• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Gerçek şu: Siz Fetö’ye değil, bize düşmandınız

22 Ağustos 2017
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

FETÖ’ye bakış açımızın 17 Aralık darbe girişimi ile keskin bir şekilde değiştiği bir gerçek..

17 Aralık 2013’e kadar..

Öncesindeki MİT Müsteşarının gözaltına alınma girişiminde.. Dersane tartışmalarında..

Sertleşen gerginlikler olsa da..

Dönüm noktası 17 Aralık’tır..

Bunu açık yüreklilikle, net olarak söylüyoruz.

Ama Ulusalcılar..

Balyozcular.

Ergenekoncular..

Kemalistler öyle mi?

Bize çıkışıyorlar: “17 Aralık’tan önce de biz gerçeği gördük ve FETÖ aleyhine girişimlerde bulunduk. Ancak sizler bize destek vermediniz! FETÖ ile beraber hareket ettiniz. FETÖ’nün bu hale gelmesine siz sebebiyet verdiniz.”

Bu iddia, iki açıdan yanlış..

a) Hem onların 17 Aralık öncesindeki dönemde FETÖ karşıtı oldukları iddiası yanlış..

b) Hem de bizim, 17 Aralık öncesinde FETÖ ile paralel hareket ettiğimiz iddiası yanlış.

İki başlığı da ayrı ayrı inceleyelim..

Önce Balyozcuların, Ergenekoncuların FETÖ karşıtlığını tartışalım..

Bunlar, ne yapmışlar da FETÖ karşıtı olmuşlar?

Diyecekleri, “Eşi başörtülü olanları TSK’ya almıyorduk!”

A benim şapşal Balyozcularım..

Onlar zaten eşlerine başörtü taktırmıyorlardı ki..

Siz eşi başörtülü olanları TSK’ya almadığınızda, FETÖ’cüleri değil..

Bizim gibi dindarları tasfiye etmiş oluyordunuz..

İşe bakın..

Bizim gibi dindarları tasfiye ediyorlar.

Sonra bize dönüyorlar, “Siz bize FETÖ konusunda yardım etmediniz” diyorlar..

Ergenekoncular, FETÖ konusunda başka ne yapmışlar?

Kendileri açık açık dillendirmese de..

Yaptıkları şu: İmam hatip liselerinin orta kısmını kapattırma..

İmam hatip mezunlarının, üniversitede kazandığı fakülteye gidebilmesine engel olma..

Bu noktada da, Ergenekoncular FETÖ’cüleri değil, yine bizi hedef seçmiştiler..

Cümle alem biliyor ki, FETÖ’cüler zaten İmam Hatip liselerine sıcak bakmazlar..

Çocuklarını İmam Hatip’e değil, klasik liselere yollarlar..

Öyle ise..

İmam Hatip konusunda da, Ergenekoncular, kemalistler, “FETÖ’cülerle mücadele ettik” dediklerinde..

Aslında bizim gibi samimi dindarlarla mücadele etmişler..

Bir de utanmadan, şimdi diyorlar ki: “Biz mücadele ettiğimizde, siz destek vermediniz!”

Behey şaşkınlar.

Sizler bizi, üniversitelerden liselerden tasfiye ederken, ne yapmamızı bekliyordunuz? Size destek vermemizi mi? Katillerimize, alkış tutmamızı mı?

Aynı kemalistlerin, “FETÖ ile mücadele ettik” başlığı altında sunacakları bir icraat da, Kuran kurslarının kapatılması ile ilgili..

Burada da yanılıyor, laikçi kesim..   

FETÖ’nün, çocuklarını Kur’an kurslarına yollamadığı, kimi zaman evlerde, kimi zaman başka tabela altındaki kurumlarda istismar amacı ile Kur’an eğitimi verdiklerini, sağır sultan bile duymuştur..

Ama bizim koca koca generallerimiz duymamış olmalı ki, Kur’an kurslarına gidecek çocuklarımızın 15 yaşından büyük olması şartını, siyasilere dikte ettirdiler..

