• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Zekeriya Say
Zekeriya Say
TÜM YAZILARI

CHP, Fizik ve Kaldırma Kuvveti!..

27 Mayıs 2018
A


Zekeriya Say İletişim: [email protected]

Muharrem İnce her fırsatta “Fizik öğretmeni” olduğunu vurguluyor. Miting alanlarında, canlı yayınlarda sürekli fizikten, kuantumdan bahsediyor. CHP’liler de ondan aşağı kalmıyor, fizik formülleri ile türetilmiş pankartlar açıyorlar.

Anlayacağınız bir “fizik muhabbeti”dir, aldı başını gidiyor.

*

“Ne var bunda canım, adam fizik öğretmeni” diyenleri duyar gibi olsam da, İnce’nin bu abartılı vurgusunun altında başka niyetler yattığını tahmin etmek güç değil…

Zira Muharrem İnce, CHP’ye, Kemal Kılıçdaroğlu gibi sonradan eklemlenmiş biri değil. O yüzden partisinin geçmişini çok iyi biliyor ve “fizik” vurgusunu da bu sebebten özellikle tercih ediyor.

 *

Dilerseniz şimdi geçmişe giderek, CHP’nin “fizik”le arasındaki o özel bağa göz atalım.

Bilindiği gibi;

Alman fizikçi Albert Einstein, 17 Eylül 1933’te dönemin başbakanı İsmet İnönü’ye bir mektup göndererek;

"Sadık hizmetkârınız olmaktan şeref duyarım" demiş ve 40 bilim adamı ile birlikte Türkiye’den iş talebinde bulunmuştu.

İnönü;

"Bugünkü şeraite (şartlara) göre kabule imkân yoktur" diyerek tam Einstein’ın talebinireddediyormuş ki, son anda Atatürk devreye girmiş ve Alman hocalar Türkiye’ye davet edilmişler.

Mustafa Kemal’in bu çalımı İsmet İnönü’ye nasıl dokunduysa artık, İnönü;

Cumhurbaşkanı olduktan sonra Çankaya Köşkü’nde kendisi için bir “fizik” laboratuvarı kurdurmuş ve dönemin fizik hocalarından olan Hayri Dener’den fizik dersleri almış. Millet yoklukla mücadele ederken, CHP’nin “Milli Şef”i köşkte “hobi” olarak deneyler yapıp, problemler çözmüş.

İsmet İnönü, bununla da yetinmemiş olmalı ki;

“Felsefeci olayım" diye yalvaran oğlu Erdal İnönü için de, hem annesinde yakın olsun hem de “fizik” okusun diye Ankara Üniversitesi’ne “Fen Fakültesi” açtırmış.

*

Oğul İnönü de babasının emeklerini zayi etmeyerek ünlü bir “Fizik profesörü” olmuş.

Öyle ki;

“Nobel”den sonra en büyük fizik ödülü olan “Wigner Madalyası”nı alan iki Türk’ten biriymiş.

*

İsmet İnönü “fizik sevgisi”ni o kadar abartmış ki, 1947 yılının sonlarında oğlu Erdal’a yazdığı mektupta;

“Hatırımda iken sorayım; benim fizik laboratuarımdaki fizik aletleri sana ileride lazım olur mu? Faydalı olursa kendime mal edeyim” diyerek, devlet kesesinden alınan aletleri zimmetine geçirmeyi dahi düşünmüş.

*

Öte yandan, Erdal İnönü de tıpkı; Cumhurbaşkanı iken Çankaya Köşkü’nde fizikle oyalanan babası gibi, siyasete girdikten sonra, kâh mecliste yaşanan hararetli tartışmalar sırasında…

Kâh seçim gezilerinde, etrafta olan bitene aldırmadan bol bol “fizik problemleri” çözmüş.

*

Bir keresinde;

“Şanlıurfa'ya düzenlenen bir seçim gezisinde, Erdal İnönü'yü vatandaşlar omuzlarına almak istemişler..

