Faizsiz finansın kadim örneklerinden karz-ı hasen, Sakarya’da bir grup akademisyenin girişimiyle yeniden hayat buluyor. İslam İktisadı Araştırma ve Uygulama Derneği tarafından hayata geçirilen uygulama ile 161 kişiye 3 milyon lira faizsiz borç imkanı sağlandı.
SEBAHATTİN AYAN İSTANBUL
Önceki gün Türkiye’nin ev sahipliğinde ikincisi gerçekleştirilen Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi sona ererken bir anlamlı haberde Sakarya’dan geldi. Türkiye’de dayanışma ve yardımlaşma kültürünün önemli bir örneği olan Karz-ı Hasen uygulamaları, faizsiz borç sistemiyle ihtiyaç sahiplerine umut olmaya devam ediyor. İslam dünyasının kadim yardım sistemi olan Karz-ı Hasen, Osmanlı döneminde vakıflar eliyle yürütülürken günümüzde de sivil toplum kuruluşlarının projeleriyle yeniden canlanıyor. Merkezi Sakarya’da bulunan bir grup akademisyen, örnek teşkil edecek bir adım attı. Henüz kuruluş aşamasında olan bu topluluk, kendi aralarında topladıkları sermayeyle İslami dayanışma modeli Karz-ı Hasen’i hayata geçirdi.
Faizsiz Finansın Gücü
Kurulduğu günden bu yana bu geleneksel sistemle, sadece bir yıl içinde 161 kişiye faizsiz borç veren dernek toplamda 3 milyon TL gibi devasa bir bütçe ile Müslümanlara yardım etti. Dernek üyeleri, İslam’ın tavsiye ettiği hayat tarzını esas alarak bu projeyi yürütüyor ve faizsiz bir ekonomik modelin mümkün olduğunu fiilen gösterirken faizsiz finans sistemine alternatif olarak öne çıkan Karz-ı Hasen modeli, enflasyon ve yüksek faiz ortamında ihtiyaç sahiplerine nefes aldırıyor. Müslümanlara örnek teşkil etmesi planlanan bu müsbet girişimini gazetemize değerlendiren İslam İktisadı Araştırma ve Uygulama Derneği İKSAR Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Salih Ülev, “Faiz sisteminin insanları nasıl sömürdüğünü hepimiz görüyoruz. Biz, İslam’ın bize öğrettiği yardımlaşma ruhunu yeniden canlandırmak için yola çıktık” dedi.
AMACIMIZ İSLAM İKTİSADI KONUSUNDA TOPLUMSAL BİLİNÇ OLUŞTURMAK
Derneğin faiz batağına saplanmak istemeyenlere yardım eli uzatmak amacıyla kurulduğunu aktaran Doç. Dr. Salih Ülev, “İKSAR, faizsiz alternatif modeller oluşturmak, bu modellerin uygulanabilirliğini göstermek ve yaygınlaşmasını sağlamak için kuruldu. Son yıllarda Türkiye’de İslam iktisadı ve finansı alanında akademik bilgi birikimi, ciddi anlamda arttı. Bu artışın hem nicelik hem de nitelik açısından gerçekleştiğini görüyoruz. Bizler de akademisyeniz. Sakarya Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi (İSEFAM) bünyesinde akademik çalışmalarımıza devam ediyoruz. Üzerinde çalıştığımız teorik bilgilerin toplumda karşılık bulmasını sağlamak, insanların gündelik yaşamlarına dokunmak ve İslam iktisadı konusunda toplumsal bir bilinç oluşturmak amacıyla, 2018 yılında Sakarya’da bir grup akademisyen arkadaşımızla birlikte İslam İktisadı Araştırma ve Uygulama Derneği’ni (İKSAR) kurduk. İKSAR’ı kurmamıza vesile olan en önemli neden, karz-ı hasen esasına dayalı bir İslami mikrofinans modelini uygulamaya koyma arzumuzdu. Böyle bir programın en sağlıklı şekilde bir sivil toplum yapısı üzerinden yürütülebileceğine inandık. Aynı zamanda, akademik dünyada üretilen bilgilerin topluma yayılmasını ve daha geniş kesimlerle buluşmasını da bir dernek aracılığıyla daha etkili biçimde gerçekleştirebileceğimizi düşündük” ifadelerini kullandı.
