‘Alo ben Yeşil’ ilk mi sanıyorsunuz? Saygısız Saygı'nın yalanlarını hatırlayalım!
Sözcü’de köşe karalayan ve “Saygısız Saygı” nâmıyla tanınan Saygı Öztürk, bu kez “Alo ben yeşil” yalanıyla büyük infiale neden oldu. Teröristbaşı Öcalan üzerinden de algı operasyonuna kalkışan Saygı Öztürk’ün geçmişteki skandalları yeniden akıllara geldi.
yeniakit.com.tr
28 Şubat’ın medya ayaklarından Saygı Öztürk, 17-25 Aralık sürecinde de FETÖ’nün kanalı STV’ye çıkıp hükümete saldırıyordu. Kariyeri boyunca türlü rezilliklerle gündemden düşmeyen Saygı Öztürk, geçtiğimiz günlerde “derin devletin adamı Yeşil’in” kendisini aradığını söylemişti. Söz konusu şahsın bir hükümlü olduğu, Saygı Öztürk’ü cezaevinden 3 kez aradığı ve açıkça “Ben Yeşil” diyerek işlettiği, Sözcü’nün de bu zokayı yutup manşetten tüm Türkiye’ye servis ettiği ortaya çıktı.
ÖCALAN ÜZERİNDEN YALAN SÖYLEDİ
Zerre kadar güvenilirliği kalmayan Sözcü ve Saygı Öztürk’ün yakın zamandaki skandallarından biri de Öcalan üzerindendi. “Saygısız Saygı” adeta terörsüz Türkiye sürecini baltalamak için kimsenin doğrulamadığı saçma sapan iddialar ortaya attı. Öztürk, Öcalan’ın yeni süreçte Suriye petrolünden pay istediğini, Anayasa’da değişiklik talep ettiğini vb. iddiaları ortaya attı. PKK kanadından bile konuya dair doğrulama gelmedi.
SKANDALLARINI HATIRLATIYORUZ
Saygı Öztürk’ün skandalları tabii ki de bunlarla sınırlı değil. Birkaçını hatırlatmak gerekirse…
Saygı Öztürk, Narin Güran cinayeti üzerinden Kur’an kurslarını hedef almıştı. Narin’in gittiği Kur’an kursunun müfredatının incelenmesi gerektiğini söyleyerek, cinayetin din eğitimiyle ilgili olduğu algısı oluşturmaya kalkmıştı.
Öztürk, 28 Şubat döneminde, Milli Görüş’ün kurucu ve efsane lideri, Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocaya ve onun üzerinden tüm Müslümanlara saldıran tetikçilerin medya ayağında, önde gelen isimler arasında yer almıştı.
DARBE GİRİŞİMİNDE FETÖ'NÜN KANALLARINDA
Öztürk, FETÖ’nün de işin içinde bulunduğu 28 Şubat postmodern darbesine verdiği destek henüz akıllardan silinmemişken, 17-25 Aralık bürokratik darbe girişimi sonrasında, mezkûr örgütün medya organlarından Samanyolu TV’ye (STV) çıkarak AK Parti hükümetine saldırmış, isminin tam tersi bir tutum sergileyerek saygısız habercilik anlayışını gözler önüne sermişti.
Dönemin CHP Sözcüsü Bülent Teczan, 2017’de FETÖ’cü Adil Öksüz hakkında akılalmaz birkaç belge yayınlamış ve Öksüz’ün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’yi dolaştığını iddia etmişti. Aynı zamanda Öksüz’ün TC numarası olduğunu iddia ettiği bir numarayı da yayınlamıştı. Tezcan’ın yayınladığı TC NO’sunun, Manisa'nın Salihli ilçesinde sebze meyve halinde toptancılık yapan Adil Öksüz olduğu ortaya çıkmıştı. Bülent Tezcan’ın bu akılalmaz belgelerini araştırmadan haber yapansa, tabii ki Sözcü’nün Saygı Öztürk’ü olmuştu.
KAYIP SİLAH YALANI DA ELİNDE PATLADI
Sözcü yazarlarından Saygı Öztürk, 7 Temmuz 2019’da yayımlanan “AKP’li başkandan Sözcü’ye Dürüst Gazetecilik Plaketi” başlıklı yazısında, Çorum Belediyesi tarafından ödüllendirildiğini iddia etmişti. Ancak gerçek çok geçmeden anlaşılmıştı. Çorum Belediyesi tüm ziyaretçilere “Hitit Kursu” hediyesi veriyordu. Öztürk ise bunu plaket olarak servis edip utanmadan yalan söylemişti.
“Devletin silahları kimlerin elinde?” başlıklı bir yazı ile algı operasyonuna girişen Saygı Öztürk, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından depolardan çıkarılan silahların kaçırıldığı yalanını ortaya atmıştı. İçişleri Bakanlığı'nın açıkladığı raporu hangi kafayla okuduğu bilinmeyen ve 106 bin silah kayıp yalanını uyduran Saygı Öztürk'ün maskesini akit indirmişti. 2017'deki şikayetlerin istatistiki bilgilerini veren İçişleri Bakanlığı'nın raporunda, "kayıp silah" diye belirtilen 106 bin 740 silahın vatandaşların kaybedip, karakola şikayette bulunduğu silahlar olduğu açıkça görülmüştü.
BU NASIL GAZETECİ
Kemalistlerin halen Saygı Öztürk gibi yalan haberde çığır açmış bir ismi “gazeteci” olarak tanıyor olması ise, Atatürkçü kesimin *ütülmeyi ne kadar benimsediğini gösteren bir delil olarak dikkat çekiyor!..
* Ütülmek: (Argo) Şans oyunlarında yenilmek!