• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Zekeriya Say
Zekeriya Say
TÜM YAZILARI

Senin neyine inanalım İsmail?

18 Haziran 2020
A


Zekeriya Say İletişim: [email protected]

“Atatürkçü”lüğünü, Mustafa Kemal’in giydiği baklava dilimli kazağın aynısından giyerek ve o kazakla Amerikan sermayeli FOX TV’de program yaparak tüm Türkiye’ye ispat eden İsmail Küçükkaya, yıllar önce verdiği bir mülakatta kendisini “tough guy” yani “sert adam” olarak nitelendirmişti.

“Adam”lığını henüz göremesek de İsmail’in “sert”liği şu sıralar tüm Türkiye’nin dilinde…

 Meğer “Atatürkçü İsmail” 2016 yılında evlendiği ve geride bıraktığımız ocak ayında tartışmalı bir şekilde boşandığı “Atatürkçü eşi”ne, 4 yıllık evlilikleri boyunca defalarca kez şiddet uygulamış…

İsmail’in, evli olduğu halde başka kadınlarla yazışması ve 2 bin 400’den fazla “yatak” manzaralı resim alışverişi yaptığına yönelik iddialar da işin cabası…

Bir de Küçükkaya’nın, “Fener Rum Patrikhanesi”nin de avukatlığını yapan Kezban Hatemi gibi bir avukatla, eşini sindirdiğine yönelik iddialar var fakat “İstanbul Sözleşmesi” gibi kadını her halükarda haklı gören bir garabet yürürlükte iken, değil Kezban Hatemi’yi, “avukat ordusu” tutsa dahi, yine de eşi mahkemede İsmail’den istediğini alırdı…

Bu nedenle, yalnızca altınlarını alıp boşanan Küçükkaya’nın eski eşinin, 6 ay sonra bir magazin programına konuk olması ve İsmail ile ilgili dudak uçuklatan iddialar ortaya atması, doğrusunu söylemek gerekirse bana pek inandırıcı gelmedi…

Ancak!.. 

“Eski eş” Eda Demirci’nin, İsmail Küçükkaya’nın dilinden döküldüğünü iddia ettiği;

“Sana mı inanacaklar, bana mı?” sözü var ki…

İşte bu söz, bu yazının yazılmasına vesile olmuştur.

Evet!

Eğer İsmail, gerçekten böyle bir cümle sarf etmişse, baştan söyleyeyim; ben eski eş Eda Demirci’ye inanırım…

Tamam!..

Birileri İsmail Küçükkaya’nın her sözünü “inanılır” bulabilirler…

Hatta!

İsmi, 2007’de, Nokta dergisinde yayınlanan ‘’andıç’’ta, TSK’nın “güvenilir” bulduğu yazarlar arasında da geçtiği için diledikleri kadar İsmail’e güvenebilirler.

Fakat ben, ağzıyla kuş tutsa inanmam “İsmail”e

Çünkü “net” değildir.

Hani eski eşi “Sadakat ya siyahtır ya beyazdır, gri olmaz” diye bir paylaşım yaptığı için İsmail’in “çıldırdığını” iddia ediyor ya…

İsmail de tıpkı eşinin paylaşımında olduğu gibi medya dünyasında;

“İktidara yakın ama yandaş değil, muhalefete yakın ama candaş değil” şeklinde tarif edilir…

Bu yüzden onun gazeteciliği(!) “gri”dir..

Bakmayın benim “gazeteci” diyerek ona karşı bonkör davrandığıma…

Zira Ahmet Kekeç ağabey, dün açık açık söyledi, “İsmail gazeteci filan değildir” diye.

Ahmet Abi de haksız değil hani..

Biri, size, 

“Seçimden sonra Gül cumhurbaşkanlığına aday olmayacaktır” diyor, fakat Gül “cumhurbaşkanlığı”na aday oluyorsa..

Hakeza!

“Erdoğan ikinci turda ya Muharrem İnce’yle ya da Meral Akşener’le yarışacak” tahmininde bulunduğu halde, Erdoğan ilk turda işi bitiriyorsa, o sözleri söyleyene “gazeteci” der misiniz?

Tabii bir de;

“Eski Aile Bakanlarından, Fatma Betül Sayan Kaya’nın eşinde Bylock çıktığını ve bakan hanımın hemen boşanma davası açtığına” dair bir iftira haberi vardı ki, Allah’tan hapis cezası aldı da layığını buldu.

Sahi, siz her söylediği “yalan” çıkan birinin sözüne bir daha “inanır” mıydınız?

Bir de “güven” meselesi vardı, değil mi?

Malumunuz,

Muharrem İnce, seçimleri kaybettikten sonra İsmail Küçükkaya’ya, “adam kazandı” diye bir mesaj atmış, İsmail de canlı yayın sırasında okuyarak İnce’nin durumunu daha da zorlaştırmıştı.

Zavallı İnce de;

“Onun haber yapacağını tahmin etmedim” diyerek, Küçükkaya’ya “güvenmek”le hata ettiğini itiraf etmişti.

Aynı İsmail’in, 

Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’nun katıldığı ortak canlı yayını yönetmeden önce, İmamoğlu ile bir otel odasında 46 dakika süren bir görüşme yaptığı ortaya çıkmıştı.

Normalde İsmail’in bir daha ekran karşısına çıkmaması gerekirken, o hâlâ pişmiş kelle gibi FOX ekranlarından boy göstermeye…

Hatta!

Pandemi sırasında vatandaşlara, “Aman evden çıkmayın” diye uyarılar yaptıktan sonra, kendisi “boğaz”da yürüyüş yaparak, hiçbir zaman sözüne “inanılmaması” gerektiğini ısrarla ispat etmeye devam ediyor…

Dediğim gibi…

“İstanbul Sözleşmesi” oracıkta dururken, eski eş Eda Demirci’nin boşanma davasında mağdur olabileceğine pek ihtimal vermiyorum…

Bu yüzden de İsmail Küçükkaya’nın peşinen linç edilmesini doğru bulmuyorum..

Fakat!..

İş, İsmail Küçükkaya’nın sözlerine inanmaya kaldıysa, İsmail istediği kadar ekranlardan; “kadına el kaldıran şerefsizdir” desin…

Eda Demirci mutlaka bir şekilde mağdur edilmiştir, diye düşünüyorum! 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

İSHAK DİLMAÇ

KENDİ AĞZIYLA KENDİNİ TARİF ETMİŞ KÜÇÜKKAYA!

Açık oturum çöncesi

İmamoğlu ile görüşen İsmail’in hangi sözüne güvenilir. Ailesi ile ilgili gelen bilgiler de çok rahatsız edici. Abi Binali Bey sana güvenmiş. İnsan bu güvene saygı duyar. Futbol hakemi olsa ebediyen maç vermezler abi. Adalet en temel erdemdir. Kızarmaz yüzün olsa ne yazar abi. Hakeme kadıya mülk değişir abi. Birgül gelir hesabı sorulur. Maçtan önce hakem taraflarla görüşmez abi.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23