"bana silahlar kaybolmasın, al bu silahları ofise götür’ dedi. Ofiste bulunan kadın çalışana bu silahları al, kaybolacak dedim. Teslim ettim’ diyor. Keçik tanık ama aslında müşteki olması lazım. Silahları kaçırıyorlar."..

Keçik ise ifadesinde, ‘Sinan Ateş yerde yüzüstü bilinci kapalı şekilde yatıyordu. Bozkurt ise olayın sıcaklığıyla gördüğüm kadarıyla omzundan yaralanmıştı, bana silahlar kaybolmasın, al bu silahları ofise götür’ dedi. Ofiste bulunan kadın çalışana bu silahları al, kaybolacak dedim. Teslim ettim’ diyor. Keçik tanık ama aslında müşteki olması lazım. Silahları kaçırıyorlar. Üçüncüsü ortada yok. ".... Ahmet Keçik denen şahıs : "Bu silahları al kaybolacak dedim" demekle " kaybolacak " diye şifreli emir vermektir ve bu önceden planlanmış kararlaştırılmış olabilir

Çok ilginç gerçekten...bu taktik de bir CHP klasiği...kılıçdaroğlu da SSK müdürlüğü sırasında SSK yı bastırdığında sanık değil tanık sandalyesinde ifade vermesi ...ve bu fikri de Türkiye'de ilk kez şu cümleyi cesaretle kullanan ve Kılıçdaroğlu'nu bu taktikle kurtaran...bu taktiğinden sonra CHP milletveki olan..."Hac emrini , farzını Araba para yedirmek" le ve turizm le eşleştirerek fitneyi çıkaran avukat Önder Sav' dır...bu CHP taktiğidir..."“Biz Sinan Ateş’in neyle öldürülmediğini biliyoruz” diyen Kaya’nın gündemi sarsacak açıklamaları şöyle: “Bakın olayda bir artı üç silah var. Birinci silah bir numaralı şüpheli sanık Eray Özyağcı’nın. İkinci silah Selman Bozkurt’a ait. O kim? Ateş’in koruması, aynı zamanda akrabası ve davanın müştekisi. Diğeri dosyada sıfatı olmayan Ahmet Keçik, en azından müşteki olması lazım. Fakat savcılık tarafından özenle gizleniyor. Tanık yapılıyor. "

CHP nasıl bir siyasi rant elde edecek bu işten? Keşke MHP ve AKP'de onlar kadar ilgilense bu dosya ile.

.ok profesyonelce işlendiği için her yönü ile planlı bir olay.