman hayatımızda var oldu” diye konuştu.

Tunus En-Nahda Hareketi lideri Raşid el Gannuşi’nin kızı İntizar Kherigi, Akit’e konuştu. Kherigi ile Tunus’tan sürgün edildikten sonra yaşadığı gurbet hayatını, babasının bu dönemlerdeki faaliyetlerini ve devrim sürecini konuştuk…

- Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?

Ben bir avukatım ve insan hakları konusu ile ilgileniyorum. Tunus’ta doğdum. 5 yaşımda ilk önce Cezayir’e ailemle beraber iltica etmek durumunda kaldım. 2 sene sonra ise Cezayir’den de İngiltere’ye iltica etmek durumunda kaldım. 29 yaşındayım ve evliyim. Cambridge Üniversitesi’nde Hukuk okudum. İnsan hakları konusunda da yüksek lisansımı yaptım. Tunus’taki devrim zamanına kadar avukat olarak görev yaptım. Devrimden sonra ise ülkemdeki geçiş sürecine katkıda bulunmak amacıyla Tunus’a geri döndüm.

BİN ALİ MUHALİF OLAN HERKESİ TUTUKLATTI

- Ailenizin Tunus’tan sürgün edilmesinin sebebi neydi?

1987 yılında Tunus’ta İçişleri Bakanı Zeynel Abidin bin Ali, Cumhurbaşkanı Habib Burgiba’yı devirdi. Bu olaydan sonra Bin Ali, Tunus’ta demokrasi olacağını ilan etti. 1989 yılında ise seçimler yapıldı ama sonuçları açıklanmadı. Sadece babam Raşid el Gannuşi’nin liderliğini yaptığı en Nahda Hareketi’nin en yüksek oyu aldığı duyuruldu. Bin Ali ise kendi partisinin seçimleri kazandığını duyurdu ve muhalif olan herkesi tutuklattı. Muhalifler üzerindeki baskılar artınca Tunus’tan Cezayir’e iltica etmek zoruna kaldık.

- O günler sizin için nasıl geçti?

Bizim gibi Tunus’tan iltica edenler Kanada, Avustralya ve Almanya gibi birçok ülkeye iltica başvurusunda bulundu. Çok zor bir süreçti. 6 kardeştik ve annem tek başına 6 çocuğu ile birlikte Cezayir’e gelmek zorunda kaldı. Babam ise Bin Ali’nin tutuklamaları başladıktan sonra farklı ülkelerde bulunmak durumunda kaldı. Birkaç ay sonra ancak yanımıza gelebilmişti. Cezayir’de bulunduğum süre içerisinde Cezayir aksanını çok iyi konuşuyordum ve okulumda da başarılıydım. Gittiğimiz yerlerin olumlu yönlerini alıyorduk.

ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ AKTİVİST OLARAK ÇALIŞTIM

- Cezayir’de yaşarken daha sonra İngiltere’ye geçmenizin sebebi nedir?

Cezayir’de 2 yıl yaşadıktan sonra ülkede iç savaş başladı ve İngiltere’ye gitmek zorunda kaldık.

- Londra’daki yıllarınız nasıl geçti?

Londra’ya taşınmak bizim için çok büyük bir kültürel değişimdi. O döneme kadar İngilizce konuşmamıştık. Şimdi karşımızda yeni eğitim sistemi ve yeni bir kültür vardı. Cezayir’den gelmiş olduğumuzu da göz önünde bulundurursanız, aniden çok farklı kültürlerle ve farklı deneyimlerle karşılaştık. Londra beni çok küçük yaşlarda, her türlü olaya adapte olabileceğim vaziyete getirdi.

Londra’da sürekli gençlik kampları gibi farklı sivil toplum kuruluşlarının kampanyalarında yer aldım. Çocukluğumdan beri bir bilinçle yetiştim ve aktivist olarak çalıştım. Bundan dolayı insan hakları konusuna yoğunlaştım.

- 5 yaşındayken ayrılmak zorunda kaldığınız Tunus’a kaç yaşında geri dönebildiniz?

Tam 21 sene sonra yani devrimden sonra 26 yaşımda Tunus’a girebildim.

HEM FİLOZOF HEM DE İDEALİST

- Sizin gözünüzde babanız Raşid el Gannuşi nasıl birisi?

