Refah-Yol iktidarının Başbakanı Necmettin Erbakan’ın Başbakanlık bünyesinde kurduğu Stratejik Araştırmalar ve Teknoloji Geliştirme Merkezi’nin (SATEM) yöneticisi Çelikdoğan, Türkiye’nin güçlenmesinden korkan çevrelerin D-8’le beraber SATEM’in de kurulması
YENER DÖNMEZ / ANKARA
28 Şubat darbesinin 16. yıldönümüne sayılı günler kala dönemin perde arkası gelişmelerine şahit kilit isimlerden Doç. Dr. Sedat Çelikdoğan, Yeni Akit’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Refah-Yol iktidarının Başbakanı Necmettin Erbakan’ın Başbakanlık bünyesinde kurduğu Stratejik Araştırmalar ve Teknoloji Geliştirme Merkezi’nin (SATEM) yöneticisi Çelikdoğan, Türkiye’nin güçlenmesinden korkan çevrelerin D-8’le beraber SATEM’in de kurulmasıyla harekete geçtiklerini ve 28 Şubat’ı gerçekleştirdiklerini bildirdi.
“MAKİNEYİ YAPAN MAKİNE”
VE “BÜYÜK TÜRKİYE”
Necmettin Erbakan’ın yakın bürokratlarından ve beyin takımından olan Çelikdoğan, Erbakan’ın sadece savunma sanayiinde değil, sanayinin tüm alanlarında güçlü ve kararlı adımlar attığını, ana felsefesinin, Necip Fazıl’ın geliştirdiği ‘makine yapan makineyi yapmak’ fikri olduğunu bildirdi. Bu yaklaşımın bazı çevrelere ters geldiğini vurgulayan Çelikdoğan, Türkiye’nin ihtiyacının halen sanayileşme olduğunu, bunun da araştırma-geliştirme denilen yeni ve ileri teknolojilerin geliştirilmesi ile sağlanabileceğini söyledi. Üretimin her dalında güçlü olabilmesi ve sanayinin dış pazarlarda rekabet gücüne ulaşabilmesi için Başbakanlık’ta ‘çok özel’ çalışmalar gerçekleştirdiklerini bildiren Çelikdoğan şunları söyledi: “SATEM’deki hedef Türkiye’nin sanayide ve üretimde güçlü hale gelmesi hareketiydi. 1976-1977 yıllarında Erbakan hoca ile başladı bu hareket. Ancak malum bir kısım milletvekilinin istifa ettirilmesi ile Erbakan hükümeti o dönemde de değişik bir darbeye maruz kalmış ve o dönemdeki sanayileşme hamlesi sekteye uğratılmıştı.”
“BATI, TÜRKİYE’YE AMBARGO UYGULADI”
O dönemdeki projeler üzerine batılıların yaklaşımının 28 Şubat’la aynı olduğunu belirten Çelikdoğan, “Dünya Bankası, Amerikan Merkez Bankası ve bütün batı bankaları derhal açıklamalar yaparak Türkiye’ye bütün kredileri durdurduklarını açıkladılar. Bu açık bir ambargo idi. Buradaki amaç Türkiye’nin üretimde güçlü olmasını ve Ar-Ge faaliyetleri geliştirmesini durdurmaktı. Nihayet hükümeti düşürmeyi başardılar” dedi.
“D-8 VE SATEM BATILILARI ÜRKÜTTÜ”
Çelikdoğan şöyle devam etti: “28 Şubat’ta da yine aynı çevreler aynı saiklerle hareket ettiler. Bizim SATEM’deki faaliyetlerimizin içerisinde savunma sanayi çalışmaları da vardı. Ayrıca Erbakan Hoca’nın D-8 projesiyle ikisi çakışınca, bu iki güçlü argüman birilerini ciddi olarak ürküttü. Karşılığında 28 Şubat’ı yaptılar. Engellemelerle karşılaştık. 28 Şubat oldu.”
PAŞALARIN PİŞMANLIKLARInı
SAMİMİ bulmuyorum
“Bu darbenin içerisinde bulunan bazı paşalar şimdilerde şundan bundan bahsediyorlar, Erbakan Hoca’yı takdir ettiklerini söylüyorlar. Ancak Erbakan Hoca’ya destek vermediler. Batının inisiyatifiyle bu hareketi bu hale getirdiler. Belki bazıları sonradan ne yaptıklarını anlamış olabilir, ancak iş işten geçti. Türkiye akıl almaz oranda geriye götürüldü. Bu paşaların bazılarının pişman oldukları kabul edilebilir belki, ama bu pişmanlığın bugün gelinen noktada, geriye düşmüş Türkiye’de ne değerinin olduğunun takdiri kamuoyuna aittir. Kaldıki ben birçoğunun samimiyetine de inanamıyorum. Kim Türkiye’nin sanayileşmesine karşı çıkıyorsa o Türkiye’nin gelişmesini istemiyor demektir. Dolayısıyla Türkiye’nin düşmanı demektir. İsterse bu CHP olsun, isterse Erbakan, isterse MHP, isterse bir kısım paşalar. Hiç fark etmez.”
TEHLİKE GEÇMİŞ DEĞİL
Türkiye’nin gelişmesini istemeyen çevrelerin yine birtakım hesaplar peşinde olduklarından şüphe duyulmaması gerektiğini belirten Çelikdoğan şu uyarılarda bulundu: “Şimdi bunları neden konuşuyoruz. Türkiye’nin tekrar önü kesilebilir mi? Batılılar kendi sıkıntılarını aşıp bizim üzerimizde tekrar bir baskı kurabilirlerse (ki bunu istemektedirler) ekonomimizi tıkayabilirler yine. Bu her zaman mümkün. Tehlike geçmiş değildir. Bunu yaptılar bize. Bu noktada çok dikkatli olmak lazımdır.”
“KORE’DEN EKSİĞİMİZ DEĞİL,
FAZLAMIZ VAR”
Erbakan’ın ekibi içerisinde uzun yıllar birçok faaliyette bulunan Doç. Dr. Sedat Çelikdoğan, sanayide başarı için birinci olarak bir programa ihtiyaç olduğunu, kendilerinin ise hem programa sahip olduklarını hem de bunu yürürlüğe soktuklarını belirtiyor. Çelikdoğan şunları söyledi: “Biz programımızı yürürlüğe sokmuştuk. Mesela Güney Kore’de Samsung, Hyundai, LC gibi firmalar kuruldu. Aynı tarihlerde biz burada TÜMOSAN, TEKTAŞ şirketlerimizi kurduk. Elektronik konusunda çalışma yapan, başka sektörlerde çalışmalar yapan kurumlarımızı kurduk. Aynı adımları attık. Kore’den neyimiz eksikti. Eksiğimiz değil, fazlamız var. Hükümetler düşürüldü, birtakım ayak oyunlarıyla Türkiye engellendi. Erbakan Hoca’nın önü kesildi.”