AK Partili Habibe Öçal Akit’e konuştu! ‘Cumhuriyet düşmanı’ diye kortejden atıldım
28 Şubat sürecindeki başörtüsü zulmü başta olmak üzere o dönem mütedeyyin kesimin yaşadığı zorlukları Akit’e anlatan AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Habibe Öçal, kendisinin de başörtüsü mağduriyeti yaşadığını ve henüz 17 yaşındayken okuldan uzaklaştırıldığını söyledi.
Hasan Eğrigöz Ankara
28 Şubat sürecindeki başörtüsü zulmü başta olmak üzere o dönem mütedeyyin kesimin yaşadığı zorlukları Akit’e anlatan AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Habibe Öçal, kendisinin de başörtüsü mağduriyeti yaşadığını ve henüz 17 yaşındayken okuldan uzaklaştırıldığını söyledi.
Hedef gösterildik
Mütedeyyin kesimin hedef gösterildiğini belirten Öçal, şunları anlattı: “40 günlük bir öğretmendim. Tabii öncesinde de sorunlar vardı. 1987’de Bolu’da öğrenciyken başörtüsü mağduriyeti yaşayan ve okuldan uzaklaştırılan öğrencilerden biriydim. Bizler Anadolu’dan gelen çocuklardık okumak isteyen için bir rol model konumundaydık. Ama süreç bize bunu yaptırmadı. Özellikle biz kadınlar görünür kimliklerimizden dolayı ciddi anlamda hedef kitle haline dönüştürüldük. 28 Şubat’ın bütün kadınları olumsuz etkilediği kanaatindeyim. Çünkü kadınların geneli üzerinden bir ayrıştırma, kutuplaştırma, kadınlara bir rol çizme ve bütün kadınları aynı kategoriye sokma girişimi olarak algılıyorum. Gerçekten hiç haketmediğimiz ithamlarla, aşağılamalarla yüz yüze kaldık. O dönemin 5’li çete dediğimiz, medya, sivil toplum, asker kanadı, hepsi bir araya gelip hedef haline getirip onlar üzerinden yürüttükleri yıpratma, yıpratmanın da ötesinde, yok etme girişimiydi. Tam bir vesayet anlayışı ve bu devletin tüm kurumlarına sirayet etmiş, toplumu da buna göre şekillendirme söz konusuydu.”
Yaka paça atıldım
Zorla yürütüldüğü cumhuriyet yürüyüşünden başörtüsü nedeniyle yine zorla atıldığını söyleyen Habibe Öçal, şöyle devam etti: “1997 yılında Cumhuriyet’in 75. yıl kutlamaları kapsamında bir cumhuriyet yürüyüşü düzenlendi ve valilikten gelen yazıyla bütün kamu çalışanlarının yürüyüşe katılması ve sivil kıyafet giymeleri istendi. Ben başıma gelecekleri tahmin ettiğim için bu yürüyüşe katılmamam konusunda durumumu müdürüme izah ettim, kabul etmedi. Zorla kamu çalışanları cumhuriyet yürüyüşü adı altında, yürüyüşlere zorlanıyordu. Neyse yürüyüş başladı ben başörtülü bir şekilde birazda arka tarafta yürürken, bir rütbeli asker beni omzumdan tutarak, ‘çık bakalım buradan cumhuriyet düşmanı’ diye o kadar kişinin içinde beni alarak dışarı fırlattı. Gerçekten insanın onuruna, haysiyetine çok aykırıydı. Ondan sonra sürgünler başladı.”
Polisler ağladı
Başörtüsü yasağını demokratik yollarla protesto eden kalabalığa, gelen emirle müdahale etmek zorunda kalan polislerin gözyaşı döktüğüne şahitlik ettiğini belirten Öçal, şunları aktardı: “Biz o dönem sokaklara indik protesto yaptık ama herhangi bir taşkınlık yapmadık. Polisin, askerin çok sert müdahalesi söz konusu olmasına rağmen kaldırıp bir taş fırlatmadık. Hiçbir şekilde polisimize bir mukavemette bulunmadık. İnanıyorduk ki; o polis evladımız, kardeşimiz, bizden biri, bu vatanın evladı. Onun da verilen emir doğrultusunda hareket ettiğine inanıyorduk ve inanın ağlayarak bizi dağıtan polislere şahit oldum. Emir kulu, verilen emri yerine getirmesi gerekiyordu ve bunu yaparken ağlıyordu.”
ÖNE ÇIKAN VİDEO