KARZ-I HASEN ADİL VE SÜRDÜRÜLEBİLİR
Adil ve sürdürülebilir bir destek çalışması yaptıklarını kaydeden Ülev, “Verdiğimiz karz-ı hasen destekleri, insanların kendi işlerini kurmaları ya da mevcut ticari faaliyetlerini geliştirmeleri için bir fırsat sunuyor. Bu destekle bireyler, sermaye yetersizliğinden dolayı gerçekleştiremedikleri girişimlerini hayata geçiriyor; kazanç elde ediyor, gelirlerini artırıyor ve yaşam standartlarını yükseltiyorlar. Bu yönüyle karz-ı hasen programımız, Türkiye’de kurumsal anlamda uygulanan ilk İslami mikrofinans modeli olma özelliğini taşıyor. Program kapsamında sağladığımız destekleri geri alırken herhangi bir ek ödeme, faiz veya fark talep etmiyoruz. Ne verdiysek, aynı miktarı taksitli olarak geri alıyoruz. Örneğin, 50.000 TL karz verdiğimiz bir katılımcıdan sadece o 50.000 TL’yi geri alıyoruz. Bu yapısıyla sistem hem adil hem de sürdürülebilir bir sosyal destek mekanizması sunuyor. Türkiye’de dernekler, kurdukları sandıklar aracılığıyla üyelerine borç verme imkânına sahiptir.
Güçlü Dayanışma
Bu doğrultuda, üyelerine karz-ı hasen sağlayan –sayısı çok fazla olmasa da– oldukça başarılı örnekler bulunuyor. Bu tür sandıklar genellikle kapalı devre sistemlerdir; yani sadece dernek üyeleri bu finansman imkanından faydalanabilir. Derneğimizin kurulduğu Haziran 2018’den bu yana 160’tan fazla kişiyi karz-ı hasen programımız kapsamında destekledik. Verdiğimiz toplam karz-ı hasen tutarı 3 milyon TL’yi aştı. Çok farklı sektörlerden ve ihtiyaçlar için gelen bu karz-ı hasen talepleri sonucunda iyi bir tecrübemiz oldu ve şu ana kadar çok şükür taksitlerin geri ödenmesinde ciddi bir sorun yaşamadık” dedi.
KARZ-I HASEN İLE SINIRLI KALMAYACAK
Derneğin ilerleyen yıllarda karz-ı hasen ile sınırlı kalmayacağını aktaran Ülev, “Başvurular, derneğin web sitesi iksar.org.tr üzerinden alınıyor. Başvuranlardan fiziki teminat değil, kefil isteniyor. Karz desteği yalnızca gelir getirici faaliyetler için sağlanıyor; tüketim harcamaları bu kapsamda değerlendirilmiyor. Değerlendirme sürecinde işyeri ziyareti, çevresel güvenilirlik ve geri ödeme potansiyeli gibi kriterler dikkate alınıyor. Borç ödemelerinde sıkıntı yaşanması durumunda, Kur’an-ı Kerim’in tavsiyesine uygun olarak borçluya mühlet tanınıyor. İKSAR, ilerleyen dönemde sadece karz-ı hasen ile sınırlı kalmayarak mudârebe, müşâreke, icâre ve selem gibi İslami finansman modellerini de uygulamaya almayı hedefliyor. Dernek, Sakarya’yı İslam iktisadının sahada uygulandığı bir “laboratuvar şehir” olarak konumlandırıyor ve bu özgün modelin Türkiye geneline yayılmasını amaçlıyor” dedi.