Şimdi de bu yaptıkları hainliği, “FETÖ ile mücadele” olarak bize yutturmaya çalışıyorlar..

 Ergenekoncuların, Balyozcuların, 17 Aralık öncesinde FETÖ’cüleri değil, dindarları baskı altına aldıklarını somut örnekleri ile anlattıktan sonra..

Gelelim, 17 Aralık öncesinde, bizim FETÖ’ye destek çıkıp çıkmadığımıza..

Muhataplarımız, dindarların genel olarak hedef alınmadığı, sadece FETÖ’cülerin hedef alındığı bir konuda, onlara verdiğimiz bir desteği somut olarak gösterebilirler mi?

Yok böyle bir örnek..

Genel anlamda dindarlar baskı altına alınmak istendiğinde..

Tabii ki karşı çıkarız.

Tabii ki o baskının yanlış olduğunu ifade ederiz..

Eğer Balyozcuların, Ergenekoncuların o baskılarında esas amaçları dindarlar değil de, FETÖ’cüler idiyse..

Bunu somut olarak açıklamalıydılar..

Kaldı ki, FETÖ’cülerin “Üniversiteye gidecek kızlar, başını açsın girsin” dediği bir ortamda..

Üniversitedeki yasakların, FETÖ’cüleri hedef aldığını, hangi akıl sahibi iddia edebilir ki?

Siz FETÖ’cülerle mücadele yerine, samimi dindar kızları hedef alıp, başörtü yasağını hayata geçirirseniz..

Nasıl şimdi kalkıp, “Biz FETÖ’cüleri engellemek istemiştik” diyebilirsiniz?

Şunun da altını çizmemiz lazım..

Her şeyi açık konuşmamız lazım..

2007’de kimin Cumhurbaşkanı seçmesi engellendi?

AK Parti’nin TBMM’deki milletvekillerinin..

Bu engellemede, FETÖ karşıtlığı mı yapılıyordu, yoksa AK Parti karşıtlığı mı?

Eğer o engelleme olmasaydı, Abdullah Gül, TBMM’deki Mayıs ayındaki oylamada cumhurbaşkanı seçilecekti..

Ama Balyozcular.. Ergenekoncular..

Hâlâ CHP’nin içinde yer alan Deniz Baykal’ı ile..

Tuncay Özkan’ı ile..

Diğer, sözde FETÖ karşıtları ile..

“Seçtirmeyiz” diyerek..

AK Partili milletvekillerine, Cumhurbaşkanı’nı seçtirtmediler..

Şimdi ise diyorlar ki: “Biz FETÖ’ye karşı çıktığımızda, samimi dindarlar bize destek vermediler..”

Afedersiniz, Abdullah Gül’ü seçtirmeyerek, siz FETÖ ile mi mücadele etmiş oluyordunuz?

Ki, biz size destek verelim..

2007’deki 367 kararında..

Emin Çölaşan-Tansel Çölaşan ikilisinin akrabası, o dönem Anayasa Mahkemesi başkanı olan Tülay Tuğcu’nun yaklaşımı ile..

2008’de.. AK Parti kapatma davasında..

Anayasa Mahkemesi’ndeki CHP kafalı üyelerin aracılığı ile..

AK Parti kapatılmak istendiğinde..

Esas amacınız, FETÖ ile mücadele etmek miydi?

AK Parti kapatma davasında da..

Sabih Kanadoğlu ile.. Anayasa Mahkemesi’ndeki TSK’dan gelen general üyeler ile...

Sizler FETÖ’yü değil, AK Parti’yi hedef seçmiştiniz..

AK Parti’yi ve AK Parti’nin şahsında, samimi dindarları hedef seçmiştiniz..

Tüm bu somut gerçeklere rağmen..

“17 Aralık 2013’teki polis operasyonları  milat olamaz. Çok önceden FETÖ ile mücadele başlamıştı ama, dindarlar bize destek vermedi” diyenlerin hepsine..

“Hoştunuz ordan” dersek..

Haksızlık mı etmiş oluruz? 

Yanlış bir ifade mi kullanmış oluruz? 

Gerçekleri örtmüş mü oluruz?

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23