7 Türk şirketi ABD’de kara listede! Suçu İHA projelerine destek
ABD Hazine Bakanlığı, İran’ın balistik füze ve İHA programlarını hedef aldığını öne sürerek, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu sekiz ülkeden 32 kişi ve kuruluşa yaptırım kararı aldı. Ancak açıklamada öne sürülen gerekçeler, Washington’un klasik “İran bahanesiyle Türkiye’yi köşeye sıkıştırma” politikasını bir kez daha gözler önüne serdi.
7 Türk şirketi hedefte
ABD Hazine Bakanlığı’nın yayımladığı listede Türkiye’den 7 şirket ve kişi yer aldı. Listede adı geçen firmalar arasında Arkedya Gıda, Intro Oto Yedek Parça, Own Uçar Gıda, Royal Yapı İnşaat, Loris Turizm, Özkam Nakliyat ve Artaş Gümrükleme bulunuyor.
Bakanlık açıklamasında bu şirketlerin, Hong Kong merkezli Qian Xi Long ve Hin Yun adlı firmalardan “yüz binlerce dolarlık ödeme aldığı” iddia edildi.
Kızıldeniz bahanesiyle baskı
Washington yönetimi, yaptırımlara gerekçe olarak İran’ın Shahed tipi İHA üretiminde kullanılan parça tedarik zincirini gösterdi. ABD Hazine Bakanlığı, bu ağların “Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik ciddi tehdit oluşturduğunu” ileri sürdü.
Ancak bu açıklama, İran’ın savunma kapasitesine dolaylı destek bahanesiyle Türkiye üzerindeki ekonomik baskının yeni bir halkası olarak değerlendiriliyor.
İran bahanesi, hedef Türkiye!
Son dönemde savunma sanayinde bağımsız adımlar atan Türkiye, Washington’un rahatsızlığını artırıyor. ABD’nin bu yaptırımı da, “İran’ı bahane edip Türk şirketlerini hedef alma” girişimi olarak yorumlandı.
Analistler, söz konusu şirketlerin gıda, inşaat ve lojistik alanında faaliyet göstermesine dikkat çekerek, “Füze parçasıyla ilgisi olmayan bu firmaların yaptırım listesine alınması, ABD’nin amacının teknik değil, politik olduğunu gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Washington’un çifte standardı
Bir yandan İsrail’e milyarlarca dolarlık mühimmat ve savaş desteği sağlayan ABD’nin, diğer yandan Türkiye gibi NATO müttefikine yaptırım uygulaması, açık bir çifte standardı ortaya koyuyor.
ABD’nin “küresel güvenlik” bahanesiyle yürüttüğü bu politikaların, aslında ekonomik baskı ve bölgesel dizayn amacı taşıdığı artık gizlenemiyor.

