AK Parti Erzurum Milletvekili Fatma Öncü’den Akit’e flaş açıklamalar: Bir hırsızın peşinde tef çalarsan millet sana mührünü teslim etmez
AK Parti Erzurum Milletvekili Fatma Öncü, CHP döneminde İstanbul’daki ulaşım, kentsel dönüşüm ve alt yapı sorunlarının arttığını belirterek, “Bir kişinin şahsi hırsı ve emelleri yüzünden koca İstanbul halkının bu garabetin içine sürüklenmesi hakikaten üzücü” dedi. Öncü, CHP’li belediye başkanlarının yerel yönetim görevlerinden çok siyaset ve propaganda odaklı hareket ettiğini belirterek “Hepsi junior cumhurbaşkanı aday adayı. Bu millet kime güveneceğine çoktan karar verdi” ifadesini kullandı. Engelli bir vekil olarak deneyimlerini paylaşan Öncü, “Milletin gönlünde yer kazanmak istiyorsan millet için çalışacaksın. Bir hırsızın peşinde tef çalan olursan hayatın boyunca bu millet sana güvenip mührünü teslim etmez” şeklinde konuştu.
Akit’in bu haftaki konuğu, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi, Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu Sözcüsü, Parlamentolararası Birlik Grubu Üyesi, 66. Hükûmet Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı, AK Parti Erzurum Milletvekili Av. Fatma Öncü.
CHP’NİN YARGILAMANIN SONUCUNU BEKLEMESİ GEREKİYOR
CHP’nin eski İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davaya yönelik tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye hukuk devleti. Ortada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yapmış olduğu bir soruşturma var. Soruşturma halihazırda devam ediyor. İddianame aşaması bitti. Yargılama aşaması başladı. Burada tamamen tarafsız, bağımsız yapılan yargılamada bir büyükşehir belediye başkanı var. Fiili sorumlulukları belli. İstanbul’da çivi çakmamış, belediye başkanlığı olarak hiçbir hizmeti yerine getirmemiş, seçildiği günden itibaren sözde “cumhurbaşkanı adayıyım” diye kendi fiili görevini yapmadan, adeta koltuğuna oturmadan, birçok uluslararası yapıların içerisinde kişisel bilgilerin verilmesinden tutun da seçmen bilgilerinin paylaşmasından tutun da birtakım iş insanlarıyla çıkar birlikteliğiyle program yapan, ikili ilişkiler kurarak yolsuzluk iddiasından tutun da ihalelere fesat karıştırılmasından, çeşitli yolsuzluklara kadar birçok iddia var. Artık mahkeme aşaması başladı. Yargılamanın sonucunu bekleyeceğimiz bir durum söz konusu. CHP gibi köklü bir partinin bu şekilde siyaseti kanırtması, soruşturmalara karşı siyasi dem vurması, debelenmesi çok enteresan geliyor bize. Oysaki burada kenara çekilip, yargılamanın sonucunu beklemesi gerekiyordu. Türkiye bir hukuk devletidir. Türkiye uluslararası hukuk sözleşmelerine imza atmış bir devlettir. Ve yargılamanın sonucunda ne çıkarsa çıksın bizim için yargı ne diyorsa odur. Ama temennimiz şu: İstanbul çok büyük bir kent. İstanbul’un bu nedenle bekleyen birçok sorunları var. Şu anda ulaşım problemi inanılmaz. Ciddi sıkıntılar var. Trafik müthiş bir problem. İnsan için en değerli şey zaman. İnsanlar zamanının neredeyse yüzde altmışını yollarda geçiriyor. Bu çok trajik bir şey. Depreme hazırlık için kentsel dönüşümden, ulaşım alt yapısından, çevre düzenlemesine kadar her alanda hizmet bekliyor İstanbullular. Fakat CHP döneminde bir karış metro yapılmadı. Ekrem İmamoğlu’nun seçim öncesi taahhütlerinden hiçbiri yerine getirilmedi. Ne kreşi, ne desteği. Hiçbiri yok ortada. Bundan İstanbullu vatandaşlarımız büyük zarar görüyor. Biz ona üzülüyoruz. İstanbul halkına yazık oldu. Yani bir kişinin şahsi hırsı, emelleri, bir partinin içine devşirilmesi ve arkasından da koca İstanbul halkının bu garabetin içine sürüklenmeleri hakikaten bizi üzüyor. Öte yandan, bir kişi için CHP’yi seferber edip, mahalle başkanları, ilçe başkanları, il başkanı, yönetiminin sürüklenmesi çok acı. Buna gerek yok. Hırsızlık iddiasıyla yargılanan bir belediye başkanının arkasından CHP’yi böyle koşturmak çok anlamsız bir şey. Bu onlara bir şey kazandırmaz. Gün gelecek terazi kurulacak. Her şey ortaya çıkacak. O zaman ne yapacaksınız? Hadi bugün diyelim ki mahkeme başladı. Daha hukuki yargılama devam ediyor diye kendinizi haklı göstermeye çalışıyorsunuz. Peki yarın bu yargılama sonuçlandığında ne yapacaksınız?
