Başörtümle yemin ederek demokratik hakkımı kullandım

MEHMET ÖZMEN / ANKARA - 16 yıl önce başörtülü yemin etmek için geldiği Meclis’te başta Bülent Ecevit ve bazı partililer tarafından linç edilen Merve Kavakçı’nın kardeşi AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan, Meclis’te başörtüsüyle yemin etmesinin ardından ilk röportajını Akit’e verdi. Ravza Kavakçı Kan, başörtülü olarak yemin etmesinin bir meydan okuma olmadığını, en temel insan hakkını kullandığını söyledi. ,

TÜRKİYE İÇİN HAYAL EDİLEMEZ BİR NOKTADAYIZ

- Mecliste yemin etme törenini geride bıraktınız. Ablanız Merve Kavakçı’nın geçmişte mecliste yaşadığı durumu da göz önünde bulundurursak yemin etmeden önce ve ettikten sonra neler hissettiniz?

- Yeminden önce çok heyecanlıydım. Çünkü seçilmiş olmak ve orada bulunmak çok gurur ve onur verici bir durum. 2 Mayıs 1999’da da ben meclis salonunda misafir izleyiciler arasındaydım. Çok üzücü bir hadise yaşamıştık o gün. Merve Hanım da daha sonra akademik hayatı içerisinde bu olayı “adı konmamış darbe” olarak nitelendirmiştir. O gün yaşananlar ve ardından gelen had bildirme kampanyasını da bildiğim için 16 sene sonra başörtülü seçilmiş bir milletvekili olarak Meclis’te yemin edecek olmak çok heyecanlandırdı beni. Buruk bir sevinç yaşadım. Yasağın kalkmış olduğu ve geçmişteki manzaranın yaşanmadığı tam demokratik bir ülkede yemin ediyor olmaktan dolayı sevinçliydim. Buruk olmasının sebebi ise 16 sene önce de hiçbir yasak olmamasına rağmen ablama yaşatılan derin acının hâlâ taze olmasıydı. Bunun yanında Türkiye için hayal edilemez bir noktadayız. Bu nedenle de çok mutlu bir andı.  Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başörtüsü meselesinin çözümü noktasında dik duruşu olmasaydı, bu noktaya gelemezdik”.

MEYDAN OKUMADIM, EN TEMEL İNSANİ HAKKIMI KULLANDIM

- Sizin başörtülü olarak yemin etmeniz, CHP Milletvekili Durdu Özbolat’ın gazetesi Yurt’u rahatsız etmiş ve “Merve Kavakçı’nın kardeşi 16 yıl sonra intikam kostümü ile Meclis’e girdi” şeklinde bir başlık kullanmışlar. ‘İntikam kostümü’ iddialarına ne dersiniz?

- İntikam güden yapıda bir insan değilim. Ancak 16 sene evvel Meclis’te hukuk dışı, insanlık dışı saldırılarla Merve Hanım’ın şahsında ona destek veren birçok insana had bildirildi. Ben de kıyafetimi seçerken Merve Hanım’ın şahsında geçmişte o sıkıntıyı çekenlere bir selam niteliğinde ablamın başörtüsünü taktım. Nasıl Merve Hanım’ın 2 Mayıs 1999’da Meclis’e başörtüsüyle girmesi bir başkaldırı değildi ise benim de haksız yere özgürlüğü elinden alınan ablamın örttüğü başörtüyle Meclis’e girmem bir başkaldırı veya intikam değildi. Seçim çalışması yaparken ziyaret ettiğim insanlar, Meclis binasında çalışan görevliler, eski ve yeni birçok milletvekili bu davranışımın geçmişte yaşanan acıyı hafiflettiğini dile getirdiler. Dolayısıyla bu durum duygusal anlamda bir vefa gösterisiydi sadece.

AKİT GAZETESİ’NİN GÖNLÜMÜZDEKİ YERİ AYRIDIR

- İlk demecinizi Yeni Akit’e verdiğiniz için teşekkür ederiz.

- Akit’in bizim gönlümüzdeki ve gözümüzdeki yeri her zaman çok ayrı olmuştur. Akit 28 Şubat gibi en sıkıntılı zamanlarda her zaman dik durdu, milletin yanında durdu ve doğruları söyledi. Kimseden korkmadı, çekinmedi. 28 Şubat gibi sıkıntılı dönemlerde kimsenin doğruyu söylemeye cesareti olmadığı zamanlarda doğrudan, haktan yana olduğu için Akit Gazetesi’nin gönlümüzdeki yeri ayrıdır.  Evimize giren birkaç gazeteden biridir Akit. Hiçbir gazeteye röportaj vermeme kararım olduğu halde size söz verdim. Tüm Akit okurlarından dua bekliyorum. 

HAD BİLDİRİLEN BİR TÜRKİYE YOK ARTIK

- Bazı gazetelerin yemin töreni sonrası yaptığı provokatif haberleri nasıl değerlendirdiniz?

- Eski Türkiye anlayışının bir yansıması olduğunu düşünüyorum. İnsanların kıyafetlerinden, etnik kimliklerinden, dinlerinden, dillerinden dolayı yargılandıkları ve onlara had bildirildiği bir Türkiye yok artık. Bu meclis de bunun bir temsili niteliğindedir. Her dinden, düşünceden insan meclis çatısı altında kardeşçe bir arada bulunarak güzel çalışmalar yapacağız inşaallah. Ben buna inanıyorum.

DIŞ POLİTİKA VE  AB ALANINDA ÇALIŞMAK İSTİYORUM

- Milletvekili olarak hedefleriniz, projeleriniz nedir?

- Aslında lisansım bilgisayar mühendisliği ile alakalı idi. Teknik anlamda da çalışmalarım oldu. Fakat daha sonra sosyal bilimlere geçiş yaptım. Avrupa Birliği ile alakalı Boğaziçi Üniversitesi’nde  yüksek lisansımı tamamladım. Doktoramı da siyaset bilimi üzerine yaptım. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girişi sürecindeki güç ilişkilerini inceleyen bir çalışmaydı. Türkiye dış politikası, Türkiye- Avrupa Birliği ilişkileri, Türkiye- Amerika ilişkileri, Ortadoğu politikaları ile alakalı dersler verdim, üniversitelerde. Bu nedenle dış politika, Avrupa Birliği’ne uyum süreci, insan hakları konularında çalışmak istiyorum. Bu anlamda birçok projem de var. Yine mühendislik geçmişimden dolayı bilgi teknolojileri hakkında mesela “sosyal medyanın gençler üzerindeki etkisi”  başlığı altında da çalışmak istediğim projeler var. Tabii parti teşkilatının da vereceği her görevi yapmaya hazırım. Bahsettiğim konular benim gönlümde olan daha verimli olabileceğim konular. Bunun yanında elbette yeni şeyleri de öğrenmeye hazırım. Zira beşikten mezara öğrencilik Meclis’te de devam edecektir.