Omuzlara alınmaktan, el öptürmekten hoşlanmayan İnönü, üstündeki gıcır gıcır takım elbiseye aldırmadan ani bir hareketle kendini yere atmış, el ve ayaklarını yana açarak, toz-toprak içinde bedeniyle 'X' işareti çizmiş. Vatandaşlar, onu yerden kaldırmak için ne kadar uğraşsalar da bir türlü muvaffak olamamışlar.

Yere yüzüstü “çarpı” işareti şeklinde kapaklanan Erdal İnönü, bu durumu;

"Yere yatıp kollarımı açtım. Böyle birini yerden kaldırmak fiziki olarak çok zordur" diyerek açıklamış, ayrıca “fizik” bilgisini normal hayatta pratiğe de döktüğünü de ispatlamıştır:)))

*

1983'te SODEP'in kurucu genel başkanı olarak siyasete atılan…

SODEP ile Halkçı Parti'nin birleşmesi ile kurulan SHP'nin genel başkanı seçilen…

1995’te ise, partisinin CHP'yle birleştiği kurultayda CHP'nin "Onursal Genel Başkanı" seçilen Erdal İnönü, siyasi yaşamında babası İsmet İnönü kadar başarılı olamasa da…

Babasının, darbeci askerlerin kışladan çıkışı ile ilgili yaptığı benzetme olan; “Diş macunu bir defa tüpten çıktı mı, bir daha girmez” tezini bir fizikçi(!) olarak, ciddi ciddi test etmiş;

“Ben denedim, giriyor. Tüpler değişmiş” diyerek, bu tezi çürütme başarısını göstermiş ve “Evrensel Fizik Literatürüne” özgün bir katkı sunabilmiştir. :))

*

Tabii,

“CHP” ve “fizik” denildiğinde akla gelen bir isim daha var ki, o da;

“Tek parti iktidarı”nın son başbakanı olan Şemsettin Günaltay’dır…

Adamcağız, nasıl bezdiyse artık, Lozan Üniversitesi’nde eğitimini aldığı “fizik”i bırakıp tarih profesörü olmuştur.

*

Evet!..

CHP’de “fizik” eğitimi alan idareciler bu birkaç isimle sınırlı olsa da…

“Fizik Kanunları” çok kez kullanılmıştır.

Özellikle de “kaldırma kuvveti!”

Saltanat kaldırılırken.

Hilafet ilga edilirken…

Arap harfleri değiştirilirken…

Tekke ve Zaviyeler kapatılırken…

Miladi Takvime geçilirken…

Şapka dayatılırken…

Camiler ahıra çevrilirken…

Ezanlar Türkçe okutulurken…

CHP’liler hep “fiziğin gücü”nden faydalanmışlardır.

Anlayacağınız,

CHP’nin inkılâplarının tümü “fizik kanunları” kullanılarak hayata geçirilmiştir.

Muharrem İnce’nin bulduğu her fırsatta kendisinden “Fizik Öğretmeni” diye bahsetmesi de bundan kaynaklanmaktadır.

Zira, cumhurbaşkanı olursa o da fizik kanunlarından faydalanacak..

Hem daha şimdiden;

“Kanal İstanbul”u,

“Yerli otomobil”i,

“Üçüncü Havalimanı”nı,

“Cumhurbaşkanlığı Külliyesini” kaldırmaktan söz etmiyor mu?

*

Evet, evet!..

Muharrem İnce, cumhurbaşkanı seçilirse kesinlikle “fizik” bilgisini kullanacaktır.

CHP’lilerin bu huyunu bilen merhum Necmettin Erbakan Hocamız, bizi uyarmış;

"Önemli olan fizik değil, beyin!.." demişti.

Gün bugün…

Gün;

CHP ile iş tutan SP’li yöneticilere rağmen, Saadet Partili kardeşlerimizin “beyin”lerini kullanma günü!..

Maazallah,

CHP’liler bir kez “fizik”i olarak toparlanıp, güç kullanmaya başlarlarsa, nerede duracakları, neleri kaldıracakları belli olmaz!..

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23