• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Batı’nın yaptığı kadın istismarı

Yeniakit Publisher
2015-03-07 07:44:00 - 2015-03-07 07:44:02
Batı’nın yaptığı kadın istismarı

Türkiye’ye cinsiyet eşitliği dersi vermeye kalkışan Batı dünyasını da ağır bir dille eleştiren Erdoğan, “Kendi ülkesinde her köşe başında bir meta gibi alınıp satılan kadınları görmezden gelenlerin, kadının adını ağzına almaya hakları yok. Kadın istismarı asıl budur” dedi.

YENİ AKİT / ANKARA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Büyük Anadolu Oteli’nde düzenlenen Türk Metal Sendikası Kadın İşçiler 20. Büyük Kurultayı’nda yaptığı konuşmada, başörtüsüne yasak getirenlerin, kadını ve kadın haklarını ağzına almaya hakkı olmadığını belirterek, “Kadının ötekileştirilmesi budur” diye konuştu. Erdoğan, kadını Allah’ın emaneti olarak görmenin kadına karşı ayrımcılık olmadığını, bilakis kadınları yüceltmek olduğunu söyledi.

 Erdoğan, “İnanıyorum ki sizin bu heyecanınız, bu aşkınız, bu kararlılığınız, yeni bir dönemin yeni bir anlayışın özellikle sendikacılık hayatında hakim olacağına bir vesile teşkil edecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘’Kadın ile erkek arasındaki fıtri farklara işaret etmek, kadına karşı ayrımcılık değil tam tersine onun haklarının korunmasının, kollanmasının garantisidir. Kadın bedeninin istismarına karşı çıkmak, onun bir meta, bir istismar aracı olarak kullanılmasına itiraz etmek, ayrımcılık değil, tam tersine kadının onuruna, haysiyetine saygı göstermektir’’ dedi.

TACİZE UĞRAYAN KADINA ETMEDİK HAKARETİ BIRAKMADILAR

Gezi Parkı ile başlayan olaylarda Kabataş’ta yaşananları da hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gezi olayları esnasında bir genç kadın ki, genel başkanı olduğum partinin bir belediye başkanının gelinidir bu, bir anne, yanında çocuğu da olduğu halde bir grubun Kabataş’ta tacizine maruz kaldı. Ne oldu biliyor musunuz? Kimse o kadını, o hanımefendiyi taciz edenleri konuşmadı, onları kınamadı, onların peşine düşmedi. Tacize uğrayan kadına ise etmedik hakareti bırakmadılar. Terbiyesizce, ahlaksızca, vicdansızca o kadının üzerine gittiler, gitmeye devam ediyorlar. Hatta bu hanımefendiyle ilgili gidip incelemesini yapıp olumlu yazılar yazan 4 tane bayan köşe yazarına da yapmadık hakaret bırakmadılar. Şimdi de bir taraftan yalan yanlış hakaretlerle sosyal medyada üzerlerine gitmeye devam ediyorlar. Hani tacizde esas olan, kadının beyanıydı. Hukuk böyle diyor. ‘Müftünün karısıyım’ diyerek istismar yapanlara sesini çıkarmayanlar, tacize uğrayanın acısını deşmek için seferber oldular. Müftünün karısı falan değil. Tam bir istismar.”

TÜM FELAKETLERİN YÜKÜNÜ SIRTLANANLAR KADINLARDIR

Tüm felaketlerin yükünü kadınların sırtlandığını belirten Erdoğan, “Ey dünya, ey Batı, lafa geldiği zaman kadın haklarını konuşuyorsunuz ancak benim ülkeme sığınan Suriye ve Irak’tan 2 milyon insanın hakları konusunda bugüne kadar ne yaptınız, ne yapıyorsunuz? Herhangi bir destekleri de söz konusu değil” dedi.

AVRUPA’DAKİ KADIN DA SURİYE’DEKİ, TÜRKİYE’DEKİ DEĞİL Mİ?

Ayrımcılığa karşı mücadele ederken, diğer yanda ayrım gözetilmeksizin insan hayatı ve onurunun hunharca, alçakça çiğnendiğini belirten Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
 “Avrupa’daki, Amerika’daki kadın da Suriye’deki, Irak’taki, Myanmar’daki, Türkiye’deki kadın değil mi? Kadına karşı psikolojik taciz yapmak suç da evini, köyünü, mahallesini bombalarla başına yıkarak kadını öldürmek, mağdur etmek, suç değil mi? Kadının önce yaşama hakkına saygı duyulmalı. Hayatı her an tehdit altında olan, evi başına yıkılmış bulunan veya her an bu tehlike ile yaşayan aile fertlerinin her birinin geleceği ile ilgili endişe duyan bir kadına siz, Kadınlar Günü’nü anlatamazsınız. O kadın, kendisine hediye verilmesini, çiçek uzatılmasını istemiyor, o kadın her şeyden önce huzur istiyor, güven istiyor, barış istiyor, yaşama hakkına saygı gösterilmesini istiyor.”

