Gazetemiz yazarı Ahmet Faruk'un 'dul kadınların' aldığı maaşla ilgili kaleme aldığı yazıda akıllardaki tüm soru işaretleri sade bir dille giderildi. İşte o yazıyla ilgili detaylar...
Görece olarak dezavantajı durumda olan gruplara pozitif ayrımcılık yapılması ve bu grupların korunması görevi Anayasa tarafından devlete verilmiştir. Devlet, bu görev nedeniyle sosyal güvenlik kapsamı dışında kalan yani geçim sıkıntısı çeken dezavantajlı gruplara, sosyal yardım vermek suretiyle yükümlülüğünü mali kaynakları ölçüsünde yerine getirmektedir.
Muhtaç ve ihtiyaç sahiplerine Devlet tarafından sunulan sosyal yardımlar, doğrudan doğruya ve birinci derecede insanın korunmasına ve geliştirilmesine yönelmiş olan etkinliktir. Devletin bu nitelikteki desteği, sosyal güvenlik yöntemlerinden farklı olarak, maddî olmaktan ziyade hizmet sunmaya ve dolayısıyla toplumun kalkınmasına yönelik olduğu için yapılan bu hizmetler toplumsal dayanışmayı sağlar, vatandaşın Devletine bağlılığını pekiştirir. Sosyal güvenlik yoluyla gelir garantisi sağlanması her zaman istenen korumayı sağlamaya yetmez. Bu nedenle günlük ihtiyaçlarını gideremeyecek durumda olan yetim, engelli, yaşlı ve dul kadınların istenen düzeyde bir sosyal güvenliğe kavuşturulmaları ancak sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar yoluyla mümkün olur.
AK Parti Hükümetleri döneminde uygulamaya geçen önemli sosyal yardım programı türlerinden bir tanesi de eşi vefat etmiş, muhtaç, sosyal güvenceden yoksun dul kadınlara iki ayda bir olmak üzere 500 TL tutarında maaş ödenmesidir.
SOSYAL DEVLET SOSYAL YARDIMLA OLUR
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, yeterli prim ödemesi bulunan sigortalıların bizzat kendileri ne, sigortalının ölümü halinde ise eş, çocuk, anne ve babasına yapılacak olan sigorta yardımlarını düzenlemektedir. Bu düzenlemeye bağlı olarak çalışma hayatında belirli süre prim ödemesi olan sigortalı, emekli olma yaşını tamamlayınca kendisine emekli aylığı bağlanır. Vefatı halinde ise geride kalan eş, çocuk, anne ve babasına ölüm aylığı yani dul-yetim aylığı bağlanır. Sigortalının ölümü ile geride kalan aile bireylerinin uğradığı gelir kayıplarının giderilmesi ölüm aylığı bağlanmasındaki temel amaçtır. 5510 sayılı Kanuna göre ölüm aylığı bağlanması için ölen sigortalının 1800 gün prim ödenmiş olması veya SSK sigortalıları için en az 5 yıl sigortalılık süresi ve her türlü borçlanma hariç en az 900 gün prim ödenmesi şartı nedeniyle dul kadınların bir bölümü ölüm aylığından mahrum kalmaktadır.
AK Parti Hükümeti tarafından 2012 yılından bu yana eşi vefat etmiş muhtaç dul kadınlara sosyal yardım kapsamında iki ayda bir 500 TL aylık bağlanması uygulamasına geçilmesi, ülkemizin her geçen gün tam anlamıyla sosyal devlet olmaya doğru gittiğinin en somut göstergesi olmuştur.
DUL MAAŞI BAĞLANMASININ ŞARTLARI
Eşi vefat etmiş dul kadınlara iki ayda bir olmak üzere 500 TL maaş bağlanması için bazı koşulların oluşması gerekir. Bu koşullar, dul kadının evlenmemesi yani dul halinin devam etmesi, sigortalı bir işte çalışmaması, kendi ya da anne-babası üzerinden ölüm aylığı almaması, ya da aylık alıyor ise aylık miktarının muhtaçlık sınırı olan 250 TL’nin altında olması, muhtaç olması yani kişi başına düşen geliri 250 TL’nin altında olmasıdır.
Kendisine muhtaç dul maaşı bağlanan kadının daha sonra bir başkasıyla evlenmesi, sigortalı bir işte çalışmaya başlaması, muhtaçlığın sona ermesi, resmî evlilik bağı olmaksızın fiilen bir başkası ile birlikte yaşadığının tespit edilmesiyla bağlanan maaş kesilmektedir. 2022 sayılı Kanun kapsamında 65 yaş maaşı bağlanmış olan kadınlar, muhtaç dul kadın maaşı almak isterlerse üç ayda bir 600 TL olarak ödenen 65 yaş maaşı kesilecek ve kendilerine sadece iki ayda bir ödenen 500 TL dul maaşı bağlanacaktır.