Babamın gerçekten çok güçlü prensiplere sahip olduğunu söyleyebilirim. Her zaman babamı ilkeleri yönetir. Kılavuzu ilkeleridir. Olgunlaştıkça babama daha fazla hayran olduğumu fark ediyorum. Çok sabırlı bir insandır. Her şeyden önce o bir öğretmen. Aslında bakarsanız her şey felsefe öğretmeni olmasıyla başladı. Fikirler konusunda bir felsefeci olarak sabır göstermesi çok iyiydi. En çok saygı duyduğum şeyi ise teori ve pratiği bir araya getirebilmesidir. Hem bir filozof hem de bir aktivist ve tam bir idealist. Çok fazla yaşının ilerlemesine rağmen genç birisi olarak benden daha idealist…

İFADE HÜRRİYETİ BAKIMINDAN TUNUS, EN KÖTÜ ÜLKELERDEN BİRİYDİ

- Babanız Raşid el Gannuşi sürgünde ne yapıyordu?

Babam, Tunus’taki durum hakkında farklılık kazandırmak için siyasete devam etti. Örneğin Tunus’ta 2005 yılında BM, “Dünya Bilgi Zirvesi” düzenledi. Bu çok ironikti. Çünkü ifade hürriyeti bakımından Tunus, en kötü ülkelerden biriydi. Bu süreçte İslamcılar, laikler, milliyetçiler, komünistler gibi farklı siyasi partiler bir araya geldi ve birlikte hareket ettiler. Koalisyon kuruldu. Bu durum 18 Ekim 2005 tarihine denk geliyordu ve bu yüzden buna 18 Ekim Hareketi denildi.

- Babanız sürgün dönemindeyken hiç karamsarlığa düştü mü?

Babamın her zaman her şeyin değişebileceği konusundaki inancı tamdı. Hiçbir zaman karamsar olmadı ve Tunus’ta değişim olacağına inanmıştı. Buna inanmayacak olsaydı bu kadar zor bir süreçte kavgasına devam edemezdi. Çünkü babam birçok ülkede yasaklıydı ve İnterpol tarafından aranıyordu. Arap ülkeleri de dâhil birçok ülkeye giremiyordu.

- Peki, Tunus’ta devrim olduktan sonra ülkeye girdiğinizde ilk ne hissettiniz?

Bu bir hissiyattır ve ben bu hissiyatımı kelimelerle anlatamam. Karmakarışık bir hissiyat ama keşifle alakalı bir durumdu. Çünkü bir ülkeyi yeni tanıyorsunuz. Uzun zamandır görmediğiniz babaanneniz gibi büyüklerinizi tanıyorsunuz. Kendi ailenizi kendi ortamında keşfediyorsunuz. Ülkenizin tarihini yeniden keşfediyorsunuz. Yani birçok keşifle alakalı bir durum, bir hissiyat oluştu. Bu olağanüstü bir şey…

- Babanız Tunus’ta devrim olunca o an ne söyledi, içinden ne geçti?

Tunus’ta devrim olduğunu yani Zeynel Abidin Bin Ali’nin gittiğini duyunca babam, “Hak geldi batıl zail oldu” ayetini söyledi. Bu ayet zaten babamı sürekli teşvik eden bir şeydi.

- Babanız neden siyasette aktif bir görev almadı?

Bu Tunus siyasetine bugün kattığımız bir yeniliktir. Bunun arkasında ne var ayrı konudur. İlla ki babamın doğrudan rol alması aktif siyaset içinde olmak değildir. Yani en Nahda Partisi için en önemlisi siyasi anlamda kendi iktidarını değil, Tunus’un geleceğini düşünmesidir.


AKLIMIZDA HEP TUNUS OLDU

Tunus sizin için ne ifade ediyor?

Sürgün yıllarımızda her ne olur olsun yemek yerken, okuldayken falan konuşmalarımızda, aklımızda, gündemimizde hep Tunus oldu. Aklımızın bir kenarında hep Tunus oldu. Her zaman Tunus kültürü ve tarihi hakkında konuştuk. Tunus’u konuşmadığımız tek bir gün bile geçmedi. Tunus her zaman hayatımızda var oldu.


Yeni Akit Gazetesi

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23