Gönüllülük esasıyla tarımsal alanların modernize edilmesinden küçük verimsiz parsellerin birleştirilmesine, bilinçsiz sulamadan verimli ekim ve hasat tekniklerine yönelik eğitimlere kadar önemli adımların atıldığını belirten Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, “Bunun adı yeni Türkiye’de yeni bir zihniyet dönüşümüdür. Bizler bu çalışmaları son noktaya getirdik” dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, verimsizliğe karşı tarımda bir zihniyet dönüşümü yaptıklarını ve bu alanda çalışmaların büyük bir kısmının tamamlandığını söyledi.
Gönüllülük esasıyla tarımsal alanların modernize edilmesinden küçük verimsiz parsellerin birleştirilmesine, bilinçsiz sulamadan verimli ekim ve hasat tekniklerine yönelik eğitimlere kadar önemli adımların atıldığını belirten Bakan Mehdi Eker, “Bunun adı yeni Türkiye’de yeni bir zihniyet dönüşümüdür. Bizler bu çalışmaları son noktaya getirdik” dedi.
Tarımda yeni zihniyet dönüşümünü tamamladıklarını belirten Eker, “Sulama alt yapısı ve kanallar tamamlandığında orası modern bir üretim alanına dönüşecek. İkinci olarak bizimle ilgili başlık şu: Bölgede bilinçsiz sulamadan dolayı ortaya çıkan tuzlanma problemleri vardı. Biz buna bir proje ürettik ve bunun büyük kısmını bitirdik. Gerek Şanlıurfa, gerek Diyarbakır’da açılan uluslararası eğitim merkezleri sayesinde çiftçilerin geçmişteki hataları yapmaması, daha verimli tekniklerle sulama ve üretim gerçekleştirilmesi için eğitim verdik” diye konuştu.
Diğer hususun hayvancılık yatırımları olduğuna değinen Eker, “GAP bölgesinde belirli bir ölçeğin üzerinde ekonomik özellikle hayvancılık yatırımlarının yapılmasını temin bakımından oraya özel bir destekleme ‘hibe programı’ uyguladık. Mesela 50 baş üzeri hayvancılık tesisi kuracak olanlara yüzde 40 hibe uygulaması getirdik. Sadece GAP ve DAP için. Bu sayede yüzlerce tesis kuruldu” ifadesini kullandı.
SOSYAL YÖNÜ AĞIR BASIYOR
GAP Eylem Planı’nın 2008 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde Diyarbakır’da 73 tedbir kapsamında açıklandığını hatırlatan Mehdi Eker, yeni açıklanan planda ise Başbakan Davutoğlu’nun 2015 yılı başından itibaren alınacak tedbirlerin öngörüldüğünü belirtti. Eker, “Yeni planda, insanların hayatının kolaylaştırılması ve destek mekanizmalarının oluşturulması, meslek edindirme, iş-güç sahibi yapma, küçük ölçekli kredilendirmek suretiyle hayatlarını idame ettirmelerini sağlamak gibi başlıklar bizi ilgilendiren tarafları” şeklinde konuştu.
NASIL KARŞILIK BULACAK
Eker, Çözüm Süreci’nde, “silahları bırakma çağrısı”ndan sonra gelinen nokta hakkında da bilgi verirken, “Çözüm süreci ile ilgili olarak 28 Şubat günü devlet yetkililerinin de hazır bulunduğu bir ortamda yapılan ‘silah bırakma çağrısı’ tarihsel öneme sahiptir. Neden? Diyorlar ki; ‘PKK silah bırakma kararı almak üzere bir çağrı yapsın, bir kongre yapsın, en kısa süre içerisinde.’ PKK’ya silahların en kısa sürede bırakılması çağrısı yapılıyor. Tabii bunun uygulaması önemli. Öcalan’ın çağrısı ne kadar karşılık bulacak, nasıl uygulanacak bunu hep birlikte göreceğiz” dedi.
SALDIRILAR ÜST ÜSTE
Çözüm Süreci’ni değerlendirirken, bazı çevrelerin ‘engelleme’ ve ‘provokasyon’ çabalarına dikkat çeken Eker, “Bir düzenleme yapıyoruz, bakıyorsunuz bir saldırı meydana geliyor. PKK ‘çekileceğiz’ derken, bir bakıyorsunuz ‘Gezi olayları’ çıkıyor. O badire atlatılıyor, başka bir şey oluyor” ifadesini kullandı.
80 YILLIK SORUN
Bölgede sorunun 1920 yılından önce olmadığını ve 1925 yılından itibaren günümüze kadar taşındığını hatırlatan Eker, “Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 12 Ağustos tarihli Diyarbakır konuşmasında bir tarif getirdi: ‘Böyle bir sorun vardır ve bu sorun benim sorunumdur. Biz bu sorunu çözeceğiz.’ dedi. Adnan Menderes, Necmettin Erbakan, Turgut Özal ve Recep Tayyip Erdoğan, biz bu insanlara milletin adamları diyoruz. Onlar hep bu sorunu çözmek istedi. Menderes, bir dönem CHP içinde siyaset yapmasına karşılık düşüncesinde değişiklik yoktu. Ancak hayatıyla ödedi. Biz siyasi kadro olarak da milletten bu vekaleti alıp meseleyi çözmek için ortaya çıktık. Millet de bizi hep destekledi” diye konuştu.