• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

Beşiktaş, Yunanistan ve Fuat Balkan

01 Haziran 2016
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

Batı Trakya’da, Gümülcine’de, Sedat Mollaisa ve arkadaşlarının kurduğu, Batı Trakya Beşiktaş Spor ve Kültür Derneği var. 

Bir taraftar derneğinin logosunda, kulübün armasının olmasından daha doğal bir şey olamaz. Hele de bu dernek bir AB ülkesindeyse...

Gelin görün ki konu Yunanistan olduğunda, Türk ifadesi ve ay yıldız bulunan her şeye gösterilen tepki, Beşiktaş taraftar derneğinden de esirgenmiyor. Dernek logosunda, ay yıldızlı kulüp arması yerine, kartal ve Batı Trakya haritası var.  

Aslında mesele sadece ay yıldızdan ibaret değil. Beşiktaş’a yönelik olumsuz tutumunun perde arkasında, Fuat Balkan ve onun icraatları da var.  

Fuat Balkan, Beşiktaş Spor Kulübü’nün gerçek anlamda kurucusudur. Kulübün sicil defterindeki bir numaralı üyedir. Beşiktaş’ta üç dönem başkanlık yapmıştır.

Gelelim, Fuat Balkan’ın icraatlarına...

Fuat Balkan, 31 Mart 1909’daki siyasi olaylardan sonra Hareket Ordusu’yla, Edirne’den İstanbul’a gelir. İyi bir eskrim hocası olan Fuat Bey, Bereket Jimnastik Kulübü ile ilgilenir. Çevresine gençler toparlayarak, Ihlamur’daki evini kulüp merkezi haline getirir. Ardından kulübün adını Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü olarak değiştirir. Kısa sürede jimnastik, güreş, boks, eskrim ve atletizmin ön planda olduğu güçlü bir spor kulübü meydana gelir. 

Balkanlar’ın elimizden çıkmasının ardından, bir yas alameti olarak, kırmızı beyaz olan kulübün renkleri siyah beyaza dönüştürülür. Balkanlar, yeniden Osmanlı toprağı oluncaya kadar eski renklere dönülmeyeceğine dair yeminler edilir.

Fuat Balkan, aynı zamanda, ‘ilk Türk komitacısı’ olarak biliniyor. Görevi ise şudur: Düşman işgali altındaki topraklarda karışıklık çıkarmak, müfrezeler kurarak düşman kuvvetlerini üzerine çekip, oyalamak.

Fuat Balkan’la birlikte üç Beşiktaş sporcusu da Yunanlılara karşı savaşmak üzere gönüllü olur. Arma Yayınları’ndan çıkan Fuat Balkan’ın Hatıraları kitabında, şöyle yazıyor: “Onlara, memleketin bilhassa bu buhranlı zamanında asıl sporculuğun, düşman topraklarında yapılacak mücadele ile olacağını anlattım.” (Sayfa 58)

Ünlü komitacımız önce Makedonya’ya, ardından Batı Trakya’ya geçer. 1908-1923 yılları arasında, Balkan Harbi’nde ve Birinci Dünya Savaşı’nda en önemli, en gizli görevlerde bulunur. 

Kurtuluş Savaşı esnasında da İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak’ın emriyle, harekete geçer. Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ın kendisine yönelik gizli emri şu şekildedir: “...Fuat Bey, Batı Trakya ve Makedonya havalisinde fiili harekât ve ayaklanmayı bağımsız olarak idare edecek ve mesaisini düzenleme ve uygulama konusunda tamamen serbest bırakılacaktır...” 

Fuat Bey, emri hakkıyla yerine getirir. Batı Trakya’ya sızar, seferberlik ilan edip, Türklerden müfrezeler oluşturur. Anadolu’ya geçmeye hazırlanan Yunan kuvvetlerini, karışıklık çıkararak, Yunanistan’da alıkoyar. Yunan askeri hedeflerine ve konvoylarına saldırır, köprüleri ve demiryollarını tahrip eder. 

Yunanlıların başına olmadık işler açan Fuat Balkan, hatıratında kendi kendine şöyle seslenir: “Fuat, diyordum; melun Yunanlıların değil kıtalarını, bir tek neferini dahi Anadolu yolundan geri çevirmekle, oradaki kardeşlerine yapacağın hizmeti düşünüp, vazifenin ne kadar önemli olduğunu anlayarak çalış...” (Sayfa 112).

Vazifesini o kadar iyi yapmıştır ki, Yunan hükümeti binlerce askerini, Anadolu yerine Batı Trakya’ya kaydırmak zorunda kalmıştır.  

İşte, Fuat Balkan’ın bir günlük icraatı: “21 Kasım 1922 gecesi hareketle, şafakla beraber Şahin-Mahkova-Çalaperdi köyleri sarılarak, üçüncü Yunan Tümeninin Altıncı Alayı bölgesi basıldı. Şahin köyünde yüzden fazla nefer öldürülerek, askeri barakalar yakıldı. Mahkova-Ilıca köylerinde subaylarıyla birlikte altı nefer haklanarak, iyice sarılan Alayın Birinci Bölüğünün bulunduğu Çalaperdi köyünde de bölük efradı, kamilen imha edildi. Çalaperdi köyü gayet iyi sarıldığından, bölükten kimse kurtulamadı. Yunan bölüğünün iki Hoçkis makineli tüfeği ve bomba tüfeği ile cephane, silah, telefon dahil 16 mekkaresiyle, yükleyebildiğimiz askeri malzemesi iğtinam (talan) edildi.”

Fuat Balkan’ın bir başka önemli icraatı da, Anadolu’dan getirilip, Batı Trakya’daki Türk köylerine yerleştirilmek istenen Rumları engellemek oldu. Böylelikle Batı Trakya’nın, olabildiğince, Türk ve Müslüman kalmasını sağladı.

Yunan Hükümeti, arananlar listesinde birinci sırasına yerleştirdiği Fuat Balkan’ın başına ödül koydu. Fakat Batı Trakya Türklerinin kalbini ve güvenini kazandığından, hiç kimse ona ihanet etmedi.

Lozan Antlaşması’ndan sonra ortalık sakinleşince, Ankara Hükümeti kendisine bir takdirname gönderdi. Batı Trakya’ya yakın olsun ve Yunan Hükümeti rahatsız olsun diye Edirne mebusu yapıldı. 

Öyle zannediyorum ki, bütün bunları okuduktan sonra, Yunanlıların Beşiktaş hassasiyeti şimdi daha iyi anlaşılmıştır. 

Rahmetli Aliya İzetbegoviç şöyle söyler: “Hatırlama, ilerlemiş medeni halklar ile geri kalmış ilkel halkları birbirinden ayıran ölçüttür.” 

Ne diyelim, darısı hiçbir şey olmamış gibi davrananların başına. 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23