BEN ANASININ AYAKLARININ ALTINI ÖPEN BİR EVLADIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır’da Tahrir meydanında haklarını ararken “ekin gibi biçilen” kadınlara, Esma’lara gözünü kapatanların kadının adını dahi ağzına almaya hakkı olmadığını dile getirerek, şunları kaydetti: “Kendi ülkesinde, her köşe başında bir meta gibi alınıp satılan kadınları görmezden gelip, inancının gereği olarak örtünen kadınlara yasak getirenlerin, kadının ismini dahi ağızlarına almaya hakları yoktur. Kadın istismarı asıl budur. Kadın bedeninin istismarı, asıl budur. Kadının ötekileştirilmesi, kadının sınıf ayrımına tabi tutulması asıl budur. Bazıları diyor ki ‘Bize ana demeyin. Biz, kadınız.’ Ben, diyorum ki doğuran, doyuran, yetiştiren... Ben, anasının ayaklarının altını öpen bir evladım. Anacığım, ayağını çekerdi, ben zorla öperdim. ‘Benden cennetin kokusunu mu esirgiyorsun anacağım’ derdim. Bak, babalarının ayaklarını altında değil, dikkat edin, annelerin ayakları altında. O, makamdır. O makama ulaşmak herkesin de kârı değildir.”

BİR TARAFTAN ROZET, BİR TARAFTAN KÖLE GÖSTERME

Bir taraftan çarşaflı kadınlara rozet takılırken öteki taraftan da çarşaflı kadınları köle olarak gösteren sergiler açıldığını anlatan Erdoğan, milletin değerleriyle uyumlu görünmek adına bir yandan çarşaflı kadınlarla resim çektirilirken diğer yandan da kadınların zincire vurulup sergi salonunun ortasına oturtulduğunu söyledi.

ASIL AYRIMCILIK…

Bir yandan “Benim annem de başörtülü” edebiyatı yapılırken elleri öpülesi anaların, evlatlarının mezuniyet törenlerine ve düğünlerine alınmayıp gözleri yaşlı kapılardan çevrildiğini aktaran Erdoğan, “Demek ki bunlar için önemli olan kadının bizatihi kendisi değil sadece bazı kadınlar. Asıl ayrımcılık işte budur” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her ölümden, her acıdan kendileri için elverişli bir malzeme çıkarmanın peşinde koşanlar var ya, işte asıl ayrımcı onlardır. Üniversite kapısında başörtülü nöbeti bekleyenler var ya işte asıl ayrımcı onlardır. Bu milletin kendi bağrından çıkardığı kurumlar olan imam hatipleri, meslek liselerini, oralarda okuyan kız öğrencilerimizi sırf kendi kalıplarına uymuyor diye tahkir edenler var ya, işte asıl ayrımcı onlardır. Tacize uğrayan kadının kendisine değil kıyafetine bakanlar var ya, işte asıl ayrımcı onlardır. Bu vesileyle ne şekilde olursa olsun şiddete maruz kalarak, hayatını yitirmiş tüm kadınlarımıza, tüm kızlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Masuma, mazluma, bilhassa da bu durumdaki kadına el kaldıran, canını yakan, ölümüne yol açan herkesi de lanetle anıyorum.”

ADAYLIK, ABDULLAH BEY’İN KENDİ TAKDİRİDİR

Erdoğan, “Seçimler yaklaşırken 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir görüşmeniz oldu mu veya olacak mı? Gül’ün adaylığı söz konusu olabilir mi?” sorusuna şu cevabı verdi: “Şu anda tabii adaylık konusu Abdullah Bey’in kendi takdiridir. Ben kendisi ile geçen hafta bir görüşme yaptım. Sayın babası, çok değerli büyüğümüz, biliyorsunuz bir rahatsızlık geçirdi, hastaneye kaldırmışlardı, Abdullah Bey de Kayseri’ye gitmişlerdi. Ben Kayseri’de kendilerini babalarının rahatsızlığı nedeniyle aradım, şifa dileğinde bulundum. Diğer politik, siyasi kararlar tabii ki Abdullah Bey’indir. Bana göre, böyle bir şey için vereceği karar, güzel de olur, hayırlı da olur.” “Siz aktif siyasette yeniden görmek ister misiniz?” sorusu üzerine de Erdoğan, “Dedim işte, isabetli olur, hayırlı olur. Karar, tabii ki Abdullah Bey’indir” karşılığını verdi.

HAKAN FİDAN’IN İSTİFASI

MİT Müsteşarlığı görevinden istifa ederek AK Parti’ye milletvekili aday adaylığı başvurusu yapan Hakan Fidan ile ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önceki kararlarım falan hepsi biliniyor, ortada. Bundan sonraki süreç tamamen Hakan Bey’in kendisine aittir” değerlendirmesini yaptı.Yeni Akit

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23