• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

ABD tehdidi IŞİD tehdidinden büyüktür

30 Temmuz 2015
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

Normalde IŞİD fitnesini gerek Irak’ta ve gerekse Suriye’de direnişi yıpratmak amacıyla değerlendiren, ondan istifade edebilmek için arka kapıdan silahlandıran ABD bugün de ondan kaynaklanan tehdidi stratejik hesapları için değerlendirmek istiyor. Fakat unutmamak gerekir ki ABD tehdidi IŞİD tehdidinden çok daha büyüktür. Her şeyden önce bugün Afganistan’ın, Irak’ın ve Somali’nin içine düştüğü durum ABD tehdidinin gerçekte çok daha büyük ve çok daha korkunç olduğunu bize söylüyor.

Özel anlamda da ABD’nin operasyonlarda başvurduğu saldırı yöntemlerinin Afganistan, Pakistan ve Yemen’de ne kadar sivil, savunmasız insanın hayatına mal olduğunu göz önünde bulundurursak asıl büyük tehdidin burada olduğunu anlayabiliriz. ABD’nin insansız hava araçlarıyla bu ülkelerde binlerce sivil insan saldırıların hedefi oldu. Saldırılarda düğün konvoyları bile hedef alınarak yüzlerce insan vahşice katledildi. Sonra da bu saldırıların ve katliamların yanlışlıkla yapıldığı iddiasının arkasına sığındılar.

Oysa savaşla hiçbir ilgileri olmayan insanların hedef alındığı bu kadar çok saldırı gerçekleştirilmesini “yanlışlık” iddiasıyla temize çıkarmak mümkün değildir. Eğer o araçlarla bu kadar çok yanlışlık yapılıyorsa o araçların kullanılması suçtur ve onları kullananları cezalandırmak gerekir. O kadar çok yanlışlık yapılması mantık dışıysa saldırılar kasıtlıdır ve savaşla ilgileri olmayan insanlar kasten öldürülmektedir. Bu da ihtimal dışı değildir. Çünkü Afganistan ve Irak’ta büyük katliamlar yapanların anlayışlarının; “Filistinli anneleri öldürün ki terörist doğurmasınlar” diyen yahut “Filistinlilerin çocuklarını öldürün çünkü büyüyünce onlar da terörist olacaklar” diyen siyonistin zihniyetinden farklı olmadığını sergiledikleri tavır ortaya koyuyor.

Dolayısıyla Suriye ve Irak’ta IŞİD bahanesiyle gerçekleştirilen saldırılar bu örgütün elemanlarından önce savunmasız sivil insanlar için tehdit oluşturuyor.

Bugünkü PKK komplosu da ABD tehdidinin bir parçasıdır. ABD’nin resmî ağızdan onu terör örgütü olarak gördüğünü ve Türkiye’nin bu örgüte karşı savaşını da haklı bulduğunu söylemesi kimseyi yanıltmamalı. Aynı ABD’nin bu örgütün Suriye’deki uzantısı ve aynı merkezden yönetilen PYD’ye, IŞİD’e karşı savaştığı gerekçesiyle destek verdiğini unutmayalım. Gerçekte bu destek PYD’nin meşrulaştırılmasını ve güçlenmesini, belli bir bölgede siyasi hâkimiyet kurması için altyapı oluşturmasını sağlamayı amaçlıyor.

Oysa bu örgütün terör ve tehdit yönünden bağlı olduğu örgütten yani PKK’dan farkı yoktur. Zaten siyasi çizgisini ve stratejisini de bağlı olduğu örgüt belirliyor. Gerilla savaşında da Suriye içindeki militanlar değil Türkiye’den gönderilenler birinci derecede rol oynadı. Geçmişte de Türkiye’de savaşan militanlardan öldürülenler arasında Suriye’den gönderilenlerin bulunduğu tespit edilmişti. 

Dolayısıyla ABD’nin iki yüzlü politikası ve IŞİD’e savaş bahanesini kullanması kimseyi yanıltmamalı. IŞİD küresel emperyalizmin bölgeyle ilgili kirli siyasetini uygulamaya geçirmesi için kullanılan bir araç ve gerekçe olarak öne çıkarılmıştır. Bundan önceki yazımızda da ifade ettiğimiz üzere küresel emperyalizmin oluşturduğu koalisyon da gerçekte IŞİD’e karşı değil, bölgenin haritasını yeniden çizmek için belirlenen siyasetin önünü açmak amacıyla savaşıyor. 

Son dönemde Türkiye’nin yeniden karıştırılması için ABD tarafından desteklenen PYD’nin bağlı olduğu örgütün yeniden silaha sarılmasının da bu siyasetten bağımsız teşebbüs olduğunu sanmıyoruz. Yani küresel emperyalizm ve onun başını çeken ABD gerçekte Suriye’de nasıl bir siyaset izliyorsa Türkiye’de de aynı siyaseti izliyor. Bu siyasette kullandığı örgütün Suriye kanadına açıktan destek verirken onun bağlı olduğu ana örgütün üzerine kalın çizgi çekeceğini düşünmek fazla iyimserlik olur. Bu örgüt hakkında yaptığı açıklamalar diplomatik taktik ve oyundan başka bir şey değildir. 

Dolayısıyla bölgeyle ilgili karanlık oyunlar oynayan ABD’nin havalandıracağı uçakların IŞİD’e ait askerî hedefleri vuracağı zannıyla İncirlik üssünün ona kullandırılması büyük hata olur. Çünkü bu uçaklar gerçekte IŞİD’e karşı değil Türkiye açısından çok tehlikeli planların önünün açılması için saldırılar düzenleyecektir. 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23