DAVANIN SONUCU PARTİNİN BEKLENTİSİNE GÖRE BELİRLENMİYOR
CHP yönetimi, mahkeme sonucunda verilen kararı tanımazsa ne olacak?
Onların kabul etmesi, kabul etmemesi önemli değil. Dediğim gibi bu ülke hukuk devleti. Partilere göre mahkeme başkanları karar vermiyor. Yani davanın sonucu partinin beklentisine göre belirlenmiyor. Hukuk neyse odur, yani ona göre çıkacaktır. İnanıyorum ki en kısa sürede bir an önce bu dava sonuçlanır ve İstanbul halkı hak ettiği hizmetlere bir an önce kavuşur.
ANKARA’DA PARKLARI BİLE KURUTTULAR!
CHP yönetimindeki Ankara Büyükşehir Belediyesi de (ABB) hizmetler konusunda Ankaralıları hayal kırıklığına uğratıyor. Trafik sorunundan alt yapı sorununa, su sıkıntısına kadar pek çok sorunla boğuşuyor Ankaralılar. Siz de milletvekili olduğunuz için bu sorunları yakından yaşıyorsunuz değil mi?
Sayın Cumhurbaşkanımız bir dünya lideri. Ama öncesinde İstanbul’da belediye başkanlığı yaptı ve Türkiye ilk defa bir yerel başkanın olağanüstü hizmetleriyle tanıştı. İyi bir yerel yöneticinin, vatandaşın hayatını kolaylaştırmada rolünün ne kadar büyük olduğunu Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman gösterdi. Biz ondan belediyeciliği öğrendiğimiz için ve vatandaş başarılı belediyeciliği onunla tanıdığı için belediye başkanlarından beklenti inanılmaz derecede beklenti yüksek. Ankara’da da AK Parti döneminde Melih Bey de yani inanılmaz işler yaptı. ABB’ye ulaşımından, çevresinden alt yapısına kadar her alanda müthiş derecede hizmetleri olan bir belediye başkanından sonra geldi bu CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı ve hakikaten yani geriye dönük bakıldığında, parklarda var olan ağaçları bile kuruttu. Bırakın yeni ağaç dikmesini, refüjlerde eskiden kalan ağaçlar bile kuruttu. Hadi gündelik işlerden vazgeçtik. Ankara’nın yeşili bol bir şehir olmasını sağladığımız, yirmi senedir yeşil alan olarak dönüştürdüğümüz parkları bile kuruttular. Parklar sanki terk edilmiş görünümünde. Ben Çankaya sınırları içerisindeki Emek’te oturuyorum. Gelin bir trafiğin rezaletini görün. O sokakların halini bir görün. Korkunç. Böyle bir başıboşluk olamaz. Parklarda başıboş köpekler dolu. Bir sürü köpek aç bir şekilde sokaklarda dolaşıyor.
