• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Zekeriya Say
Zekeriya Say
TÜM YAZILARI

Bugün biraz dertleşelim mi?

14 Mayıs 2023
A


Zekeriya Say İletişim: [email protected]

Türkiye bugün, yeni yüzyılın liderini ve parlamentosunu seçmek için sandık başına gidiyor.

Kullanılacak oylar, tam bağımsız bir Türkiye’nin muştusu olsun.

Bugün siyasi propaganda yapmak yasak olduğu için hiç kimseye, “oyunuzu şuna verin” deme şansımız yok…

Şunun bunun dolduruşuna gelmeyin, akl-ı selim ile hareket edin yeterli!. 

Zaten ünlü Sosyolog Gustave Le Bone da, siyasi telkin ile ilgili, “Elli seneden beri binlerce nutuk dinledim, onlardan pek azı benim fikrimi değiştirdi fakat hiçbirisi oyumu değiştirmedi” der.

Eh!

Madem kimsenin “oyunu” değiştiremiyoruz, o halde toplumsal meselelerimiz hakkında dertleşelim…

Galiba bir belgeselde görmüştüm.

Mısır’daki antik kazılarda, bundan 5 bin yıl önce yazılan ve “toplumun yozlaştığına, ahlaksızlığın arttığına, insanların değerlerinden uzaklaştığına” yönelik şikâyetlerin yer aldığı bir yazıttan bahsediliyordu.

İnsanlar günümüzde de benzer sorunlardan şekvacı…

Maalesef, helal harama karışmış, faiz almış başını yürümüş, rüşvet harçlığa dönüşmüş, namussuzluğun adı “çapkınlığa” çıkmış durumda...

Özetle toplumun neresinden tutsanız elinizde kalıyor.

Allah’ın lanetlediği eşcinsel sapkınlık, her türlü gayrı meşru ilişkiyi şirin göstermeye yönelik kirli propaganda, individüalizm virüsü ve popüler kültürün dayatmaları, başta aile yapımız olmak üzere toplumun tüm katmanlarını alttan alta kemiriyor.

Yaşanan bu ahlak ve maneviyat erozyonundan mütedeyyin kesim de payına düşeni ziyadesiyle alıyor. 

Ortalık, başını örten, altına daracık elbiseler giyen, düğün salonlarında pervasızca dans eden, erkek arkadaşları ile sarmaş-dolaş vaziyette dolaşmaktan çekinmeyen başörtülü kızlardan geçilmiyor.

Oysa laik cumhuriyet ile içi boşaltılan tesettür, 60’lı yılların sonuna doğru başlayan İslami uyanış ile yeniden anlam kazanmış, Müslüman genç kızlarda örtünme arzusu ve bilinci, ilahi emrin yanı sıra bir tutkuya dönüşmüştü.

Gücü ellerinde bulunduran dönemin ceberut yöneticilerinin, tesettüre karşı başlattığı amansız mücadelesine…

Başörtülü kadınların çalışma ve eğitim hayatına dâhil olmasının önüne geçen “kamusal alan” zırvasına…

Ve!

1960 darbesinin subaylarından Kurmay Albay Emin Aytekin’in kızı ve bir dönem milletvekili olan Fatma Nur Serter’in “ikna odaları”na rağmen, örtülerinden milim taviz vermemişlerdi.

Okula alınmadıkları için kendilerini demir parmaklıklara zincirleyen, polis amcaları tarafından sopalarla darp edilen…

Buna rağmen postal heveslisi seküler yobazların “kara kışına” direnen başörtülü kız öğrenciler, “Ağlama Zeynebim bahar gelecek” marşları söyleyerek, bu zulmün biteceği günü beklemişlerdi.

*

Hamdolsun o nahoş manzaralar tarihe karıştı. Fakat şimdi de rehavetten kaynaklanan bir toplumsal çürüme başladı.

