• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Fesat sözleşme iptal edilsin

Yeniakit Publisher
2019-01-22 09:28:00 - 2019-01-22 09:29:39

Sosyolojik dengemizi alt üst eden ‘İstanbul Sözleşmesi’ haberimiz büyük ses getirdi. Sözleşmeye imza attığımız 2011 yılı itibariyle kadın cinayetlerinde ve boşanma vakalarında artış yaşanması, LGBTİ’li sapkınların toplumda daha görünür hale gelmesi tehlikenin boyutlarını gözler önüne serdi. Akit’e konuşan uzmanlar, sözleşmenin kaldırılmasını veya yeniden gözden geçirilmesini istedi.

 Hakkı Bilir  İstanbul 

2011 yılında imzaladığımız ve tam adı “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olan İstanbul Sözleşmesi’nin tehlikelerine dikkat çektiğimiz haberimiz büyük yankı uyandırdı. Batılı değerlerin temel alındığı ve toplumsal dinamiklerimizin gözardı edildiği İstanbul Sözleşmesi’ne imza atmamızın akabinde; aile kurumunun ciddi oranda zedelenmesi, kadın cinayetleri ve boşanma oranlarının artış göstermesi ve eşcinsel sapkınların gayri ahlaki fiillerini dayatmak için manevra alanı kazanması dikkat çekti. İstanbul Sözleşmesi’nin, Türkiye’nin sosyolojik yapısına uymadığını belirten sosyologlar ve hukukçular, metnin yürürlükten kaldırılması yahut içeriğinin gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.

Aile yara alıyor

Aile Derneği Başkanı Psikoterapist Adnan Kalkan, İstanbul Sözleşmesi’nin Müslüman bir toplumda kabul görmesinin mümkün olmadığını kaydederek, “Avrupa’da kadına cinsel haz kaynağı ve meta gözü ile bakıldığından dolayı böyle bir sözleşmeye ihtiyaç bir nebze duyulabilir. Cenneti annelerin ayakları altına seren İslam toplumunda bu anlaşma ancak aile kurumunu yıkmaya sebep olabilir. Evlilik dışı partnerlerin sözleşmeye dahil edilmesi  dikkat çekicidir. Avrupa bu yolla toplum yapımızı ve aile kavramımızı yok etmek istemektedir” dedi. Devletin ivedilikle bu sözleşmeyi durdurması gerektiğini belirten Kalkan, “Ayrıca her evde yer yer kavgalar, sıkıntılar yaşanabilir. Ancak süreçle barışılır. Devlet çıkardığı kanunlarla bir an önce sebep olduğu bu yıkımı önlemeli aksi takdirde oluşacak toplumsal yıkımın altında nesillerce ezileceğiz” ifadelerini kullandı.

Toplum yapımıza uymuyor

Sosyolog Zeynep Nurseli Güleç, İstanbul Sözleşmesi’nin sosyal bir buhrana sebebiyet verdiğini belirterek, “İstanbul Sözleşmesi toplumsal cinsiyeti tanımlayan ilk uluslararası belge olma statüsündedir. Bu belgede toplumsal cinsiyet kavramının doğal değil, kültürel bir olgu olduğu vurgulanmaktadır. Yani kadınlık ve erkeklik doğuştan değil sosyal ve hatta siyasi temeli olan bir ayrım olduğunu empoze eder. Suret-i Hakk’tan görünen bu belge şiddeti körükleyici aktiviteleri artırmakta kadını ve erkeği karşı karşıya getirmektedir” dedi. Sözleşmenin Türk toplum yapısına uymadığını vurgulayan Güleç, “Ayrımcılığı ve şiddeti körükleyen bu sözleşme ülkemizde kutsal bir metin muamelesi görmektedir. Neticesi ise malumdur. Söz konusu anlaşmanın ya iptali sağlanmalıdır ya da içeriği toplumumuza uygun hale getirilmelidir” şeklinde konuştu.

Yürürlükten kaldırılmalıdır

Avukat Ali Osman Bağırgan, Bulgaristan Anaya Mahkemesi’nin verdiği karara atıfta bulunarak, “45 ülkenin imzası var fakat çoğu uygulamaya bile almadı. Bulgaristan, anayasalarına aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti. Türkiye de böyle bir yola başvurulabilir. Sürekli bir bağlayıcılığı yok” dedi. Sözleşme sonrası kadın cinayetlerinin ve boşanmaların arttığına dikkat çeken Bağırgan, “Sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle, boşanma oranları da hiç olmaması gereken cinayetler de artmış. Demek ki, iyi niyetle imza atılan anlaşma, toplumsal yapımız dikkate alınmayınca üzücü olaylara sebebiyet vermiş. En azından sözleşmenin içeriği yeniden dizayn edilmelidir. Ülkemizin sosyolojik dengesine uygun bir hale getirilmelidir” ifadelerini kullandı.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23