CHP’Lİ BELEDİYELER NİYE BARINAK YAPMIYORLAR?
Peki sürekli hayvan haklarından dem vuran CHP’li belediyeler neden barınak yapıp o başıboş köpekleri sokaklardan kurtarmıyor?
Evet soru bu. CHP’li belediyeler niye barınak yapmıyorlar? Niye yapmıyorsun kardeşim? İşin gücün çıkıp demeç vermek. Hayvan haklarında mangalda kül bırakmıyorlar. İnsanlarımıza saldırıyor bu hayvanlar. Sokak güvenliği yok. Bakın şimdi sokakta birlikte yaşıyoruz. Toplum birlikte yaşayan bir kurallar bütünü. Sizin özgürlüğünüzün başladığı yerde benimki biter. Birlikte yaşıyorsak kurallara birlikte uymamız gerekir. Evet, ben hayvanları çok seven birisiyim. Benim evimin bahçesinde kedimiz de köpeğimiz de var. Ama ben o hayvanı sorumluluğuma alıp doğru şekilde bakıyorum. Bir taraftan hayvanları barınaklarda tutmamızı istemiyorlar, sokaklara bırakıyorlar, ama hayvanlar sokakta aç. Benim oturduğum Emek semtinde yaş ortalaması yetmiş. Genelde emekli insanların yaşadığı bir yer. Yaşlı teyze köpekten korkabilir. Bu onun kendi içgüdüsel bir durumu. Veya sevmiyor da olabilir. Bu da onun tercihi. Onun tercihine vatandaş olarak saygı duymam gerekiyor. Sabahın sekizinde almış eline poşeti bakkala gidecek. Birden karşısına bir sürü köpek çıktığını düşünün. Nereye kaçacak, ne yapacak? Kaç çocuğumuz parçalandı? Geçenlerde Pitbull Ankara’da ne hale getirdi çocuğu. Göz göre göre “ben böyle düşünüyorum, böyle olmalı” deyip toplumu bir karmaşanın içine sürükleyemeyiz. Herkesin yaşam hakkı var, sokak güvenliği var. Bu güvenliği sağlamak zorundayız. Bu güvenliği belediye başkanlarına verdik. Bize genelge çıkartın dediler. Çıkarttık genelgeyi. O zaman niye uygulamıyorsunuz? Niye bu genelge uygulanmıyor? Yani illa ki kendi başınıza geldiğinde mi soruna odaklanacaksınız? Vatandaşın çocuğunu önemsemiyor musunuz? Burada bir çocuğun hayatı söz konusu, bir insanın hayatı söz konusu. Her canlının hayatı önemli. Ama her canlı kendi alanında kalmalı. Eğer köpeği seviyorsan ona bakım yükümlülüğünü üstleneceksin, korumana alacaksın, her türlü güvenliğini de sağlayacaksın. Sahiplenilmeyenler barınağa gidecek, barınakta yaşayacaklar. Belediye bu dengeyi sağlayacak olan kamu kurumu. Vatandaşa soracaksın “Kardeşim sen sahiplenmek istiyor musun? Sahiplenmenin koşulları şunlar. Al sahipleniyorsan sahiplen, sahiplenmiyorsan ben bunu barınağa götüreceğim” diyeceksin. Başıboş hayvanlar sokakta dolaşabilir mi? Üç yaşında çocuk, yedi yaşında çocuk, on yaşında çocuk. Daha kaç çocuğun hayatına kastedeceğiz? Komisyonda çocuğu köpek saldırısında ağır yaralanan bir babanın çocuğunun yaşadığı şeyleri anlatırken feryadını dinledim. Dizlerim titredi benim ya. O köpek o çocuğa saldırırken, o çocuğun yaşadığı travma nasıl geçecek? Kaç kez ameliyat olduğunu anlattı çocuk. Hayata tutunabilmesi için daha pek çok ameliyat geçirmesi gerekiyor. Köpekleri sokaklarda başıboş bırakan belediyeler insanlara karşı suç işliyorlar. Bunun bilinmesi lazım.