Başını örterek Allah’ın emrine uyan bir kız, bir erkeğe sokakta sarılarak Allah’a isyan ediyor. 

Camide namazını kılan bir delikanlı, çıkışta iddaa oynayarak harama bulaşıyor.

Hacı abi, aracının modelini yükseltmek için faize dalıyor.

Bankalar, kurbanlık için kredi verecek kadar zıvanadan çıkmış durumda…

Bir şey diyecek olsanız, tartışmanın sonu maazallah küfre varıyor.

Hâsılı!

Hiçbir devirde günahlar bu kadar alenileşmedi, reklâm edilip güzel gösterilmedi.

Allah’ın emrine uyan bir Müslüman’ın, artık harama girerken kılı dahi kıpırdamıyor.

Dün canımızı verdiğimiz, cop yemeyi göze aldığımız, kamusal alandan dışlanmaya rağmen terk etmediğimiz değerlerimizi, bugün bozuk para gibi harcıyoruz.

Saçının tek telini bile göstermenin günah olduğunu bilen bir kızın saçlarının yarısı dışarıda…

Olmadığımız gibi görünüyoruz, olmamız gerektiği gibi görünmeyi denemiyoruz…

Ağzı içki kokulu, donu b.klu bir mukaddesat düşmanı bile Müslümanların bugünkü haliyle dalgasını geçiyor.

“Altı kaval üstü şeşhane” diyerek, bacılarımızın görünüşüyle eğleniyor.

Ahlak ve edep fukarası bbazı mezhepçi yobazlar ise, Müslüman genç kızlarını dudaklarından gözlerine, yüzlerindeki allıktan başlarındaki gözlüğe kadar iyice bir süzdükten sonra, onları “davetkâr” bularak “arandıklarına” ve “cinsel açlıklarını gençlere duyurmaya çalıştığına” hükmedebiliyor.

*

Tamam!

Türkiye bugün özgürlükler noktasında çok yol aldı ama özgür olacağız diye aslımızdan, manevi ve mukaddes değerlerimizden uzaklaşmanın, onların içini boşaltmanın ne anlamı var?

Özgürleştik diye illa yozlaşmamız mı gerekiyor?

Allah’ın, İslâm’la şereflendirdiği bir Müslümanın, başkasına benzeyerek izzet ve şeref sahibi olacağını düşünmesinden daha acı ne olabilir?!..

Muhammed İkbal ne diyor bir şiirinde:

“Özünü ihmal eden her insan,

İnsanların yok olmaya en layık olanıdır.

Yabancıların yaşayışını taklit eden her kişi de,

Hiçbir zaman şahsiyetini bulamayacaktır...”

*

Özetle, özümüzü ihmal etmeyelim kardeşlerim…

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

turgay koç

doğru peki bütün bunlar niye oluyor çünkü okuduğu fatihanın anlamını bilmiyorda ondan bu millete kuranı ölüye okunan kitap olduğu öğretilmiş ölünün ne işine yarayacaksa

DEVLET YÖNETİMİ ASLA RİYAKARA, DİNSİZE VERİLEMEZ, TESLİM EDİLEMEZ

Devlet yönetimi asla ama asla bir riyakara, DİNSİZE VERİLEMEZ, TESLİM EDİLEMEZ. CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu oruç tutmadığı ve daha düne kadar da İSLAMA, MÜSLÜMANA KİN, NEFRETLE SALDIRDIĞI halde İFTAR SOFRALARINDAN DA eksik olmadı. MÜSLÜMANIM DİYENLERİ UYARIYORUZ, Chp'yi, CHP'Lİ Yİ destekleyen MÜSLÜMAN İMANINI, İTİKADINI YOKLAMALIDIR. ZALİMLERDEN, FASIKLARDAN OLMAMALIDIR. ZALİM OLMAYAN BİR MÜSLÜMANA ZALİM DİYENDEN DAHA ZALİM VAR MIDIR. ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM. MUŞLUADAM
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23