Direnme hakkı mı, darbe çağrısı mı? Murat Alan'dan Cumhuriyet yazarına sert tepki
Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Alan, Cumhuriyet Gazetesi'nde Emekli Tuğgeneral Cihangir Dumanlı imzasıyla yayımlanan "Seçimin Sakatlanması" başlıklı yazıyı sert bir dille eleştirdi. Yazının anayasal düzeni hedef aldığını ve siyasi bir analizden ziyade "kontrollü kaos çağrısı" niteliği taşıdığını belirten Alan, özellikle Dumanlı'nın "Türk ulusunun direnme hakkı doğmuştur" cümlesini "isyanı teşvik" olarak değerlendirdi. Alan, iktidarın sandıkla gelip sandıkla gideceğini belirterek, sandık dışındaki her yolun millet iradesine savaş açmak anlamına geldiğini kaydetti.
MURAT ALAN
Türkiye Cumhuriyeti, kuralları, çerçevesi, sınırları olan bir devlettir.
Yani bir kabile devleti değil; Anayasa’nın çizdiği yol haritası içinde işleyen demokratik bir hukuk düzenine sahiptir.
Ancak bazıları hâlâ 1960 ve 1971’in hayalinde yaşıyor.
Zihniyet hâlâ aynı..
Sandığı beğenmeyince “direnin”, “sokağa çıkın”, “meşruiyet bitti” naraları…
Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan Emekli Tuğgeneral Cihangir Dumanlı imzalı “Seçimin Sakatlanması” başlıklı yazı mesela..
Yazı, siyasi analiz falan değil; bildiğiniz kontrollü kaos çağrısı. Üstelik bunu da hukuki kavramların içine saklayarak yapmaya çalışıyor. Açıkça söyleyelim: Bu bir fikir tartışması değil, anayasal düzeni hedef alan kırık bir psikolojinin dışa vurumu.
Yazının en tehlikeli yeri şu cümle: “AKP iktidarı anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışları ile meşruluğunu yitirmiş, Türk ulusunun direnme hakkı doğmuştur.”
Bir hukukçu (!) bunu söyleyemez.
Bir general zaten hiç söyleyemez.
Bu cümle, sivil itaatsizlik kılıfı altında isyana teşvik içerir.
Bakın, açık konuşalım:
1961 Anayasası’nın girişindeki “direnme hakkı”, askeri darbelere meşruiyet kazandırmak için yazılmış bir makyajdı.
1982 Anayasası’nda o da yer almadı..
Hukuki karşılığı olmayan bir kavramı “milletin hakkı doğdu” diye sunmak, anayasal düzeni yok sayma çabasıdır.
Üstelik TCK açısından da durum çok nettir..
309. madde: Anayasayı ihlal..
312. madde: Halkı kin ve düşmanlığa tahrik..
214. madde: Suç işlemeye tahrik..
216. madde: Halkı bölmeye yönelik söylemler..
313. madde: Silahlı isyana tahrik..
Bu emekli şahsın söylemi ile Demirtaş’ın 6-7 Ekim’deki “sokağa çıkın” çağrısı arasında hukuken bir fark yoktur. Nitekim Demirtaş 42 yıl ceza aldı. Hukuk karşısında ima ile talimat arasında dağlar yok; niyet ortaktır, sonuç tehlikelidir.
Dumanlı’nın yazısının ikinci bölümü tamamen bilgisizliğin politikleşmiş hâli.
“İktidar yargıyı kullanarak İmamoğlu’nu tasfiye etti” diyor.
Bu nasıl bir manipülasyondur?
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN>>>




