Altın madenlerimiz yabancı şirketlerce soyuluyor mu? 15 Temmuz detayı
Osmanlı Devleti'nin özellikle madencilik alanında batılı ülke ve şirketlere imtiyazlar tanıyarak ülkeyi zarara soktuğu yönündeki kimi çevrelerce sık sık dillendirilen iddiaların safsatadan öteye geçmediği; Osmanlı yönetiminin sağladığı anlaşma koşullarına bugün bile ulaşılamadığı bildiriliyor.
Osmanlı Devleti'nin özellikle madencilik alanında batılı ülke ve şirketlere imtiyazlar tanıyarak ülkeyi zarara soktuğu yönündeki kimi çevrelerce sık sık dillendirilen iddiaların safsatadan öteye geçmediği; Osmanlı yönetiminin sağladığı anlaşma koşullarına bugün bile ulaşılamadığı bildiriliyor.
Akit, Türkiye'deki madencilik faaliyetleri tarihine ilişkin uzmanlardan çok çarpıcı bilgiler edindi.
15 Temmuz 2016 hain darbe girişimine kadar FETÖ'cü Akın İpek'in Koza Holding'i tarafından işletilen Gümüşhane'deki Mastra altın madeninin ilk olarak Sultan Abdülhamit döneminde işletmeye açıldığı ve işletmeci Fransız firmadan yüzde 20 devlet hakkı tahsil edildiği ortaya çıktı.
15 Temmuz sonrası devlet tarafından el konulan ve geçtiğimiz yıla kadar üretim yapılan madende rezervin bittiği iddiasıyla faaliyetler geçtiğimiz yıl durdurulmuştu.
Bu noktada da sahada rezervin bitmesinin mümkün olmadığını belirten uzmanlar, ruhsatın kesinlikle elden çıkarılmaması ve sahanın yeniden ele alınması çağrısında bulunuyorlar.
Mastra altın sahasının Osmanlı dönemindeki faaliyetlerine ilişkin ise şu bilgiler bulunuyor: Fransa'ya eğitime gönderilen öğrencilerden biri olan İbrahim Ethem bey, Türkiye'nin ilk maden mühendisi olarak yurda dönüyor.
Bir süre sonra Sultan II. Abdülhamid Han tarafından Paşa ünvanıyla Vezir-i Azam'lığa getirilen İbrahim Ethem Paşa, Gümüşhane'deki Mastra altın sahasını tespit ediyor ve üretim çalışmalarına başlanıyor. Uygun görülen bir Fransız firmasıyla yüzde 20 devlet hakkı içeren bugün bile "hayal" olarak görülen çok karlı bir anlaşmayla anlaşma üretime başlanıyor. Sahada, 1. Dünya Savaşı'nın patlak vereceği günlere kadar aralıklarla başarılı üretim faaliyetleri gerçekleştiriliyor.
Abdülhamit'in o zor koşullarda kendisinden önce yapılan borçları hafifletmesi ve yanısıra birçok yatırıma kaynak sağlayabilmesinin altında da bu başarılı madencilik anlaşmalarının payı olduğu belirtiliyor.
Bugün ise Türkiye, hemen hemen tamamen yabancıların işlettiği altın madenlerinden yüzde 1, yüzde 2 gibi çok komik devlet hakları alabiliyor.