CHP’Lİ BAŞKANLARIN HEPSİ CUMHURBAŞKANI ADAY ADAYI
Ankaralıların muzdarip olduğu pek çok sorun size de geliyordur. Bu sorunlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
ABB Başkanı sürekli yolsuzluktan bahsediyor. Ankara’ya fuar alanı yapılıyordu. Yüzde 72’si de bitmişti. Sırf kendi istediği araziye o fuar alanı yapılmadı diye projeyi iptal ettirdi. Milyarlarca liralık kamu zararına yol açtı. Görev geldiğinden itibaren ANKAPARK’ı çürümeye terk etti. Peki sormak lazım; Madem ki ANKAPARK’ı çürümeye terk ettin, nasıl olur da ANKAPARK’a 750 milyonluk bakım ihalesi yaptırırsın? Bu akıl tutulmasıdır. Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz. Yaparsın, koyarsın, insanlar da sizi takdir eder. Vatandaşla güveni öyle sağlarsınız. Gönül köprünüzü öyle kurarsınız. Siz hiçbir hizmet yapmıyorsunuz ki. Bir belediye başkanı seçildiği an itibariyle ilk önce yapması gereken, şehrin fotoğrafını çekip ihtiyaç kalemlerini belirleyip hizmete başlamak. Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediye başkanları veya işte onların kurmuş olduğu ittifakın altındaki belediye başkanlarının ilk işi milletvekili gibi siyaset ve propaganda yapmak. “Seçimde biz birinci parti olduk” deyip duruyorlar. Hayır birinci parti falan olmadılar. Genel seçim çok ayrı bir şey, yerel seçim bambaşka bir şey. Yerel seçimde insanlar belediye başkanlarını kişi üzerine odaklanarak seçerler. Hadi böyle bir gafletle vatandaşımız imtihan oldu. Siz de karnenizi iyi tutun o zaman. Enteresan bir şekilde hiç çalışmadılar. Allah’tan bunlar iktidar falan değiller. Bütün ülkeyi aynen belediyelerde yaptıkları gibi geri götürürler. İstanbul Havaalanı’nda ben mütemadiyen her ay kullanıyorum. Çünkü uluslararası görevim var, gidip geliyorum. Hem hava yollarımız dünyada birinci hem havaalanımız dünyada birinci. İşte biz orayı yaparken de kızıl kıyamet koparmışlardı. Zaman zaman İstanbul’a toplantılara gidiyoruz. Kuzey Marmara’yı kullanıyorum. Vallahi her gittiğimde orada emeği geçen işçisinden, mühendisinden, bakanından tüm bürokratlarına dua ederek gidiyorum. Ben Erzurum milletvekiliyim. Rize’ye sıklıkla gidiyorum. İspirliyim aynı zamanda, Ovit’i kullanıyorum. Oradaki tünelleri kullanıyorum. Vallahi billahi çok defa o tünellerin önünde durup dua etmişimdir Sayın Cumhurbaşkanımıza. “Allah sizi başımızdan eksik etmesin” diye. Ben küçükken tandıra düştüğümde on saatte hastaneye ulaştıramadılar. Bu yüzden ellerimi kaybettim. Tandıra düştüğüm tarihte yol yok, hastane yok, hiçbir şey yok. Biz bugün hava ambulansıyla hasta transfer ediyoruz. Yani geldiğimiz noktayı Allah rızası için yadsımamamız gerekiyor gerçekten. Biz bunlarla oturup uğraşsak, geriye dönüp baksak sürekli düşeriz. Bizim işimiz çok. Belediye başkanları konuşuyormuş. Hepsi junior cumhurbaşkanı aday adayı. Bu millet kime güveneceğine, kiminle gönül köprüsünü kuracağına çoktan kararını vermiş bir millet. Biz gerçekten çok değerli -bir lidere sahibiz. Merhamet, vicdan sahibi, her şeyden önce milli bir lider. Bu adam milli bir adam. Yani vatandaş kimin milli olduğunu çok iyi biliyor. Bizim amacımızın ne olduğunu biliyor. Niçin bu kadar senedir bütçeyi biz yapıyoruz? Çünkü vatandaş bize güveniyor, biliyor. Biz yaparsak vatandaşın hayatını kolaylaştırmak için yapıyoruz. Bizim iki günlük siyasi beklentimiz, üç günlük siyasi beklentimiz yok. Biz milli bir liderin arkasında, onun neferleri olarak sonuna kadar dimdik ayakta duracağız. Elhamdülillah, ben gençlik teşkilatımıza, kadın kolları teşkilatımıza, ana kademe teşkilatımıza, gruptaki milletvekili arkadaşlarımıza sonsuz güvenim var. Ve bakanlara her daim de teşekkür ediyorum yaptıkları hizmetlerden dolayı. Ben kendi elimde bile on bir tane proje yönetiyorum ve inanılmaz mutluyum. Bugünde hangi bakanın kapısını çalmışsam, hangi bürokratın kapısını çalmışsam millet için, vatandaş için, hiçbir zaman hayır cümlesini duymadım. Bu çok değerli benim için.
