Fransa saldırıları... Teröristin “iyisi” olmaz!..
Başta PKK olmak üzere pekçok terör örgütünü himaye eden Fransa’ya geçmiş olsun.
Paris’i kana boyayan çok merkezli, müthiş organize terör hadisesinin haberi düştüğü an, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in bir sohbette bendenize söyledikleri geldi aklıma...
“DEAŞ doktorasını Ebu Gureyb’de yaptı!” demişti Sayın Başkan...
Ve şöyle devam etmişti:
“Geçen bir batılı heyet geldi. Ben bir açıklama yapmıştım: ‘DEAŞ benzeri hareketlerin ortaya çıkışı cehalettir’ demiştim. Çok hoşlarına gitmiş. İçlerinden biri dedi ki, ‘Bunlar hep cehaletten mi kaynaklanıyor!’ Dedim ki, ‘Bunların hepsi tahsillidir, doktoralıdır. Doktoralarını Ebu Gureyb’de yaptılar, hocaları da sizden! Adam kesenlerin hepsi Oxford İngilizcesi ile konuşuyor! Guantanamo’da zaten post doktora yaptılar!..”
•
Durum böyle; Batı, bir gün kendisini yiyecek “terör canavarını” üretti, besledi, büyüttü, azdırdı.
Bakın yepyeni, taptaze bir hadise:
Fransız Ulusal Meclisi, Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı bir teröristi davet etti.
O terörist davetli gittiği Meclis’te konferans verdi!..
“Onbinlerce Anadolu evlâdını katleden bir terör örgütünün önde gelen teröristini davet edip konferans verdirten” Fransa, şimdi terörün hedefi, sokakları kan gölü!..
Teröristleri “Başkanlık Sarayı”nda ağırlayan Fransa perişan!..
Türkiye’nin baş belâlarını “terör örgütü” olarak kabul etmeyen Fransa büyük yasta!..
Geçmiş olsun.
Sadece Fransa ile mi sınırlı, bütün “Batı” diken üstünde, Paris saldırılarının hangi büyük batı metropolünün hangi kalabalık mekânlarında devam edeceğini kim bilebilir?..
Malûmunuz;
Türkiye, Suriye’deki “katil rejimin bir an evvel yıkılmaması” halinde neler yaşanacağına dair uyarıları her vesileyle gündeme getirdi.
Suriye’deki “Esed katliamları”nın ülkedeki “terörist grupları” palazlandıracağını her ortamda vurguladı ve oradaki yangının bütün dünyayı yakacağını ısrarla ifade etti.
Bölgeye sırf “maddi çıkarlar” zaviyesinden bakan “Batı” ise Suriye’deki istikrarsızlığın devamından yana tavır aldı.
TERÖR KARTI!
Suriye’deki istikrarsızlık, başta Türkiye olmak üzere “Batı düzenini tehdit eden” güçlerin büyümesini engelliyordu.
Başta Türkiye olmak üzere “büyüme istidadı” gösteren güçleri frenlemek için “terör kartını” kullanmak gerekiyordu, yıllar yılı bunu yaptılar.
Ne oldu peki?..
Anadolu insanı, oyunu gördü, 1 Kasım’da gereğini yaparak, “Batı tezgâhına” restini çekti.
PKK, DEAŞ, DHKP-C, vesaire, terör örgütleri arasında ayrım yapmadığını gösterdi; Ak Parti’ye “operasyonlara tam yetkiyle devam” dedi!..
Türkiyemiz siyasi istikrarı yeniden yakaladı.
Batı’nın birçok ülkesiyse “koalisyonlarla” yönetilmekte bugün.
Avrupa’nın devi Almanya, siyasi istikrarsızlıktan dolayı en cılız adımları atmakta bile güçlük çekiyor.
Nüfus hızla yaşlanıyor, sosyal dengeler alt gençliğinin terör örgütlerine yönelişlerine bir türlü engel olunamıyor.
Bölgemizi iyice istikrarsızlaştırmak için kimi terör örgütlerini üreten, kucak açan, besleyip büyüten batı, bugünlerde batağa saplanmış durumda.
Türkiye’deki G-20 Zirvesi’nin hemen öncesinde gerçekleştirilen “Paris saldırıları”, panik halindeki Batı’yı daha sorumlu davranmaya zorlayacaktır.
Bu saldırıların arkasında “Suriye’nin Kuzeyi’nde güvenli bölge oluşturulması”nı engellemek isteyen “devletler” olabilir.
DEAŞ’ı kullanarak, “Esed giderse yerine bu kafa kesiciler gelir” algısını pekiştirmek istiyor olabilirler.
Bu kirli saldırılar üzerinden PKK-PYD’ye meşruiyet kazandırmak istiyor da olabilirler.
Kim ne yapmak isterse istesin, Batı Suriye’nin “istikrara kavuşmaması” halinde başının ağrımaya devam edeceğini görmüştür.
Batı kamuoyu, Türkiye’nin başından beri dile getirdiği çözüm tekliflerinin ne kadar yerinde olduğunu fark etmeye başlamıştır.
“Mülteci” yükünden Türkiye’nin sırtında bırakmakla kurtulabileceğini zanneden Batı, “mülteciler” sınırlarına dayandığında ayağımıza gelip “işbirliği” talep etti malûm...
Bu kez de böyle olacaktır, Batı gittikçe güçlenen Türkiye’nin çözüm tekliflerine “evet” demek mecburiyetinde kalacak ve Esed’i devre dışında bırakma çabasındaki Türkiye’ye destek verecektir.
Sokaklarını işgal eden korku, batının aklını başına getirecektir!
DİREN PARİS!
Ankara Garı’ndaki patlamanın “satılmışlar korusu” hep birlikte Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a ve diğer devlet yetkililerimize saldırmıştı.
İftiranın biri bin paraydı.
İstifa çağrıları da ardı ardına geliyordu!..
Şimdi, “Diren Paris” diyecekler mi acaba, saldırıları “Elysee Gladyosu”nun tezgâhladığını söyleyecekler mi?..
“İçimizdeki Fransızları” izleyin ve görün!..