MİLLETİMİZLE BİRLİKTE DEPREM BÖLGESİNİ BU GÜNLERE GETİRDİK
Deprem bölgesinde 350 bini aşkın konut tamamlanarak hak sahiplerine teslim edildi. Bölge halkı da bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven duyuyor değil mi?
Evet, üç hafta önce engelli komisyonuyla birlikte Kahramanmaraş’a gittik. Ben deprem öncesinde de Kahramanmaraş’ı görmüştüm, depremde de görmüştüm. Aile Bakan Yardımcısıydım ve depremden sonra da görmek nasip oldu çok defa. Her gittiğimde gözüme inanamıyorum. Bir şehir bu kadar kısa süre içerisinde nasıl yeniden inşa edilir? Depremde bakan yardımcılarıyla birlikte, kriz yönetimi çatısı altında orada kalarak çalışma yaptık. Hiçbirimizin başını sokacak bir çadır bile bulması çok zordu ilk anlarda. Çünkü binlerce insan sokakta. Üst baş alamadan dışarı çıkmış. Mağdur. Ne camisi var, ne okulu var, ne su var, ne lavabosu var. Altyapısı yok, üstyapısı yok. Korkunç bir şeydi. Elhamdülillah. Milletimizle birlik olarak bugünlere getirdik. Şimdi Kahramanmaraş’a gittiğimde gurur duyuyorum, iftihar ediyorum. Cumhurbaşkanımız zaten o yüzden seviliyor. El emin, sözünün adamı olarak. İlk andan itibaren bütün bakanlara talimat vermiş, “oradan ne istek gelirse yapacaksınız” diye. Böyle bir liderin arkasında millet bunun için duruyor. Güvenlidiği için duruyor. İnsan gönül köprüsünü güvenle kuruyor. O yüzden biz güçlüyüz. Birilerinin bağırması, birilerinin provoke etmesi, birilerinin birtakım şeyleri egzejere etmesi bizi ne yolumuzdan döndürür, ne inandığımızdan vazgeçir. Biz inanmış insanlarız.
Koca mecliste engelli vekili olan tek partiyiz
Engelliler için yapılanları da en yakın tanığı olarak anlatır mısınız?
Bu ülkede biz engelliler AK Parti öncesinde son derece kötü durumdaydık. Ben bir engelli olarak, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan sayesinde bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında milletvekili olarak görev yapıyorum. Dün de Aile Bakanlığı çatısı altında bakan yardımcılığı yaptım. Bu büyük bir fırsat eşitliği. Koca mecliste engelli vekili olan tek partiyiz. Eğer milletin gönlünde yer kazanmak istiyorsan millet için çalışacaksın. Bir hırsızın peşinde tef çalan olursan hayatın boyunca bu millet sana güvenip de kendi ülkesinin mührünü teslim etmez.